Elçin şokla İpeke baktı, İpek ise ona ciddi bir şekilde bakıyordu.
"Ne ?" Dedi Elçin, olanlara inanamıyordu. İpek ise onu yanına çağırdı. Elçin ne yapıcağını merak etti ve yanına yavaşca ilerledi.
Sakince İpekin yanına oturdu ve ona korkuyla baktı. Gerçekten onu hatırlamıyor muydu ?
Sonra İpek ise ona hafifçe yaklaştı ve okkalı bir tokatı yapıştırdı. Elçin şokla geriledi ve ona bakmaya başladı. İpek ise kahkahalar atıyordu. Ama yara yüzünden acı çekerek gülüyordu.
"Şaka amk Elçini #%*%&^$*%&*" dedi ve Elçinin tüm sülalesine sövdü. Elçin ise bıkmış bir şekilde ona bakıyordu. İpek sonunda işini bitirdiğinde hal hatır sordular.
Bir süre dertleştiler ve neler olduğunu konuştular. Eski anılardan bahsedip gülüyorlardı, İpek ise kavgada çok havalı olduğunu anlatıyordu. Elçin ise ona inanmıyordu ama inanmış gibi yapıyordu.
Elçinden son içeri Emre girdi, biraz romantik ve duygusal bir an yaşadıktan sona tüm ekip İpekten özür dilemek için odaya girdiler.
İpek onlara bunların ne işi var diye bakıyordu. Hepsi özür diledi, İpek ise affetmeye karar verdi. Sonra hepsi gittiğinde Emre, Elçin ve İpek takılıyorlardı.
Arada sırada akşama kadar Doktor kontrolü oldu, ama yinede hepsi mutluydu ve çok eğleniyorlardı. İpekin uyuması için odasında yalnız bırakmışlardı. Emre yemek yemeğe gitmişti, Elçin ise hava almak için dışarı çıkmış gün batımını izliyordu.
Etraf çok sakin ve huzurluydu. Ama Elçinin içine bir kurt düşmüştü. Adal nerelerdeydi ? Kafasını bu soru kemiriyorda. Ya gene kötü bir şey yaparsa ? Diye düşündü Elçin. Ama sonra kafasını boşaltıp anın tadını çıkarmaya devam etti.
İpek ise tam uykuya dalacakken bir ses duydu kapının arkasından. Normal biri geçiyor diye düşündü ama ses onun kapısının önüne kadar gelmişti. Kim olduğunu merak ediyordu.
İpekin Gözünden
Şu anda yatağımda oturmuş kapının önündeki sesi anlamaya çalışıyordum. Emre olamazdı, hala kesin yemek yiyordur amk. Elçin ise dışarıdaydı, kolay kolay gelmezdi içeri. Sokak çocuğu gibiydi aq.
Ekipte olamazdı diye düşündüm, çünkü hepsi evlerine dağılmıştı. O zaman bu kim olabilirdi ? Korkmaya başlamıştım ama aynı zamanda içimde Adana kızı coşuyordu.
Sonra kapı yavaşça açıldı, bende sabırla o kişinin içeri gelmesini bekledim. İçeri Adal girmişti, sonra kapıyı kapadı ve bana yaklaşmaya başladı. Biraz gerilmiştim ama şeklimi bozmadım ve ona soğuk bir ifadeyle baktım.
Adal ziyaretçi koltuğuna oturdu ve özür diledi. İşte bunu beklemediğim için şaşırmıştım.
Bir süre konuştuktan sonra o kadar kötü bir niyeti olmadığını anladım. Ama beni bıçaklamıştı amk. Ama bir yarım saat konuştuktan sonra anlaşmaya başlamışık.
Hadi bir seferluk affedeyim amk diye düşündüm. Ama bu son affetmemdi, bunu da ona bildirdim. Oda tabiki tamam dedi ve konuşmaya devam ettik.
Sonra aklımıza hain bir fikir gelmişti, hem çok sıkılmıştık hemde yapıcak birşey yoktu. Bizde doktora şaka yapak dedik.
Bizim Emre doktoru tanıdığı için sıkıntı olmazdı. Kuzeniydi doktorun, nasıl kaderse bu da diye düşündüm. Neyse biz Adalla her şeyi ayarladık.
"Hazır mısın ?" Diye sordum ona.
"Ben her şeye hazırım." Dedi ve Doktorun üstüne atladık. Tabi o başta bizle mücadele etti ve sonr onla beraber tüm hastaneyi turladık. Bir süre sonra doktorda eğlenmeye başlamıştı ve öyle koşturuyoduk. Tabi diğer doktorlar kızınca durduk.
Ama çok eğlenmiştik, yaramdan dolayı az koşmuştum ama çok iyiydi. Gülerek geri odama döndük.
Kapıyı açtığımda karşımda Elçini bulana kadar. Karşımda korku içinde bana bakan bir Elçin vardı. Beni görünce rahatlamıştı ama Adalı fark ettiğinde sinirden delirmişti.
"O burada ne yapıyor ?" Diye sinirle sordu ve beni ondan uzaklaştırdı. Adal ise gergin ve mutsuz görünüyordu.
Elçine sakinleşmesini ve konuşarak halletmesini söyledim. Onun ise hala siniri geçmemişti ama tamam dedi ve Adalla birlikte odamdan çıktılar.
Bende pijamalarımı giyip rahatça uyumaya başladım. Ne halt ederlerse etsinler.
Elçinin gözünden
Konuşarak halledinmiş, en son bunu denedik ama ne oldu sen bıçaklandın amk diye söve söve Adalla dışarı çıktım.
Adala durup döndüm ve konuşmaya başladım.
"Hadi bakalım gene yalanlarını dinleyelim."
Aşırı pişman duruyordu. Üzülmüştüm, ama o bunu hak etmişti
Bir süre İpekle nasıl eğlendiklerini ve artık kötü bir şey yapmayacağını anlattı, bide üzerine yemin etti. Biraz kıskanmıştım, sonuçta ben onunla bu kadar iyi vakit geçirememiştim.
Kafamdaki bu düşüncelerden sıyrıldım ve onu affedip affetmeyeceğimi düşünmeye başladım.
*Buranın devamı -Gelecekten bir an- bölümünde :D*
Sahilde Adalla birlikte huzurla oturuyorduk. Bunun için o kadar acı çekmiştik ki, sanırım değmişti. Her şey huzura ermişti. Çok mutluydum, sonunda her şey yoluna girmişti.
Artık birlikte mutlu olup, yayınlar yapmaya devam edebilirdik. Eskisi gibi olabilirdik. Bunun düşüncesi beni o kadar heyecanlandırmıştı ki Adala biraz daha sokuldum.
O ise halinden memnun denizi izliyordu. Herkez artık mutluydu. Yarın ise İpekde taburcu olacaktı. Sonra Adalla birlikte kalmaya başlicaktım.
İpek de zaten Emre ile kalıyordu, ama günün çoğunu birlikte geçiriyorduk. Artık arkadaş grubumuzu kurmuştuk.
Mert ve Adalın arasıda düzelmişti. İkiside birbirinden özür dileyip yine kardeş bağları tazelemişlerdi.
Her şey o kadar tatlı ilerliyordu ki bozmaya kıyamazdım. Sanırım bu artık bizim mutlu sonumuzdu. (?)
***