1- ARKADAŞLAR

35.2K 2.5K 1K
                                    

Anlatan kişi Murat.

"Asiye, karpuz dildin mi?"

İncecik sarılmış sarmayı bir anda ağzına atan babama baktım, adam kendini cennetin bir bahçesinde gibi hissediyordu evden döndüğünde. Sadece yemek ve siyaset konuları varsa canlanıyordu, onun dışında ölü gibi yatıyordu televizyonun önünde.

Çayımı karıştırıp geriye yaşlandım ve kararmaya yakın havayı izledim. Mahalleden çocuk sesleri geliyordu, balkondan balkona komşularımız bağırarak sohbet ediyordu.

Annem büyük bir tabağa doğradığı karpuzu getirip masanın üzerine koydu, balkon demirlerine yakın tarafa oturdu. O da anında yemeğe gömüldü.

"Gül akşam bizi çağırdı," dedi annem beyaz atletiyle duran babama.

"Bakarız gülüm."

Gözlerim dışarı dalmış, çayımı yudumladım.

"Lan Erdem!" onun sesini duyduğumda çayı yutmakta güçlük çektim.

Aşağıya baktım, Barış ve Erdem birbiriyle boğuşarak gülüşüyordu. Yani etraftaki insanlar böyle görüyordu, aslında birbirlerine dokunmak ve sarılmak için bir yol bulmuşlardı. Bulmuştuk.

Yanlarındaki Ahmet ve Buğra hiç aldırmadan yürüyordu, eski arkadaşlarım.

"Oğlum, boğuşmayın amaaaann." dedi annem aşağıya bakıp, ikisi gülüşerek kafasını kaldırıp bizim balkona baktılar. Gözleri ilk bana, daha sonra da anneme değdi.

"Asiye teyze şerefsizlik yapıyor ama," dedi Barış hâlâ bir kolu onun belindeyken gülerek. Elimi masanın altına kaydırdım ve yumruklarımı sıktım. Görüş açımda durmaları iyi değildi.

"Ayıp ayıp," dedi annem çocuk gibi azarlarken. Ardından aklına ne geldiyse aniden ayağa kalktı. "Erdem, sen sarma seversin bekle sarkıtayım aşağıya."

Erdem her zamanki yavşaklığı ile anneme bir öpücük attı. "Sağ ol Asiye Sultan, az önce evde yedim ben."

Annem biraz daha ısrar ettiğinde ikiside reddetti, son kez benim olduğum tarafa bakıp gülerek görüş alanımdan çıktılar.

"Ne tatlı çocuklar," dedi annem gülerek, ardından gözleri bana takıldı. "Murat, annem sen ne zaman barışacaksın bu oğlanlarla?"

"Hiçbir zaman." dedim sadece derin nefes alıp, bu soru beni rahatsız ediyordu.

"Hayır anlamıyorum ne oldu da bir anda küstünüz..." annem kendi kendine mırıldandı.

Barış ve ben birbirimizi keşfedip, erkeklere ilgimiz olduğunu fark ettik ve daha sonra sevgili olduk diyemedim.

Ya da siktiğimin ülkesinde homofobik doluyken Erdem'in de biseksüel çıkıp, sevgilimi elimden almasını söyleyemedim.

Ortaokuldan beri arkadaş olduğum iki kişinin ihaneti yüzünden bir daha asla barışmayacağımızı söyleyemedim.

Sadece sustum.

Çünkü eğer konuşursam ikisine birden küfür edecektim ve ben daha önce Barış'a tek kötü bir kelime bile söylemeye kıyamamış biriydim.

YARABANDI -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin