Sana deli, olan beni
Harca hiç korkma
Hastayım sana dermansızım
Başkayım sana, sana arsızım(iyi okumalar benim tatlı bayram şekerlerimmm)
Kiralık aracı her zaman yaptığı gibi iki sokak öteye park edip gecenin karanlığında dip dibe inşa edilmiş evlerin dar yollarında ilerlemeye başladı. İki saat önce içtiği sigara etkisini kaybedince hemen yenisini yakmak için cebinden paketi aldı. Paketin eksik sigaralar yüzünden boşalan alanına yerleştirdiği beşiktaşlı çakmağını çıkartıp dudaklarının ucuna yerleştirdiği sigarasını yakmaya çalıştı.
Ama başarılı olamamıştı. Esen rüzgar ona engel oluyordu. Elini sigaraya siper edince ucunu tutuşturmayı başardı. İçine çektiği zehirli dumanı gecenin siyahına leke sürer gibi gökyüzüne bakarak üfledi. Gri dumanın havada süzülüşü hoşuna gidiyordu.
Hafiften yağmurun çiselediğini farkedince giydiği sweatshirtün şapkasını kafasına geçirdi. Şapka neredeyse gözlerini kapatacak kadar aşağı inmişti. Kot ceketinin önünü kapatıp hafif dik yokuş merdivenlerinden çıkmaya başladı. Elleri cebinde pek etrfata ne olup bittiğiyle alakasız, kendisine bakarken gözlerinin parladığını gördüğü çocuğu düşünerek ilerliyordu.
Ne vardı bu çocukta kendini bu kadar kaptırdığı anlam vermiyordu. Sürekli onu düşünürken yakalıyordu kendini. Onu boynundan öpmeyi, kucağına almayı, dudaklarını ısırmayı, hatta si...
Yani onunla yaptığı her şeyi. Sıkkın bi soluk çıktı ağzından. Yoksa onu özlüyormuydu? Onunla yatmatı evet ama peki ya onu?
Bu düşünceler genç adamı gülümsetmişti. Kendide ne istediğinden bi haberdi. Aşkın nasıl hissettirdiğini bilmiyordu ki anlasın. Karşılaştırma yapabileceği bir şey yaşamamıştı ki. İlk kez yaşıyordu bu duyguların hepsini.
Heycanı, tecrübesizliği, belirsizliği, kuralsızlığı.
Onunla ilgili her şey çok net ve bi o kadarda şüpheliydi. Belkide tam olarak bu yüzden ilgisini çekmişti bu çocuk.
Merdivenlerin başında, kafasını telefona gömmüş kara kara düşünerek bir şeyler yazan kızı fark etti. Kız yazdıklarına anlık olarak sırıtıyor bir kaç saniye sonra ciddi bi ifadeyle devam ediyordu. Geceye karışan siyah dalgalı saçları, rengarenk kıyafetleri ve simsiyah makyajıyla dikkat çekici duruyordu.
Genç bir kaç merdiven aşağıda, yukarısında kalan kızı izliyordu. Bir kaç saat sonra sabah olucaktı. Tek başına sokakta oturmuş ne yazıyor olabilirdi ki?
Bir kaç saniyelik duraklamadan sonra bunun anlamasız olduğunu düşünüp merdivenleri çıkmaya devam etti. Elinde ki sigaranın külünü yere döküp, dudaklarına sıkıştırarak bir nefes daha çekti.
Tam kızın yanından geçerken kız izlenme hissiyle aniden başını kaldırıp genç adama baktı. Etrafı aydınlatıcak bi sokak lambası yoktu. Şapka yüzünün yarısını kapattığı için kız gencin yüzünü görememişti. Tekrar ilgisini telefonuna vericekti ki dehşete düşmüş bi ifadeyle tekrar genç adama baktı. Çoktan arkasında kalmıştı genç adamın. Karanlıkta uzaklaşmasını izlerken kendi kendine mırıldandı.