"bu kek daha iyi sanki, ne dersin jimin?" taehyung çatalı jimin'e uzattı, jimin pencereden dışarıyı izliyordu ellerini arkasında birleştirmiş.
"ah, bu bugün üçüncü ama." yanına gidip omzunu dürttü. "insan abisinin düğün hazırlığına yardım ederken biraz daha hevesli olur ama."
"sen benim abim değilsin." dedi jimin, gözlerini kırpıştırıp ona döndü. "sabahtan beri pasta deniyorsun, hepsinin tadı aynı, herhangi birini seç ve bu işkence sona ersin artık."
"düğün günümde her şey mükemmel olmalı." kaşlarını çattı taehyung. "yoongi hazırlıkları bana emanet etti ve her şey ona layık olmalı."
"yoongi bu saçma işleri sana kitledi taehyung. sahi, nereye kaçtı o? bunalttın adamı iyice."
"doktor hoseok'un iyileşiyor olduğunu söyleyince, onunla kalmak istedi."
"ne doktoru?"
taehyung pastaları dizdiği masaya adımladı. "hoseok bana yardım et diyince onun için bir hastane kurdum, başında doktor vardı." bir pastadan bir dilim alıp ağzına attı, "mm, fazla ekşi."
"hepsi aynı işte." ofladı jimin. "aptal pastalar. ne fark eder misafirlerin ne yediği?"
"ben o gün çok mutlu olacağım." dedi taehyung pastalara bakınırken. "benim en mutlu günümde herkes mutlu olmak zorunda." kafasını ona çevirdi. "evleniyorum diye yas tutacak gibisin?"
"üzgünüm, pek tadım yok." gülümsedi jimin.
"birbirimize zoraki gülümsemeler verip geçiştirecek kadar uzak olduğumuzu bilmiyordum." çatalı masaya koydu taehyung. ellerini ceplerinde koydu ve ona yaklaşıp tam karşısında durdu. "tadın yok, tadın uzun zamandır yok zaten. neden yok?"
"bir şey oldu." jimin'in bakışları yeniden derinleşirken taehyung onu kaybettiğinin farkındaydı, jimin bir anıya dalmış olmalıydı.
"jungkook bu tatlıyı dolaba mı koyayım?" seslensem de duymamıştı. elimdeki kirli tabağı bırakıp köpükleri yıkadım, banyodaydı ve ben de banyoya ilerledim. hiç ses çıkmıyordu ondan ve endişelenmemek çok zordu.
iyi olmadığını biliyordum, iyileşmemişti, iyileştiremiyordum ve bununla yaşamaya başladığımızı kabulleniyordum. yaralara rağmen yaşayabileceğimize çok inanmıştım, salak gibi.
banyo kapısını açtığımda yerde gördüğüm kanın temizlemeyi unuttuğum bir şey olduğuna inandım birkaç saniye, hala salak gibi inanmıyordum bir şeylerin ters gidebileceğine. jungkook'a baktığımda kanın elinden aktığını gördüğümde anca anlayabilmiştim sorunu.
"iyi misin?" diyerek öne atıldım, bir havlu kapıp eline bastırdım onun. ağlıyordu, başını salladı. korkmuştu, buz gibiydi eli. "elimden kaydı jilet, düşüyordum ben, tutmaya çalışırken oldu-" demeye çalıştı kesik nefeslerle, buna da inanmak istedim.
"gerçekten yanlışlıkla olmuş olabilir." dedi taehyung sakince.
"banyo kaygan değildi ki." dedi jimin de dolu gözlerini ona çevirirken. "terlikleri de vardı." eliyle gözyaşlarını iteledi. derin bir nefes aldı. "hala kendine bir şey yapmayı istediğini bilmiyordum."
"bu uzun bir süreç, biliyorsun." derin bir nefes aldı taehyung. "kolay şeyler yaşamadı."
"benim hatam olur." dedi jimin onun sözünü keserek. "bir şey olursa yani, biliyorsun, onu korumak benim işim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🎩 Harika ♯ Jungkook ✓
FanfictionHARİKA | ritmi hissediyorum tek başıma dans ediyorum çünkü tek başına dans etmekle bir problemim yok jungkook düğününden kaçarken bulduğu beyaz tavşan tarafından harikalar diyarına götürülmüştü. +20. şiddet, sh, !ntihar bahsi ve bilimum kötü tetikle...