Amestec; Büyülü Mühür

Bölüm 48: 'Mühürlü Alem'

Bütün okurlarımdan çok çok özür dileyerek cümleye başlamak istiyorum. Uzun süredir bölüm atamıyroum çünkü bazı kişisel sorunlarım var. Bunları size yansıttığım için özür dilerim. İyi okumalar çiceklerimm.

Alfa ve Luna arkalarında ki kurtlarla birlikte ormana ulaştılar. Alina nedensizce bu ormanda huzur buluyordu ve kurtların da huzur bulup bulmayacağını merak ettiği için buraya getirmişti. Merakla kurtların yüzüne bakarken Mark Alina'ya yaklaştı.

'Bir sorun mu var?"

Alina kafasını iki yana salladı.

"Sadece bu orman çok huzurlu geliyor."

Mark Alina'yı onaylamak istercesine kafasını aşağı yukarı salladı.

"Gerçekten öyle."

Alina hafifçe gülümsedi ve kurt formuna geçti. Bedenini silkelerken Mark'da dönüştü ve silkelendi. Kurtların bazıları ağaçların yanına yatmış bazıları ise grup grup oynuyorlardı. Alina onları boşverip etrafa bakındı. Mark merakla eşine bakarken Alina'nın gözleri parladı ve içgüdüsel olarak yürümeye başladı. Mark merakla ve endişeyle Alina'nın peşine takılırken diğerleri de onları takip etti. Alina hala nedensiz bir şekilde yürürken yaklaşık bir saatin sonunda Mark Alina'nın önüne geçti. Alina Mark'ı önemsemeyerek gidecekti ki Mark Alina'nın tekrar önüne geçti.

"Alina."

Alina Mark'a bakmıyor ve onunla ilgilenmiyordu. Mark'ın sinirleri iyice gerilirken Alina Mark'ı geçerek ilerledi. Mark ise sadece eşini takip etti. Havanın kararması da yaklaşık 1 saat varken Alina harabe bir yapının önünde durdu. Mark'da Alina'yla birlikte durunca kurtlar hızlıca etrafı sardı. Alina ise arkasında ki kişiyi ve kişileri önemsemeyerek harebeye girdi. Gözleri bir çok rengi barındırırken bir yandan da parlıyordu. Mark Alina'nın bu haline hayranlıkla baktı. Alina ise harabenin ilerisinde ki heykele takılı kaldı. Heykele doğru ağır ağır ilerledi ve önünde durdu. Bedenine resmen farklı bir ruh girmiş gibiydi. Alina heykele uzun uzun baktıktan sonra insan formuna girdi. Bedeninin etrafını saran bulutlar çıplaklığını gizlerken heykele dokundu. Bununla yerler titredi. Heykel ağır ağır aşağı kayarken Alina sanki her zaman geldiği yermiş gibi içeri girdi.

Alina'nın hemen ardından Mark dönüştü ve peşinden açılan gizli yere girdi. Etrafa hızlıca göz atıp Alina'yı bulmaya çalıştı ama ne görebiliyor ne de hissedebiliyordu. İç güdüleri istemsizce bu antik yerde rahat ederken içinde ki kurt eşi için endişeleniyordu. Alina'ya dair hiçbir iz bulamazken Alina sanki eşini unutmuş gibi sadece ilerliyordu. En sonunda yeşilliklerin arasına çıkan bir yere geldiğinde durdu. Hala kendinde değildi. Etrafına kısa bir göz gezdirdi ve biraz ileride ki eve doğru yürüdü.

Evin önünde durdu. Duyuları tekrar yerine gelirken Alina Mark'ı hissetmeye çalıştı ama bunu başaramadı. Kurdun gereksiz bir rahatlıkla burayı benimserken Alina aynı şekilde gergindi. Evi daha detaylı incelemeye başladı. Yıkık dökük görünmese de eski bir evdi. İki katlı evin giriş katına balkon vardı. Etrafında ki ağaçlar sanki evi gizlemek ister gibi toplanmışlardı. Alina bu güzelliği beğeniyle süzdü ve evin kapısına ilerledi. Kapıyı bir kaç kez çalmasına rağmen kimse açmadı. Alina'da kapıyı ittirerek içeri girdi.

Yaklaşık bir saattir boş boş evde dolanıyordu. Birinin varlığını hissetme de o kişi ondan çok güzel gizleniyordu ve Alina artık yorulmuştu. Evin mutfağından gördüğü boş araziye çıktı. İlk bulduğu yere oturdu ve ilerde gözüken geniş nehri izledi. Bir süre orda oturmaya devam ederken gölde ki haraketlenme dikkatini çekti. Yerinden kalkıp göle doğru ilerledi. Gölün içinden bir silüet belli olurken Alina güçlerini tetikte tuttu. Kurdu da Alina'nın gerginliği den nasibini alarak tetiğe geçti. Silüet gölün üzerinde daha belirgin bir form alırken Alina karşısında ortaya çıkan kadını inceledi. Saçları su olduğunu kanıtlamak ister gibi akıyordu ve suyla birleşiyordu. Ten remgi kızgın toprak gibi parlarken gözleri orman gibi yemyeşildi. Alina kadına dalmış bir şekilde onu incelerken kadın hafifçe gülümsedi.