30.Bölüm: bir bilinmezlik daha

50 8 6
                                    

30.BÖLÜM: "BİR BİLİNMEZLİK DAHA"

Babam sedirin üzerinde Kur'an okuyordu. Yanına gidip yamacına kıvrıldım. Gitmeden biraz dinleyerek ruhuma ışık salmak istedim. Çünkü karanlıkların içinde boğuluyordum ben artık.

"Ve inne lekum filenâmi leıbrah..." devam etti ve bitirdi ayeti. Göz ucuyla bana baktı: "Tut bu ayeti aklında." dedi ve esteız-u billah çekerek okumaya devam etti. Sonunda sayfayı bitirince yavaşça kapadı Mukaddes Kitabımızı. Gülümseyerek bana döndü.

"Ayet aklımda." dedim hatırlatarak.

"Tamam. Bakalım."

Kalkıp bir meal kitabı aldı kütüphaneden ve o sayfayı aramaya başladı: "Neredeydi bu sûre. Hah buldum. 14. cüzde. Nahl sûresi, ayet 66. Bismillah. 'Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size onların karnındaki işkembe pisliği ile kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki, içenlerin boğazından afiyetle geçer.'"

"Mucize!"

"Allah'ın mucizeleri biter mi? Şimdi sana bir soru: Allah bu ayette bize ne anlatmaya çalışıyor?"

"Büyüklüğünü."

"Hiç kuşkusuz her ayet O'nun büyüklüğünü anlatır. Başka?"

Mucize demiştim. Başka? Im... Bilmem sen söyle babam, ne?"

"Sonra söyleyince 'biraz daha düşünseydim bulurdum' deme sakın!"

"Hiç öyle söyleme çünkü ben senin kadar okumadım. Bu yüzden de bulamam, zor."

"İyi madem. Söylüyorum."

"Pekala!" Seslice güldüm: "Evet hazırım." Kendimi bir sınavda gibi sonsuz heyecanlı hissediyorum. Genelde hep böyle olurdum.

"Cenâb-ı Hak, posa ile kan arasından süt çıkarıyor. Aralarında Allah'ın (c.c) Kudretinden perde var. Biri diğerine karışmıyor. Allah buyuruyor ki; 'Ben size posa ile kan arasından halis süt çıkarıyorum. Siz de posa gibi nefis ile kan gibi olan şeytan arasından halis bir ibadet çıkarın.'"

"Aman Allah'ım ne ince, ne derin bir anlam. Nasıl bir mesaj."

"Tefsir işte buna deniyor," dedi.

Etkilenmiştim. Boğazım düğümlendi. Kudretinle bizi kuşatan Rabbim. Biz, emirlerini hakkıyla uygulayamayan aciz kullarınız. Affet bizi. Okuyup, çalışıp Kitabımızdaki dünya ve ahiret saadeti getiren kelamlarını anlayamadığımız için bizi affet.

"Bütün ayetlerde böyle büyük mesajlar var, ama kim okuyor, kim anlıyor. Ah kızım! Ateşlere doğru sürükleniyoruz, halimiz çok kötü."

"Baba... Peki elimizdeki şu nimetler, bütün hatalarımıza rağmen gün geçtikçe neden bollaşıyor?"

"Bu hassas bir terazi. Şöyle ki bazılarına nimet. Bazılarına gazap. Allah kimi kullarını sabırları karşısında türlü rızıklarla nimetlendirir. Kimilerini de mala ve mülke garkeder ki biraz daha dünyaya dalsınlar. Kötülere neden bir şey olmaz kızım? Onlar neden çok yaşarlar?"

"Neden?"

"Bir helak bu. Onların helakı uzun ömürleriyle dünyada hazırlanır. Yaşadıkları her an zulümediyorlar ve zulüm onlara sonsuz bir günahla dönüyor. Ahirette azapları artıyor."

Sustum. Düşündüm. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. "Hakkını helal et bana tamam mı babam?"

"Hayırdır?"

"Sen helala et ve dua et."

"Hep dua ediyorum Esme'm."

"Beni bilgilendirdiğin, benim babam olduğun için teşekkür ederim. Sana hayranım, seni çok seviyorum." Sarıldım boynuna sımsıkı. Öptüm yanaklarından. Şaşkınca bana baktı ve sevgime karşılık vererek başımı okşadı şefkatle. Gülerek yanından ayrılıp küçük çocuklar gibi mutfağa koştum ve ocakta yemek pişiren anneme sarıldım. "Ay dur deli kız!" dedi.

Çiçekler Kararır Mı? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin