10. Bölüm "Evîna reş"

33.3K 1.7K 745
                                    

Selam!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Kelebeklerimizi bırakalım🦋

İyi okumalar ♡

Hükmün bozulması için aşiretin bu gece Afran konağında toplanmasını söyledikten sonra sırıtmamı bozmadan odama adımlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hükmün bozulması için aşiretin bu gece Afran konağında toplanmasını söyledikten sonra sırıtmamı bozmadan odama adımlamıştım.

Odama geldiğimde kapıyı kapattım kilidini iki kere çevirip sırtımı kapıyı yasladığımda sırıtıma gitmiş yerini saniyesinde dolan gözlerim almıştı.

Boranın yaptığına anlam veremiyordum, sevmek zorunda değildi, ama saygı duymak zorundaydı!

Bende ondan farklı değildim, adı bulunduğum ortamlarda sık sık anılan bir ağayla hüküm koyulduktan sadece bir kaç hafta sonra evlenmiştim. Sevmenin yanı sıra tanımıyordum bile, ama saygı çerçevesini de delmiyordum.

Sırf evlendiğim ve onun konağında olduğum için bile Devranı düşündüğüm için kendime kızmıştım.

Gözlerimdeki yaşlar durmaksızın akmaya başladığında hıçkırıklarıma da engel olamıyordum. Ellerimi yüzüme kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ederken kapıya yaslanmış olan sırtım kaydı ve ben yere oturdum.

Dizlerimi karnıma çekip kollarımı bacaklarıma sardığımda neler olacağını düşünmeye çalışıyordum. Beynim o kadar karışmış allak bullak olmuştu ki düşünemiyordum bile.

Bu berdeli bozmalıydım, bu topraklarda imkansızdı bu. Ama bozmak zorundaydım! Aksi taktirde Boranın yaptığını aşiret ağaları duyduğunda konu iki kadının namusu olacaktı.

Boranın iki kadına yaptığını değil de,  kadınların namusu konuşulacaktı. Sanki suçlu bizmişiz gibi Boranın yaptığına çözüm bulmak yerine, bize bir yol aranacaktı.

Ya da bir şekilde ben bu berdeli bozacağım, Boranda Rojdayla evlenecek gibi bir ihtimal düşünsem de bu bir ihtimalden ibaretti. Ağa dediğimiz topluluk yaşlılarda oluşuyordu, ve bu yaşlı topluluğunun zihniyeti gelişmemiş insanlardı.

Düşüncelerim arasında sakinleşmek yerine daha çok daraldığımı hissederek ayağa kalktım, üstümdeki elbiseyi çıkarıp kan kırmızı bir elbiseyi üstüme geçirdim, silahımı elbisemin altındaki kemerime yerleştirip telefonumu da elime alarak çıktım odadan.

İkinci katın terasında olan Afranların telaşını telefon konuşmalarını dinlemeden hızla ağıla yol aldım.

Ağılın kapısına hızla vurmam sonucu kapı duvara çarpmış tok ses tüm ağılda yankılanmıştı, Fırtınanın gözlerinin saniyesinde bana dönmesine neden olmuştu bu haraketim.

Saniyesinde siyah incimle göz göze gelirken gülümsedim.

Fırtınanın gözlerinde ise şaşkınlık vardı.

MALİHÜLYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin