27- ŞEYTAN

21.4K 2K 1.4K
                                    

Uzun süredir ruhumun sancısı, intikam arzusu ve ihanetin acısı derken normal bir gün geçirmenin nasıl olduğunu unutmuştum. Ve bugün öyle normal, sıradan bir gündü. En azından uzaktan görünüşü böyleydi.

Sınıftaki konuşmalar dikkatimi çekiyor, okuldan sonra ne yapsam diye düşünüyordum. Oysa kafamın içinde sadece o iki piçin olması gerekiyordu, gerçi şu anda bile aklımdan geçiyorlarsa hâlâ tam anlamıyla unutmuş değildim.

Barış tek başına eski sırasında otururken, Erdem orta sıranın arkasına geçmişti ve bende cam kenarının en arka sırasındaydım. Yan yana duruyorduk.

Barış ile birbirimize öfkeyle bakarken konunun asıl muhattabı, sürekli ittifak değiştiren Erdem ise sanki hayatında böyle bir dönem geçmemişcesine gülüyor ve eğleniyordu.

Bana dönüp göz ucuyla bile bakmazken, arada bir Barış ile bakıştığını görüyordum. Barış onu öldürecek gibi bakıyordu, belki de öldürürdü.

"Erdem, benim dersimde dövmelerini kapatman gerektiğini kaç defa söyledim sana?" din hocasının sesiyle kendime geldim, gözlerimi pencereden çekip sınıfa odaklandım.

Onun ismini duyduğum için tüm dikkatim dağılmıştı.

"Hocam bazı yerleri kapattım ama hava sıcak, her yeri kapatamıyorum." dedi Erdem gevşek gevşek, hocanın kaşları çatıldı.

"Oğlum yürüyen dövme gibisin, hani nereyi kapatmışsın?"

"Müstehcen yerler hocam." dedi gülerek, kasığının üstündeki dönmeden bahsediyordu pezevenk.

Bütün kızlar sanki hayatlarında ilk defa şerefsiz, bel altı konuşan biri görmüş gibi ayyy diye mırıldanırken hoca daha fazla sinirlendi.

"Dua et son senedesin Erdem." deyip tahtaya döndü.

Erdem sıranın yaslanma yerine koyduğu kollarını kaldırmadan dua eder gibi elini açıp yukarı baktı, ardından gülerek amin dedi.

Ona aşık olan birkaç kız önüne dönmekte zorluk çekerken Erdem sırıtarak önündeki çocuklarla konuşmaya devam etti.

Göz ucuyla bile bakmıyordu bana, ulan insan o kadar gün peşinde koştuğu insanı götü sikilince aynı saniye bırakır mıydı?

O sırada sanki beni duymuş gibi öndeki çocuklara gülerken göz ucuyla bana baktı, kaşlarım çatılırken sinirle önüme döndüm. Nispet yapar gibi gülüyordu orospu çocuğu.

Sıkıntılı bir nefes alıp telefonumu çıkarıp sohbet kısmını açtım, birileriyle konuşmam gerekiyordu.

Tam Yiğit'e bakacağım sırada yukarıdan Barış'ın mesaj bildirimi düştü. Kafamı çevirip onun olduğu tarafa baktım, sinir bozucu ifadesiyle telefona bakıyordu.

Mesajı açtım.

Barış: Yiyecek gibi bakma çocuğa :D

Barış: İstediğini verdin herhalde

Barış: Şimdi de bekliyorsun ki seninle beraber olsun değil mi?

Murat: Öyle bir isteğim ve düşüncem yok merak etme

Murat: Sen kendi işine bak

Barış: Sevgilime bakıyorsun nasıl işime bakabilirim amına koduğumun andavalı

Murat: Eski sevgilin?

Barış: Bu küçük bir ayrıntı

Murat: Şizofren ve ahlaksız birisin biliyor musun

YARABANDI -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin