whatever ive done
i did it for fun
🃏previously on harika
jimin saçlarını kestirdikten sonra bir depresyona girmişti, bu depresyonun sebebi duygularına karar veremeyişiydi. cinsel kimliğine duyduğu şüphe bir yana jungkook'a karşı olan hislerine de bir isim koyamıyordu.
jungkook'un jimin tarafından sözünün dinlenilir olduğu ilk anda jungkook onu taehyung'la barıştırdı.
bu sırada taehyung ve yoongi'nin ilişkisini insanlar daha fazla fark ediyorlardı artık.
geçen günlerden birindeyse jimin jungkook'un boya alerjisini bilmeden ona saçını boyattı. ANCAK HERKES GÖ*ÜYLE OKUDUĞU İÇİN BOYA SAHNESİNİ İKİ KEZ YAZDIĞIMI, BİRİNDE SORUNSUZCA JIMIN'İN TRAMVALARINI ANLATTIĞINI DİĞERİNDEYSE JUNGKOOK'UN ALERJİSİNİN TUTTUĞUNU VE NEREDEYSE ÖLDÜĞÜNÜ FARK. BİLE. ETMEMİŞ. size ne desem az.
oturun da anlayın niye böyle yazdım.
yazıklar olsun gerçekten.
neyse değinmek istediğim bir başka şey bölümlerde ismi geçen, herkesin bir şey tarifi aldığı, cath, jimin'in eski bir arkadaşıydı. ayrıca jimin'in 12. bölüm part 1in sonunda bahsettiği 'deli eski arkadaşım ve onun deli kocası' yine kendisi ve bu bölümde göreceğiniz jest.
iyi okumalar <3içimde derin bir sıkıntı var.
yataktan doğrulduğumda bugünün benim için o kadar da güzel bir gün olmayacağını anlamıştım.
derin bir nefes alıp yataktan kalktığımda zihnimde işe gitmeme fikri belirdi, bu fikir bir kurt gibi düştü yüreğime ve kemirmeye başladı. adımlarımın beni getirdiği banyoda başımı kaldırıp aynaya baktım. "jimin benim yerime de idare eder, zaten bugün görev yok." dedim düşüncelerimi dile getirip. ellerimle yüzümü kapatıp ofladım. neden bu kadar kötü hissettiğimi anlamamak beni daha da yıpratıyordu.
musluğu açıp ellerimi ve yüzümü yıkadım. havluyla kurulamadan çıktım banyodan, yüzümdeki ve saçımdaki sular yere damlarken öylece yürüyordum kapıya doğru. çalacağına dair bir öngörüm olmasa da belki de çalsın istediğimden o yöne doğru ilerliyordum, bilemiyordum ancak bilmeme de gerek yoktu. kapı çaldığında önünde durup açtım. karşımda gördüğüm adamla içimdeki sıkıntı bir fanusa hapsoluyor, yüzümde gülücükler açıyordu sanki. "günaydın." kapıya yaslandım gevşekçe. "bu saatte burada olmanı neye borçluyuz?"
"başıma açtığın belalara." homurdanarak içeri girdi yoongi. "üstünü giymiyorsun, yaralısın dinlenmiyorsun... bir kere bile beni dinlesen ölür müsün?" bana söylene söylene içeri yürüdü, ben de kapıyı kapatıp peşinden ilerledim. odanın ortasında durup bana döndüğünde yüzünü avuçlarım arasına aldım. "kim sinirlendirdi seni?"
çatık kaşları gevşedi, yüzündeki ifade yumuşadı. dudaklarını aralayıp kapadı. bileklerimi tutup çekti yüzünden. "niye yatakta değilsin? hala iyileşmedin."
"bir sorun olmadığına emin miyiz?" sanki fanustaki sıkıntı camı kırmaya çalışıyordu, yoongi'nin huzursuzluğu beni daha da boğuyordu. bileklerimi elinden kurtarıp ona sarıldım. "korkutma beni."
yoongi kollarını belime sarmayınca ona biraz daha sıkı sarıldım. "konuşmuyor muyuz?"
"ben sana çok kızgınım şu an. kızgındım."
"özür dilesem geçer mi? hemen geçsin olmaz mı?" burnumun ucu sızlarken geri çekilip ona baktım. "ben ne yaptım küsülecek?"
"hoseok'la konuşmuşsun. benim insana dönüşmeyi kabul edip etmemem hakkında."
yutkundum. yoongi'nin yumuşayan ifadesi tekrar gerildi.
"artık benim sözlerim teyit edilmeye ihtiyaç duyar mı oldu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎩 Harika ♯ Jungkook ✓
FanfictionHARİKA | ritmi hissediyorum tek başıma dans ediyorum çünkü tek başına dans etmekle bir problemim yok jungkook düğününden kaçarken bulduğu beyaz tavşan tarafından harikalar diyarına götürülmüştü. +20. şiddet, sh, !ntihar bahsi ve bilimum kötü tetikle...