Okula yürürken dün gece düşündüğüm şeyler tekrardan aklımdan geçirdim.
Erdem küçüklüğünden beri manyak bir çocuktu, sürekli milleti kavgaya çağırır sonra da sanki benim kavgammış gibi beni ortaya atar ve bundan hiç gocunmazdı.
Onu kaç kere dövdüğümü hatırlıyorum bu sebepten, tabi vurmam bir işe yaramıyor çünkü it gibi sırıtıyordu. Benim ona hayati bir zarar vermeyeceğimi bildiğinden benden dayak yemeyi sorun etmiyordu.
Şimdi yine aynısını yapacaktı, ona ne kadar vurursam daha fazla zevk alacak, dalga geçecekti. Onu bu zamana kadar alt edememiştim. Gücüm ondan fazlaydı, her konuda ondan üstündüm ama işte bir şekilde Erdem elimdeki her şeyi alıyordu.
Beni öptükten sonra kaçıp gitmelerim, eline sigara basmam aşırı zevk veriyordu ona biliyordum.
Bu yüzden, bugün onun gibi davranacaktım. İstediğini vermeden neden böyle yaptığını öğrenip daha sonra da sırf sinirim geçsin diye dövebilirdim sanırım.
Okul bahçesine girdiğimde çaktırmadan etrafı taradım, bankların olduğu kısma baktığımda onunla göz göze geldim. Barış hemen yanında sağ ayak bileğini sol bacağına koymuş gevşekce otururken Erdem'de onun yansıması gibiydi. Diğerleri sohbet ederken, Erdem bana odaklandı.
Alttan alta sırıtarak bakarken gözlerindeki ifade koca cüsseme bakmadan utanmamı sağlayacak kadar fenaydı. Amına koduğumun çocuğu resmen gözleriyle soyup, hayal gücüyle sikecekti.
Yüz ifademi düz tutmaya çalışarak önüme döndüm, elimi cebime koyup okul binasından içeri girdim. Hemen peşimden geleceğini biliyordum. Çünkü daha derslerin başlamasına on dakika vardı ve normalde asla direkt sınıfa girmezdik.
Arkamda yırtıcı hayvan oğlu hayvanın varlığını hissederek sınıfa girdim, öğretmen masasına ilerleyip kalçamı masaya yasladım.
Bir dakika kadar sonra Erdem kapıdan içeri girdi, yüzünde bir sırıtma vardı. Kapıyı kapatıp yanına ilerlerken oldukça sakindi. Ben de öyle durmaya çalışıyordum.
"Eğer ben yanlış anlamadıysam çocukluk arkadaşım, mahallenin delikanlı çoçuu kuyruk sallayarak beni buraya çağırdı." dedi gülerek yanıma gelmeye devam ederken
"Boş konuşmayı kes, çağırdım çünkü adam gibi konuşacağız."
"O zaman ben çıkayım," dedi yalancı bir oyunculukla arkasını dönüp aynı saniye seri bir hareketle yeniden vücudunu bana çevirirken. Güldü, dilini köpek dişinin üzerinde gezdirdi ve tam dibime geldi.
"Biraz ciddi olamaz mısın lan sen?" diye sordum avuç içlerimi masaya yaslayıp ona ters ters bakarken.
"İyi, tamam hadi ciddiyim konuşalım." dedi boğazını temizleyip, ardından moda girip bana döndü.
Birkaç saniye yüzüne bakıp, ardından derin bir nefes aldım. En azından birazda olsa ciddi duracaktı.
"Neden bu hareketleri yapıyorsun?"
"Seni öpmemden mi bahsediyorsun?"
"Evet, orospu çocuğu sevgilimi elimden aldın düşman ettin kendine şimdi gelip beni öpüyorsun-"
"Bir dakika böyle dikkatimi veremiyorum elim boş kaldı," sözümü kesip elini okul pantolonumun üzerinden aletime atıp avuçladı.
İrkildim ama tepki vermedim çünkü bu onu daha çok eğlendiriyordu.
"Tamam, devam ediyorum. Bir daha sözümü kesme." dediğimde şaşkınlıkla kaşını kaldırdı ve güldü. Tamam diye mırıldandı.
Aletimi yavaş yavaş okşarken dikkatimi dağıtmamaya çalıştım.
"Yalnız sınıftan içeri sevgilin girip bu halini görürse sana o zaman gösterir elinin boş kalmasını." dedim sözüme devam etmeden önce.
"Gelmez o, korkma." gözleri aletimdeydi.
"Ben korkmuyorum, sen kork dangalak." dediğimde bana hiç aldırmadan diğer elini de karnımın kenarına koydu.
"Çok mu kalın?" diye sordu ciddiyetle kafasını kaldırıp.
"Ne?"
"Boşver, devam et." dedi yarı ereksiyon olmuş aletimi hissederek okşarken.
"Oğlum şu an elin sikimde, sence konuşmama gerek var mı? Neden bunu yapıyorsun söylesene bana." ne konuşacağımı bile unutmuştum. On sezonluk diziyi üç dakikada yaşıyordum sanki.
"Hoşuma gittin, hoşuma giden şeyi hemen alırım." dedi ve uzanıp çenemden öptü.
"Sen harbiden psikopatsın lan." dedim bu haline dehşetle bakıp. Daha fazla güldü, belimi okşadı.
"Belki, biraz." deyip bu sefer dudağıma uzandı ve sıkıca öptü.
Artık durumun garipliği ve ondan alacak mantıklı bir cevabın olmaması beni sinirlendirirken vücudumu dikleştirdim.
"Keşke," dedi tahrik olmuş sesiyle. "Barış yerine ilk seni yoldan çıkarsaydım."
Eli fermuarıma gittiğinde aniden bileğinden tutup onu engelledim, gözlerimin içine yalvarır gibi baktı ama umursamadan üzerimden ittim. Dilini ısırdı.
Ellediği pantolon ve gömleğimi düzeltirken ona üstten üstten baktım.
"Bir daha bana dokunursan ecdadını sikerim."
Barışa ve ona ne yapacağımı ise vahşi hayvanın yanından gittiğimde düşünecektim.
"Lütfen, önce beni." diye söylendi arkamdan.
Umursamadan dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARABANDI -GAY
Genç KurguDarılma, terk edip gitti seni, gönlü huzurlu gülüyor gözleri...