Ertesi gün Seungmin erkenden kalktı. Ve Jeongin'i yanına aldı. Bu konuyla ilgili Jeongin'in büyük bir yardımı olabilirdi. Ayrıca Jeongin'de çok zekiydi bu konuda. Teorileri olduğundan emindi. Seungmin Jeongin'e evin oraya gitmek istediğini söyledi ve Jeongin onu oraya götürdü. Seungmin ise yolda diğerlerine anlatmadığı tüm teorilerini ve garip şeyleri anlattı. Jeongin şaşkınlık ile dinliyordu, çoğu teorileri birbirini tutuyordu.
Eve geldiklerin de evin camını kırarak içeri girdiler. Anahtar hala orada duruyordu. Evin içini biraz gezdiler, bir şeyler bulabilmek için. Ne kadar gezseler de garip bir şey bulamadılar. Ta ki bodrum katından gelen bir şey kırılma sesi duyana kadar..
Sesi duyar duymaz birbirlerine baktılar. Birbirlerini onaylayarak aşağı indiler. Biraz inceledikten donra bir kapı fark ettiler.. kilitli bir kapı? Sonra içeriden bir anahtar sesi duyuldu.. ama gerisi yoktu.
"Kapıya anahtar taktı." Dedi Seungmin.
"Ne?" Dedi Jeongin anlamayarak.
"Anahtarı kapıya takıp bıraktı. Bu bir işaret olabilir mi??" Dedi Seungmin heyecanla.
"Changbin Hyung?" Diyip kapıya baktı Jeongin.
Ardından kapının altından gelen bir kağıt dikkatlerini çekti. Kağıdı alıp üstün de yazanı okudular.. "Gidin burdan."
"Neden gidelim? O mu gelecek? Eğer sorun buysa gitmeyeceğiz. Changbin Hyung, sensin değil mi?" Dedi Seungmin.
Ardından bir kağıt daha geldi.. "kim olduğumu söyleyemem.. Ama gidin buradan. Jeongin'e bir şey olmasa bile sana olabilir." Yazıyordu.
"Bizi tanıyorsun." Dedi Jeongin okur okumaz.
Sonra içeriden bir küfür duyuldu.. "siktir.."
Bunu yazan kişi her kimse bir pot kırmıştı. Gerçekten Changbin olabilir miydi?
"Neden Jeongin'e bir şey olmaz? O ayrıcalıklı değil mi? Biliyorduk. Seni kurtaracağız." Dedi Seungmin.
Ardından bir kağıt daha geldi.. "O geldi! Ayaklarını gördüm! Kaçın!" Yazıyordu.
"Demek ki orada bir cam var.." dedi Seungmin.
"Hyung kaçmalıyız!" Dedi Jeongin.
"Jeongin, görmedin mi yazanı? Sana bir şey olmaz." Dedi Seungmin.
"Kendimden mi bahsediyorum sence? Sana zarar verebilir!" Dedi Jeongin.
"Bu konuyu araştırdığımı eminim ki biliyordur. O araştırmamı istiyor. Bunu istemeseydi beni şimdiye kadar öldürürdü. Ya da.. kaçırırdı?" Dedi Seungmin bodrum kapısına bakarak.
"Kimler buradaymış.. Naber çocuklar?" Bir robot sesi duydular.. ses tam arkalarından geliyordu.
Arkalarını döndüklerinde elinde telefon olan bir adam gördüler. Sesini ifşa etmek istemediği için, telefonunda ki uygulamaya söyletiyordu.
Seungmin Jeongin'in kolunu tuttuğu gibi kaçtı. Hemen camdan atladılar ve koşmaya başladılar. Arkasına haffi baktığın da adamın kapıdan çıktığını ve el salladığını gördü Seungmin.
Yurda varır varmaz ikili arka bahçe de gizlice konuşmaya başladılar.
"Hyunjin'le konuşman gerekiyor." Dedi Seungmin.
"Ne? Neden?" Dedi Jeongin anlamayarak.
"Eğer bu kişi o ise ağzındam bir şeyler almaya çalış. En küçük şey bile işimize yarar." Dedi Seungmin.
"Onun olduğuna nasıl enin olabiliyorsun? Bana resimler deme o resimler daha önce orada yoktu. Katil başkasıysa ve suçu onun üstüne atmaya çalışıyorsa?" Dedi Jeongin.
Seungmin'e bu açıklama oldukça mantıklı geldi. Jeongin haklıydı. Yine de konuşmalıydı. Jeongin'i ikna ettikten sonra yurt odalarına çıktılar. Hyunjin'in çatı da olduğunu öğrendiklerin de beraber çatıya çıktılar.
"Ben kapıdan sizi izleyeceğim. Garip bir şey olursa yardıma geleceğim. Tamam mı?" Dedi Seungmin.
"Peki." Diyerek çatı kapısından içeri girdi Jeongin.
Hyunjin Jeongin'i fark ettiğin de gülümseyerek yanına gelmesini işaret etti. Jeongin de gülümseyerek onun yanına oturdu ve kafasını Hyunjin'in omzuna yasladı.
"Her şey çok garip değil mi Jeong?" Dedi Hyunjin.
"Öyle Hyung." Diyerek yanıtladı Jeongin.
"Bana güveniyor musun?"
"Sana güveniyorum Hyunjin Hyung."
"Peki, benden korkuyor musun?"
"Hayır, korkmuyorum. Korkmalı mıyım yoksa?"
"Senin korkman gerekmez. Seni korkutmak istemezdim. Katil ben olsaydım.. sanırım katil olmazdım."
"Nasıl yani?"
"Sanırım kimseyi öldürmezdim. Belki onları.. saklardım?" Diyerek minik bir sırıtış sunarak göz ucuyla Seungmin'e baktı Hyunjin.
"Ne anlatmaya çalıştığımı anladın mı Jeongin?" Dedi Hyunjin fısıldayarak.
Jeongin ise hafifçe başını salladı. Ardından hiç bir şey diyemeden kafasını Hyunjin'in omzundan kaldırdı.
"Korktun mu benden?" Dedi endişeyle Hyunjin.
"Hayır, senden asla korkmam. Ne yaparsan yap korkmayacağım senden. Kafama silah daya, yine sana nefretle bakmam." Dedi Jeongin cesaretle.
"Senin başına asla silah dayamam Jeongin." Dedi Hyunjin hafifçe gülümseyerek.
Ardından Jeongin'e yaklaşarak ona sarıldı.
"Her şeyin farkındayım Jeongin." Dedi Hyunjin Jeongin'in kulağına.
"Ne? Neyin farkındasın?" Dedi Jeongin korkuyla.
"Senin gibi bir kardeşim olsun isterdim Jeongin."
"Kardeş sayılırız Hyung" dedi Jeongin.
"Sayılırız? Bu sefer ne anlatmaya çalıştığımı anlamadın değil mi?" Dedi Hyunjin.
Jeongin gerçi çekilip anlamayarak Hyunjin'e baktı. Hyunjin ardından ayağa kalkıp gülümseyerek el sallayarak çatıdan çıktı. Çıkarken Seungmin'i görüp ona da gülümseyerek el sallamıştı.
İşleri iyice anlamsızlaşıyordu..
BIRDEY DICEM BU GINAŞ VERICNE ATLANTIS HYUNIN ADINDA BIR FIC YAZIYIM MI KONUSU FALAN DA HAZIR FIKIR VERMESSENIZ SIZE BOLUM YOK(saka asklarim seviyorum sizi ashaha)
COK SIKILIYORUM BUGUN BIRSURU BOLUM YAZMAK ISTIYOEYM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başıboş Çocuklar-Stray Kids
Fanfic8 çocuk, yetimhane de beraber büyürler ve çok yakın arkadaşlar olurlar. Fakat büyüdüklerin de başlarına gelen olaylar, onların arkadaşlık bağını ortaya çıkarmaya yetecektir. -Angst-