Bölüm 34: 'Tedavi'

2.8K 193 3
                                    

Araman'ın intihar edeceğini duyduğumuzda sinirden deliye döndüm. Mark'da en az benim kadar sinirliydi. Hatta o kadar sinirliydi ki evden çıkmadan kurda dönüşmüştü. Şuanda zaten onun sırtındaydım. Kimse bizimle gelmek için hazırlanmadan evden çıkmıştık. Neredeyse uçurum yanına geldiğimizde Mark durdu ve uludu. Sırtından indiğimde ağır adımlar ile peşimden ilerledi. Onu durdurdum ve Arman'a iyice yaklaştım. Uçurumun kenarında oturmuştu. İyice ona yaklaştım ve yanına oturdum. Elimi omuzuna koyup bekledim.

"Neden buradasın?"

Arman bilmediğini göstermek için omuz silkti.

"O gitti."

Kafa salladım. Canının yandığını biliyordum. Ruhen bağlılardı ve Arman daha acı çekmeye başlamamıştı bile.

"Burası sakin mi?"

Kafasını iki yana usulca salladı. Ellerini uzun saçlarına daldırdı ve onları karıştırdı.

"Kabullenemiyorum Luna'm."

Derin bir nefes aldım. Mark'ın adamları çoktan yanımıza ulaşmışlardı. Arman'ın omuzunu destek verircesine sıktım.

"Seni burda bırakacağım."

Kafasını kaldırdı. Minnetle bakarken ümitlerini boşa çıkardım.

"Ama sana bazı şeyleri söyleyip gideceğim."

Merakla bana bakıyordu.

"Yakın zamanda ablamın üvey olduğunu öğrendim. O gün ablamdan başka abim sayabilecek bir dostum da  bana sırt çevirdi. Yalnız kaldığımı düşünüyordum."

Bakışlarımla tepkilerini ölçtüm. Nefesimi düzenleyip konuşmaya devam ettim.

"Kendimi odaya kapattığımı biliyorsun. O odadan çıkmanın tek nedeni sürümdü."

Elimi tekrar omuzuna koydum.

"Ben bir Luna'yım aynı zamanda da Alfa'yım dedim kendi kendime. Kalkmam ve toparlanman lazım."

Burnunu çektim.

"Kendimi toparladığım da sırtımı yasladığım kişilerden ikisi eksikti. Güvenebileceğim kişi sayısı ise bir elin parmaklarını geçmeyecek derecedeydi ama ben o gün sürüde hala güvenebileceğim kişiler olduğunu düşünüyordum. Hatta biliyordum. Bu kişilerin başında sen geliyorsun Arman. Şuan sırtımı yasladığım dağlardan bir diğeri sensin. "

Yine tepkilerini ölçtüm. Kafasını indirip elleriyle oynamaya başladı.

"Seni istersen burda bırakırım. Sürüden atmam kendi isteğinle çıkabilirsin."

Bakışlarını kaldırdı.

"Ya da bizimle gelirsin ve mühürü bozmanın yollarını buluruz. Canım pahasına söz veriyorum."

Ardından ayağa kalktım.

"Biraz düşün seni sınırlarda bekliyor olacağım."

Tam gidecekken durdum.

"Eşini rüzgarla uğurlarken sende yanımızda olabilirsin. Sonra gitmek de serbestsin."

Ardından Mark'ın yanına gidip boynunu okşadım. Sırtına daha rahat çıkabilmem için eğildi. Zıplayarak sırtına bindim. Son kez Arman'a baktım Mark'da sürüden gelenler hazır olunca koşmaya başladı. Sesini zihnimde duydum.

"Senin sözünden çıkamaz zaten. Neden o konuşmayı yaptın?"

Omuz silktim. Zihinden cevap veremiyordum bu yüzden sessizce konuşmaya başladım.

Amestec; Büyülü MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin