CİDDİ ANLAMDA BÖLÜM YAZAMIYORUM, HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLERİM. BOMBA GİBİ BİR BÖLÜM HAZIRLIYORUM. BUNDAN SONRA GELECEK İYİ OKUMALAR.
Hazırlıklar tamamen tamamlanmıştı. Crina sonunda her şeyi onaylayınca bizde hazırlanmaya gittik. Mark bana bir kaç elbise ayarlayıp getirmişti. Bende duştan çıkmış saçlarımı kurutuyordum. Elbiseleri bıraktı ve kendi takımını alıp odadan çıktı. Saçlarıma hafif dalga verip açık bıraktım ve elbiseleri inceledim. Hepsi siyahtı muhtemelen Mark bilerek siyah ağırlıklı getirmişti.
İçlerinden en çok hoşuma giden uzun çift yırtmaçlı ve düz göğüslü, belinde ise kalın kumaş kemer olan elbise oldu. Hızlıca giyip topuklu aradım. Bacağımı tamamen saran ipli topuklu buldum. Onu da ayağıma geçirip kısa ve az bir makyaj yaptım. Aynanın karşısında kendime son kez bakarken içeri kravatıyla uğraşan Mark girdi. Arkamı ona dönmeden aynadan baktım. Siyah takım kesinlikle üzerinde mükemmel durmuştu. Anlam veremediğim siyah takıntısı olsa da çok umursamamaya karar verdim. Kravatını sonunda bağlayınca bana doğru yaklaştı ve sırtımı göğsüne yaslayarak açık bıraktığım saçlarıma dokundu.
"Çok güzel olmuşsun Luna'm."
Gülümsedim. Saçlarımı sol omuzumda toplayıp sağ omzumun üzerini öptü.
"Sende çok yakışıklı olmuşsun Alfa."
Gülümseyerek söylediğim sözle birlikte elini belime sardı.
"Sana bir şey getirdim, Luna'm."
Önümü Mark'a döndüm cebinden çokta büyük olmayan bir kutu çıkardı. Ardından kutuyu gülümseyerek bana uzattı.
"Bu ne?"
Tekrar gülümsedi ve kutuyu elime bıraktı. Kutunun kapağını kaldırdığımda içinde özenle sarılmış şeffaf-siyah karışımı taştan bir kolye çıktı. Kolyeyi görünce gözlerim parladı ve kafamı kaldırdım.
"Çok hoş."
Mark elini yanağıma koydu.
"Özelliği ne biliyor musun?"
Melodik çıkan sesi içini eritirken Mark biraz kulağıma yaklaştı ve fısıldadı.
"Büyülü."
Yüzümü hafifçe ona çevirdiğimde geri çekildi.
"Ne büyüsü?"
Omuz silkti.
"Onu da kendin öğren."
Kolyeyi ona uzatarak gülümsedim.
"Takar mısın?"
Mark kafasını sallayarak kolyeyi aldı.
"Zevkle."
Ben saçlarımı toplarken o da kolyeyi boynuma yerkeştirdi. Arından boynumu öpüp önüme geçti. Kollarımı boynuna doladım. Ellerini belime sarıp kafasını tekrar boynuma yerleştirdi.
"Biliyor musun?"
Mark "hı?" diye bir ses çıkarınca devam ettim.
"Seni gerçekten seviyorum."
Mark'ın güldüğünü hissettim. Başını hafifçe kaldırdı.
"Bak sen..."
Saçımı kulağımın arkasına iterken konuşmuştu. Sesi yine mırıltılı çıkıyordu.
".. demek Luna'm beni seviyor?"
Kafamı salladığımda elini yanağıma koydu. Burnunu burnuma sürterken bir yandan da konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amestec; Büyülü Mühür
Manusia SerigalaYaşadığı döneme göre sıradan genlere sahip olan bir melezin geyik avlarken Alfalar'ın Alfası ile mühürlendiğine inanır mısınız? Peki ya dönüştükten sonra başına gelenler? Önce Luna ilan edilip daha sonra kendine sürü bulması, bir Alfa'ya ruhunun bi...