Şuanki sorun bu değildi. Elçinin evindeki kimdi ?
"Elçin şuan evde misin ?" Diye sordum. Umarım evde değildir.
"Evdeyim, şuan yayın odamdayım." Dedi. Allah kahretsin diye geçirdim içimden.
"Evde biri olduğuna eminim Adal. Mutfaktan sesler geliyor, korkuyorum." Dedi Elçin, gerçekten de sesi tedirgin geliyordu.
"Elçin evden çıkma ihtimalin var mı ? Sanki onun hala ben olduğunu sanıyormuşsun gibi dışarı çıkabilirsin belki." Dedim ama bu dediğimden ben bile emin değildim.
Ona bir şey olma korkusuyla şuan arabayla evine sürüyordum. Ama mesafe çok uzaktı ve zamanında yetişebilirmiyim emin değildim.
"Deneyebilirim ama ya sandığımız gibi olmazsa ?" Diye korkarak söyledi. Ona biraz destek verdim, o da odadan çıktı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı.
'Adal ben çıkıyorum birazdan gelirim, tamamı ? Merak etme yani.' Diye Elçinin uzaktan sesini duydum. Karşıdan bir ses gelmemişti, ama az önce olan sebze doğrama sesi durmuştu.
Nefesimi gerginlikle tutmaya başladım. Elçin ise kapıyı normal bir hızda açmaya çalıştı ve evden çıktı.
Şimdi daha güvendeydi, bende bu rahatlamayla nefesimi verdim.Elçin binadan çıkınca benimle konuşmaya devam etti ama daha sessiz konuşuyordu. Sonuçta hala balkonunun önündeydi ve balkonda mutfakla bağlantılıydı o yüzden o her kimse duyabilirdi.
"Elçin bana, benim ağzımla yazılan mesajın ss sini atabilir misin ?" Diye sordum, evine varmama 15 dakika kalmıştı.
"Tabiki bir saniye." Dedi ve bana gönderdi. Fotoğrafa baktım ve gerçekten benim adımla yazılmış gibiydi. Ama kim beni bu kadar iyi tanıyabilirdi ki ?
Kaan yapmış olamazdı, Mert desen yapmaz. E diğerleride yapmayacağı için bu kimdi ? Gerçekten sinirlenmeye başlıyordum.
Gene döndük dolaştıp aynı yere gelmiştik. Ama bu sefer hepimize karşı olan biri vardı, ama bu kimdi ?
Elçine birini aramam gerektiğini söyledim. O da tamam dedi ve kapattı, zaten arabayla yanına geldiğimi biliyordu. O yüzden bir yere ayrılmazdı ama evden yeterince uzaktı.
Kaanı aramaya çalıştım, belki bir umut telefonunu bulmuştur diye düşündüm. Ama hiç çalmadı bile, sanırım hala bulamamış. Ofladım ve bu sefer Hürkanı aradım. Ama o açmıştı.
"Alo ?" Diye bir ses gelmişti, sesi yorgun geliyordu. Sanırım yeni falan uyanmıştır diye takmadım ve direk konuya girdim.
"Hürkan hemen Elçinin evinin yakınına gelmen lazım. Elçinin evine biri girmiş ve ben gibi Elçine mesaj atmış ben o sırada hücredeyken."
İlk birkaç saniye Hürkan bir durdu ve olayları anlamaya çalıştı.
"Olum ne diyosun ne hücresi ne mesajı ?" Diye şokla sordu. Ona daha sonra açıklayacağımı söyledim ve çabuk gelmesini söyledim. O da tamam diyip kapattı.
En sonunda Elçinin önünde durdum ve o da arabaya bindi. Gerçekten daha rahatlamış görünüyordu. 10 dakika sonrada Hürkanı gördük.
Bizde arabadan çıkıp yanına gittik. Nefes nefeseydi, koşmuş olmalıydı.
3 dakika olayları anlattık ve Hürkan ne diyeceğini şaşırmıştı. Neyse o konuyu boş verdik ve evdeki kişiyle ne yapacağımı düşündük.
Sonra bir plan yaptık ve Elçinin yayın odası camından içeri girdik. Allahtan hürkanın merdiveni varmış yanında.