Ne kadar zaman olmuştu? Kaç saat geçmişti? Zihni bunu algılayabilecek durumda değildi. Göklerde hissediyordu kendini. Hem kanında dolanan sinsi zehir hemde içindeki dayanılmaz haz ve doluluk hissiyle.İkiside defalarca kez boşalmışlardı. Ama yetmiyordu. İkisinede yetmiyordu. İki taraf içinde ilkti. Çoğu kişi ağırdan alırdı. Belki ufak dokunuşlarla başlaması lazımdı, nasıl şekilde sağlıklı bi ilişki olurdu? Umurlarında değildi ikisininde. Ne Rüzgar ilk kez bi erkekle yattığı gerçeğine alışmaya çalışmıştı, ne de Irmak. yıllardır birbirlerine aç gibi duracak niyetleri yoktu.
Birbirlerine karışan nefesleri ve bedenleri, muazzam bir uyum içindeydi. Birbiri için yaratılmış, var oluşlarının amacı buymuş gibiydi.
Beyinleri uyuşan iki gençte kendilerini zamanın farklı bi boyutunda gibi hissediyordu. Onlara göre zaman hiç geçmiyor, onlar zamanın akışına ters istikamette uçuyorlardı.
Küçük olanın gücü ve dermanı kalmamıştı. Zar zor bir elini, karşısındaki çocuğun terden ıslanmış saç diplerine geçirdi. Diğer elini ise omzuna götürüp güç almaya çalışarak kendini kaldırdı.
Hızlı nefeslerinin ardından konuşmaya çalıştı.
"Iah- gel- gelmek üzereyim..."
İçine hızla girip çıkan penisin vurduğu tatlı noktası onu yine doruğa ulaştırmıştı. Büyük bi inilti koptu çocuğun ağzından ve elini penisine atıp çekiştirdi ve sonu gelene kadar durmadı.
Rüzgar küçüğünün boşalmasını izlerken artık danamayacağını anladı. Vücudu titremeye başladı ve son bir kaç sert vuruşun ardından titreyerek içine boşaldı.
Irmağın gördüğü en güzel şey olabilirdi, Rüzgarın boşalırkenki yüz ifadesi. O güzel gözlerinin sıkıca kapanması, kaşlarını çatıp alt dudağını ıstırması, en sonunda ise onu öpmesi. Rüzgar kendisinden daha fazla inliyordu hatta çoğu zaman Rüzgarın sesi onu bastırıyordu.
Irmak sexsin bu kadar güzel olucağını tahmin etmemişti. Genelde boş bir şey olduğunu düşünürdü. Bir kaç dakika zevk verir sonra hiç yaşanmamış gibi olucağını düşünüyordu. Ama öyle değildi. Yada gerçekten öyleydi. Rüzgar yerine bir başkası olsaydı böyle olurmuydu? Oğuz olsaydı? Hep hayalini kurduğu çocukla da sex bu kadar zevk verirmiydi? Bu öyle bir şeymiydi. Yada hissettiği bu duygular yanlızca Rüzgara mı aitti.
Şuan sarhoş olduğu için zihni pek sağlıklı çalışmasada -ki zaten sağlıklı çalışmıyor- hissettiği şeyin yanlızca sevişmeleriyle bir ilgisinin olmadığını biliyordu. Rüzgardan hoşlandığı aşikârdı. Bunu kabul etmişti. Oğuzu unutmuşmuydu?
Irmağın kasılıp gevşeyen deliğinden akan kendi menilerine baktı. Yutkundu.
"Çok güzelsin"
Gerçekten öyle düşünüyordu. Genelede seviştiği kızlara sex sırasında böyle şeyler söylemesine bi anlam yüklemezdi. Kızlarda yüklemezdi zaten sex anında söylenen şeylerin hepsi birer masal cümleriydi. O anki zevkten iki tarafta birbirlerini harika görürdü.