Şu minnaklığa bak yiycemm <3
İyi ve kötünün ötesinde kitabında derki Friedrich Nietzsche : Bir hamamböceği öldürürsen kahraman, bir kelebeği öldürürsen şeytansın. Ahlakın estetik standartları vardır.
Bu mahkemeye takım elbiseyle geldiği için iyi hal indirimi alan onca suçluda olduğu gibi.
Düşünün.
Çok açsınız, dayanamayacak duruma geldiniz ve bi marketten yiyecek bir şeyler çaldınız. Yakalandığınızda çok aç olmanız sizi daha az suçlu yapar mı? Yada deli olmanız?
Bi cinayeti örtbas etmek bu kadar kolay mı? Cesedi bi yere götürüp gömdüğünüzde her şey bitiyor mu?
Dün ki çaresiz ve bitik halini görünce bu işe onu karıştırmasamıydım diye düşünüyorum. Ama tek başıma asla yapamazdım. Ya o an o bıçağı kendimede saplicaktım yada o cesetten kurtulucaktım.
Acaba dayanamayıp gidip polise her şeyi itiraf eder mi diye düşünmüyor da değilim. Ama sonuçta bu işe o da bulaştı en az benim kadar suçlu. Yardım ve yataklıktan, delilleri karartmaktan kaç yıl yer acaba?
Sıkıntıyla bi nefes verdim. Bu gün Oğuz okula gelmemişti. Normal şartlarda her gün okula gelir, devamsızlık yapmazdı babasından korktuğu için. Ama gelmemişti. Yine sabaha kadar ot içip, arkadaşlarıyla takıldığı depoda sızıp kaldığına eminim. En son okula gelmediğinde de öyle olmuştu. Rüzgarıda ilk ve son kez, yanında bir kaç oğlanla okula girerken görmüştüm sadece ve yüzüme bakmadan yanımdan geçip gitmişti. Belkide kısa boylu olduğum için beni farketmemiştir.
Rüzgar demişken... Acaba şuan ne yapıyor? Yanına gitsemiydim. O gün bi anda kalkıp gittim. Bir şey de demedim. Acaba beni merak etti mi? Etse arardı. En azından mesaj atabilirdi değil mi?
Off bu düşünceler beynimi patlatıcak. Bi çok ilgili çok değer veriyormuş gibi davranıyor, bi sikine sallamıyor. Ama onu düşünmeden de edemiyorum. Yine benimle ilgilensin istiyorum, yine mesaj atsın, yine gelsin yanıma, yine öpsün beni istiyorum.
Gözlerimi kapattım.
Onun yüzünü görüyordum.
Hayır- hayır! Aç gözlerini Irmak saçmalama. Sikti attı çocuk seni aramadı bile bide onu düşünüyorsun. Salak şey salak. Çok büyük bi sorunum var ve kafama takmam gereken son şey bile değil Rüzgar.
Son dersteydik ve ben kafamda ki düşüncelerimle birlikte oturduğum cam kenarında ki sıramdan ön bahçeyi yavaş yavaş dolduran okul servislerini izliyordum. Bir anda kafama çarpıp ani acı veren şeyle inledim ve gelen şeyin kaynağına doğru baktım.
Sınıfta ki hoca tek eli ile gözlüğünü düzeltip ellerini göğsünün altında birleştirmiş bana çatık kaşlarıyla bakıyordu. Bi elimle acıyan yeri ovuşturdum.