*3. Kişi*
Elime telefonu aldım ve 155 i aradım. Direk açtılar.
"Buyrun, sorununuz nedir ?" Diye bir erkek sesi geldi kulağıma.
"Merhaba bir ihbarda bulunacaktım."
Elçinin Gözünden
Sabahın bok gibi gürültüsüyle uyandık. Yatağımdan doğruldum ve Adala baktım. O da sesten rahatsız olup uyandı. Mutfakta ne oluyordu ?
İkimizde kalktık ve üstümüzü düzelttik. Mutfağa girdiğimizde bir de ne görelim cinayet olmuş gibi bir mutfakla karşılaştık.
İpek ve Emre su savaşı yapıyorlardı. Allahım gene mi diye bakıştık Adalla.
Bu mallar her sabahın beşinde kalkar ve uyku sarhoşluğuyla birbirlerine su sıkarlardı.
Mutfağım battı diye köşede ağlicaktımnaz kalsın. Şimdi sıçtınız dedim ve kaynar suyu bir kovaya doldurmaya başladım. Tabiki Adalda bana yardım etti, birlikte doldurduk 2 kova.
Birini ben, diğerinide Adal atıcaktı. Benim hedef İpek, Adalın ki ise Emre idi. Mutfağa direk daldık ve üstlerine kaynar suyu döktük. Tabi yandıkları için etrafta çığlık çığlığa koşuşturdular.
En sonunda onlara ceza verdik ve yaptıkları dqğınıklığı temizlemeye başladılar.
Bizde Adalla salonda keyif yaptık.
Tam her şey tıkırında gidiyordu ki kapı çaldı.
"Kesin Kaan gelmiştir, hergün burda anasını satim." Diye ayağa kalktı Adal ve kapıyı açmaya gitti.
Ama kapıyı açtığında karşısında Kaan değil polis memuru vardı. Kapıda ki polisi görünce ikimizde şok olduk.
Ne olmuştu gene lan.
"Doğukan Adal siz misiniz ?" Diye sordu adam.
"Buyrun benim ?" Dedi Adal.
"Bizimle karakola geliyorsunuz."
Bunu duyunca ikimizde şok olduk.
"Ama neden ?" Diye çıkıştım adama.
Adam hiç surat ifadesini değiştirmedi.
"Siz lütfen karısmayın hanımefendi, bir şey daha Kaan diye birisi burada mı ?"
Sonra içerden Emre çıktı.
Tabiki oda polisi görünce şok oldu. Bugün ne oluyordu böyle ?
"Adal ne oluyor ?" Diye sordu Emre.
Polis ona döndü ve sordu.
"Sizin adınız Kaan mıdır beyefendi ?"
Emre başını hayır anlamında salladı.
Kaan dan ne istiyolardı ki ?
Neyse Adalı polis götürdükten sonra Emre ile hızlıca Kaanı aradık. O da hemen geldi ve karakola gittik. Mertide aramıştık ama o açmamıştı, telefonu kapalıydı. Allahım bu aksiyonumuz bitmeyecek miydi ?
Sonunda karakola vardık ve içeri girdik. İçerdeki polis abilere sorduk ve bizi de sorgulama odasına götürdüler.
Hepimize gene saçma ve aynı soruları sordular.
'Bu olaydan haberiniz var mı ?'
'İpek hanım neden ve nasıl yaralandı ?'
'Adal ile be kadardır tanışıyorsunuz ?'
'Kaanı nereden tanıyorsunuz ?'
Bu soruları normal bir şekilde cevapladım. Ama bu soruda boğulacak gibi oldum.
'Hürkan bey ile sevgili misiniz ?'
Bu nasıl soruydu ? Hayır demekte ısrar ettim ama inanmışa benzemiyordu. Hem ilişkilerim onları niye alakadar ediyordu ?
'Peki Mert bey de sizin neden fotoğraflarınız var, Hemde herkezin ?'
