Aylar önceki akımda yapmıştım. Bölümü yeni attığım için garipsemeyin.
Keşke biraz yorum yapsanızda benimde yazacak hevesim kalsa. Kitabı okuyorsunuz ama ne oy veriyorsunuz ne de yorum...
.
"SİZ NE YAPIYORSUNUZ ORADA"
Bu ses... Olamaz.
Koridorun başından gelen çığlık vari bağırma sesi duvarlara çarparak yankılandı. Ne olduğunu anlar anlamaz Rüzgarı önümden kenera doğru ittim. Kızgın bi boğa edasıyla, topuklu ayakkabılarını koridor fayanslarına vura vura bize doğru koşar adım gelen hamile Hülya hocaydı bu. Muhtemelen 8 inci çocuğuna falan hamile. Ve hayır ingilizce hocası değil.
Eli ile karnının altından destek yaparak yanımıza kadar geldi. Daha iki aylık hamile olmasına ramen karnını tutarak yürüyordu. İşi gücü şov kadının. Normalde olsa bu hareketine gözlerimi devirirdim ama şuan acayip gergindim. O bakışları biliyordum. Az önce öpüştüğümüzü görmüş olmalıydı.
Daha kötüsü olamazdı diye düşünüyordum. Çünkü hülya hoca okuldaki en gıcık hoca olmasının yanı sıra tanıdığım ikinci en homofobik insandı. Her şeyi arşa çıkararak abartmayı seven bu kadın kim bilir bize neler yapıcaktı.
Avuç içlerim terliyor, kalbim çok hızlı atıyordu. Bu tam olarak sıçtığımın imzalı göstergesiydi.
"Siz az önce..."
Şaşkınlıkla kocaman açılmış gözlerini, tiksinti dolu yüz ifadesiyle ikimize çevirdi. İşaret parmağıyla ikimiz arasında mekik dokuyarak, daha çok kendine inandırmaya çalışıyormış tekrar etti.
"Siz az önce birbirinizi mi öpüyordunuz"
Sonlara doğru korkunçlaşan sesi bir farkındalığı daha kazandırdı bana. Evet sanırım bu okuldaki son günüm. Ve günümüz.
Ben ecel terleri dökerken yanımdan gelen yüksek volümlü kahkaha yerimden irkilmeme sebep oldu. Rüzgar karnını tutarak kahkaha atmaya devam ediyordu. Ben ve Hülya hoca şaşkınlıkla Rüzgarı izliyorduk. Akıl sağlığını kaybetti heralde korkudan garibim. Üzüldüm şimdi çocuğa. Ama bi dakika zaten onun yüzünden bu durumdaydım. Beter ol piç.