Ig:uumrii_
.Çantamı üstüne koyduğum fortmantodan alıp, tek kulbunu omzumdan geçirdim.
Converselerimi ayağıma geçirip bağacıklarını bağlarken içeri doğru seslendim.
"Babaaa ben çıkıyorumm"
Ev tamamen sessizdi. Yutkundum. Gelen farkındalıkla gözlerimi kapatıp açtım. İnsan alışkanlıklarını bırakamıyordu.
"Siktiğimin alışkanlığı" diye mırıldandım evin çelik kapısını kapatırken. Elimdeki anahtarı sırt çantama atıp hızla iki katlı apartman kapısından dışarı çıktım.
Yan sokaktan tüm gücüyle bana doğru koşan bedenle hafifce sırıtma isteği geldi.
Tuna dururken hızını alamayıp omuzlarıma tutunmuştu düşmemek için. Nefes nefese haline gülerken bende onu tutmaya çalıştım.
"Yine Fırat mı?"
Soluklarının arasından konuştu.
"Bu sefer sikiyordu belamı"
Mahallede yükselen kahkaham ile bir kaç kişinin dönüp bana baktığını hissettim.
"Demek günlük antrenmanını yaptın"
"Keşke yokuşu çıktıktan sonra karşılaşsaydık. Koşarak çıkmak çok zormuş"
Çantamın içinden az önce marketten aldığım pet şişeyi ona uzattım.
"Saol kardeşim var bende"
Genelde yanında su taşımazdı. Aslında hiç bir şey taşımazdı. Sırt çantasını görsel amaçlı kullanıyordu. 'okula gidiyorum ben, evet evet öğrenciyim' görünümü vermek için. Tüm kitap ve defterlerini sırasının altında muhafaza eder, okula kitap defter götürme zahmetine girmezdi. Ne kadar bu yasakta olsa tüm temizlik görevlileriyle kanka olan arkadaşım hepsinin ağzından girip burnumdan çıkarak ikna etmişti ve tunanın kitaplarını atmıyor, müdüre söylemiyorlardı.
Çantasından çıkardığı suyu içip nefesini düzenledi.
"Anlamıyorum niye bu kadar uzattı"
Elini omzuma atıp başını hafifce bana eydi. Benden bir kaç santim uzun olmasına ramen aramızda boy farkı var gibi duruyordu.
"Kardeşine t*cavüz etmişim gibi davranıyor"
Fırat abi hiç üşenmeden Tunayı gördüğü her yerde kovalar yakalarsa döverdi. Bu yaklaşık üç ay önce Fırat abinin ortanca kardeşi Ahu evlerinin önünde Tuna ile öpüşürken gördüğümden beri süre gelen bir olaydı.
"Hayır kız beni evlerine çağırıp öptü. Benim suçum ne? Karşılık bile vermedim. Hasta adam ya. Asla usanmıyor. Bıktım ya."
"Fırat abinin derdi başka gibi"
İmalı bakışlarımı Tunaya çevirip gözlerimi kırpıştırarak baktım.
"Nasıl derdi başka?"
Tuna anlamayan ifadesiyle bana bakarken dudak büktüm.
"Bilmiyorum ama tek derdinin Ahuyu öpmen olmadığı kesin. O kadar maço değil di o çocuk"
Tuna kafamın arkasına vurup çemkirmeye başladı.
"Çocuk dediğin adam 24 yaşında."
"Onun yaşıtları evleniyor adam hala bi lise bebesinin kardeşini öpmesinin hesabını soruyor. Sencede fazla çocukça değil mi?"
Tuna bana hak verir gibi bakıp omuzlarını düşürdü.
"Aslında bundan çokta şikayetci değilim"