Mark'ın sırtında ilerlerken içimi birden huzursuzluk kapladı. İçimde ki kurt kıpırdanmaya ve sinirlenmeye başladı - ki bu hiç hayra alamet değildi- vücudumun ısısı artarken Mark, ısımı hissettiği anda birden durdu. Dengemi kaybettim ve bilinçsizce sırtından düştüm. Burnunu bana uzattı ve kolumu dürttü. Bütün sürü etrafımızı sarmış tehlikelere karşı tetikte bekliyorlardı. Başıma birden ağrı girdi ve kısıkça inledim. Bir kaç kurt ulumaya başlayınca kurdum hevesle zıplamaya başladı. Kemiklerim acıyordu. Mark'a baktım dönüşeceğini muhtemelen anlamıştı.
Zorla ayakkabılarımı ve üzerimde ki t-shirt'ü çıkarttım. Altımda ki sıfır kollu ile kaldığımda öyle bir acı hissettim ki anında çığlık bastım. Mark'ın gözleri kararıyordu.
Dişisinin canının acıması onu sinirlendiriyordu muhtemelen. Tamamen kurda dönüştüğümde kendimi inanılmaz derecede güçlü hissettim. Ayaklarımın üzerinde doğruldum ve duruşunu düzelttim. Başımı dikleştirip göğsümü kabarttım.Luna olduğumu göstermek istiyordum. Mark bir yandan hayran bir şekilde bana bakıyordu. Bir yanda ise şaşkındı benim neden aniden dönüştüğümü o da bilmiyordu. Gözlerindeki yansımama baktım. Simsiyah bir kurttum. Gözlerinden kendimi tam göremesemde bir iki ayrıntım belli oluyordu.
Göğsümde ve alnımda iki farklı renk vardı. Alnımda ki renk kırmızıydı. Rengi daha çok kızıla kayıyordu. Şekli tam olmasa da yuvarlaktı. Göğsümde ki renk ise maviden beyaza kayan bir renkti. Onunda şekli, alnımda ki gibiydi yuvarlak gibiydi ama dağılmıştı.
Mark yanıma yaklaştı ve kafasını bana sürttü. Ardından kafasını kaldırdı ve uludu. Hiçbir kurttan ses çıkmıyordu hatta bana bakıyorlardı. Mark biran duraksadı ve bana baktı. Burnuyla gökyüzünü işaret etti. Kurdumun gözleri hevesle ışıldadı. Mark'ın ardından hemen bende ulumaya başladım. Ardından yanımız da ki bütün kurtlar bize katıldı. Beni, bizi kabul ediyorlardı. Mark ulumayı bırakınca bende sustum, ardındansa yanımızdakilerin hepsi. Ona bakarken bir ara gözlerim karardı ve sendeledim. Yanıma gelip beni kendine yasladı. Ondan ayrıldım ve konuştum.
"Gidelim."
Yolu biliyordum çantayı ağzıma aldım ve koşmaya başladım. Hepsi birden peşime takıldı. Mark'ın ve benim sürümün olduğu yere yaklaşınca ulumalar çoğaldı. Bizi bir nevi karşılıyorlardı. Bu istemsizce içini kıpır kıpır etti. İçeri girer girmez kendini bana bağlayanlar başlarını eğdi. Başımı hafifçe sallayarak onları onayladım. Kemiklerim bir bir sızlıyordu. Eğer kurt bedeninde biraz daha kalsaydım eminim ki şuraya yığılırdım. Kimseyle tek kelime etmeden Mark'ın evine doğru ilerledim.
Bazen gözlerin kararıyor hemen sonra ise geri geliyordu. Kendimi eve attığım gibi acıyla yere yığıldım. İnsana dönüşüyordum. Duvara yaslanarak koltuğa ilerledim. Koltuğun önüne tekrar yığıldım. Tamamen insana dönüşmüş bir şekilde gözlerimi açtım. Koltuğun kenarında yerde yatıyordum. Kapının açılmasıyla koltuğun üzerinde ki battaniyeyi elime aldım.
'Şans ilk defa yüzüme güldü.'
Battaniyeyi üzerime çektim. Koridordan üzeri çıplak altında eşofmanla Mark girdi.
"İyi misin?"
Kafamı salladım ve gülümsedim.
"Neden kurda dönüştün? Tehlikeli demiştim!"
"İsteyerek olmadı."
Elinin birini beline attı. Sinirli sinir bana bakıyor bir yandan da boşta kalan eliyle alnını ovuyordu. Elini bana doğru uzattı ve bağırmaya başladı.
"Kurt sen istemediğin sürece çıkmaz, Alina."
"Ben. Yap-ma-dım."
Kelimeleri tek tek heceledim. Kimsenin bana bağırmasına göz yumacak değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amestec; Büyülü Mühür
مستذئبYaşadığı döneme göre sıradan genlere sahip olan bir melezin geyik avlarken Alfalar'ın Alfası ile mühürlendiğine inanır mısınız? Peki ya dönüştükten sonra başına gelenler? Önce Luna ilan edilip daha sonra kendine sürü bulması, bir Alfa'ya ruhunun bi...