Alina ve Mark birliklerini savaş alanına yerleştirmişlerdi. Daha doğrusu savaşçılar kendileri yerleşirken Alina ve Mark sadece denetlemişti. Hiçbir aksaklık çıkmaması için Ay Tanrıçasına dua ediyorlardı. Alina altına dar bir deri pantolon üzerine ise sıfır kollu bir bluz giymiyti. Yanına bıçaklarını almadan odadan çıktı ve yemek yemeye indi. Alina kapıya yaklaştığında nöbetçiler kapıyı açarken bütün bakışlar ona dönmüştü. O ise Mark'a bakınmıştı. Etrafta Mark'ı göremesede de kurdu iyi olduğunu söylediği için endişeleniyordu. Gözleri Kızıl, Matias ve Arman üçlüsüne kayınca yanlarına ilerledi. Arman ve kızılın ortasına otururken Arman bir kurda eliyle yemek getirmesini söyleyerek Luna'ya döndü.
"Bir sorun mu var Luna'm? Yorgun görünüyorsunuz."
Alina omzu silkti ve kafasını Arman'ın omzuna yasladı.
"Üzerimde bir ağırlık var."
Kızıl Luna'ya gelen tabağı alıp önünde koyduğunda Alina gülümseyerek doğruldu. Arman'da aynı şekilde gülümsedi.
"Sanırım o 'ağırlık' karnınız acıktığı içinmiş?"
Alina gülümsedi ve hızlı hızlı yemeğini yemeye başladı. Yemeğini yerken burnuna dolan kokuyla kafasını kapıya çevirdi aynı esnada da Mark içeri girdi. Bakışları Alina'yı bulunca yanına gitti hızlıca Kızıl'ı ittirerek yanına yerleşti. Alina'nın tabağından bir şeyler atıştırıp kolunu eşinin beline doladı ve başının üzerini öptü. Alina ise Celebor'la konuşması gerektiğini bildiği için Mark'ı yanağından öptü ve yemek salonundan çıktı. Biraz ilerledikten sonra kokusunu ve görüntüsünü gizledi ve sessiz bir şekilde hareket etmeye devam etti.
Celeborn'un kapısına gelince tahta kapıyı hafifçe aralayarak ruh formunda olan bedenini kapının boşluğundan geçirdi. Celeborn birini hissetmiş gibi bakışlarını kapıya çevirdi ama kimseyi göremeyince umursamaz bir şekilde önüne döndü. Alina ise gidip koltuğa oturdu ve birden görüntüsünü düzeltti. Celeborn Alina'yı görünce şaşırmazken Alina kuzeninin soğuk kanlılığına gülümsedi.
"Plan hazır Celeborn."
Celeborn hafifçe kafasını salladı.
"Evet, herşey hazır ama bir huzursuzluk hissediyorum."
Alina yutkunsa da gülümsemeyi bırakmadı.
"Bir sorun olmayacak. Bol yere endişelenmeye gerek yok."
Alina bu dediği cümlelere kendi de inanmıyordu ama kuzeninin rahatlamış gibi bir havası vardı. Alina derin bir nefesle ayaklandı.
"Yarın gün batımında savaş alanında olacağız."
Celeborn bakışlarını şaşkınlıkla kaldırırken cevap veremedi. Alina ise ayağa kalktı. Hızlı adımlarda avluya ordan da antrenman sahasına gitti. Kurtların, cadıların,büyücülerin ve Elflerin bakışı kendine odaklanırken tehlikeli bir gülümseme dudaklarında belirdi.
"Savaş hazırlıklarına başlayın yarın gün batımın da savaş alanında olacağız."
Herkes kafasını ağır ağır sallarken savaş hazırlıkları Luna'nın bu sözüyle başlamıştı. Elflerin atlarının eyerleri takılırken cadıların ve büyücülerin sahip olacağı oklar hazırlandı. Kurtlara özel demirden kendi pençelerinin üzerine zırh yerleştirildi. Mızraklar, büyüler, iksirler ve dahası çoktan hazır olmuştu. Hava kararmak üzereyken, Alina son kontrolleri yaptıktan sonra kontrol işinin kalan kısmını Arman'a devredip odasına gitti. Odaya girdiğinde Mark'da peşinden girdi ve eşine sıkıca sarıldı.
"Yarın.."
Mark konuşamadı derince yutkundu.
"Güvenliğini tehlikeye atma Alina."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amestec; Büyülü Mühür
LobisomemYaşadığı döneme göre sıradan genlere sahip olan bir melezin geyik avlarken Alfalar'ın Alfası ile mühürlendiğine inanır mısınız? Peki ya dönüştükten sonra başına gelenler? Önce Luna ilan edilip daha sonra kendine sürü bulması, bir Alfa'ya ruhunun bi...