500 okunma okmuşşş 🎊🎉🎉🎊 bu çoğu kişi için sıradan ama benim için muhteşem bişi. <33Ig:uumrii_
(Benim karakter için hayel ettiğim rüzgar bu. Boynundaki dövme hariçinde rüzgarında vücudu bu tarz dövme kaplı arkadaşlar)
(Bu da benim aşkım tuna<3)
*
Mahallenin sınırları içine girer girmez etrafı kolaçan etmeye başladı genç çocuk. Temkinli adımlarla ilerlerken bir yandan da fırat etraftamı diye bakıyordu. Sokağın temiz olduğunu farketip rahatca bi nefes alarak ilerlemeye başladı, evinin olduğu sokakta.
Kahvenin önünden geçerken mahallenin 'abileri' diye adlandırılan grubun orada pineklediğini farkedip 'eğer onlar burdaysa fırat abide fazla uzaklarda olamaz' diye geçirdi içinden endişeyle. Hiç dayak yiyecek havada değildi. Özellikle daha önceki dayaktan iğleşmeyen yaraları varken.
Kendisini farketip yanlarına çağırmasınlar diye başını öne eğip, onları hiç farketmemiş gibi hızlı adımlarla uzaklaşma planı yaparken, her şey için çok geç olduğunu ifade eden o ses yükseldi kahvenin önünden.
"Ooo tunam nasılsın koçum. Gel şöyle bi yanıma"
Bu kendisiyle samimiyeti olan tek mahalle abisi olan altu abinin sesiydi. Tunayı korur kollar kardeşi gibi severdi. Fırat ile bir kaç kez bu yüzden tartışıp hesap bile sormuş, bu yüzden günlerce kavgalı gezmişlerdi. Artık çocuğun peşini bıraktığını sanıyordu. Tuna, bu iki yakın dostun araları tekrar bozulmasın diye fıratın hala onu köşe bucak kovalayıp bir yerlerde sıkıştırıp dövdüğünü söylemiyordu. Fıratta zaten altun'un yanında mevzu kapanmış gibi yapıyordu. Her seferinde tuna içinden 'iki yüzlü' diye geçirmekten kendini alamıyordu.
Ne kadar Altunun yanında Fırat bir şey yapmayacak olsada, Tuna'nın tedirginliği kendini belli ediyordu. Bir yandan etrafına bakarak konuştu düz tutmaya çalıştığı sesi ile.