Seungmin şokun etkisinden bir türlü çıkamıyordu. Her şey bir yalan mıydı? Siktir, her şey başa dönmüştü. Artık Hyunjin'in Hyunjin olduğundan bile şüphelenmeye başlamıştı. Şokun etkisinden çıkmaya çalışarak, Jeongin'in odasına ilerledi. Jeongin odasında Hyunjin ile beraber resim çiziyordu. Hoş, Hyunjin eskisi kadar iyi resim de çizemiyordu, çizmek de istemiyordu. Garip.
Gülümseyerek yanlarına ilerledi, "Jeongin, odamı topluyordum ve yardımına ihtiyacım var ufaklık!! Ayrıca eski fotoğraflarımızı buldum, onlara bakmak istiyordun."
Jeongin heyecanlanmış bir biçimde, Seungmin ile beraber onun odasına gitti, "Fotoğraflar nerede hyung?"
"Of boşver şimdi fotoğrafı falan. Sıçtık oğlum sıçtık. Her şey başa sardı."
Jeongin anlamadığını belli eder bir yüz ifadesi takındı, "Neyden bahsediyorsun? Anlayamıyorum."
Seungmin anlını ovalayıp yatağa oturdu. Daha sonra aklına gelen ile aceleyle kapısını kilitleyip tekrar oturdu. Yanını patpatlayarak, Jeongin'in oturmasını sağladı. Daha sonrasında ise söze girdi, "Soo abla aradı. Hyunjin'e ulaşamamış, bana Hyunjin'e bir şry iletmemi istedi.."
Jeongin anlamaya çalışıyordu, "Ne iletmeni istedi?"
Seungmin derin bir iç çekti, "Hyunjin'in.. babasının ölüm yıldönümüymüş. Baş sağlığı dilediğini iletmemi söyledi."
Jeongin tam "NE!" Diye bağıracakken Seungmin malını tanıdığı için hemen eliyle ağzını kapattı, "Sakın bağırma, şüphelenmesin."
Jeongin az çok sakinleştikten sonra Seungmin'in elini ağzından çekti, "Ne yani babası ölmüş mü? Ama her şeyin sorumlusu babasıydı hani?"
"Tekrar bir oyunun içine çekildik sanırım Jeongin. Ve işin kötü tarafı, artık Jisung, Felix ve Changbin'e de güvenemeyiz. Onlarında bu işe dahil olduğu açık."
Jeongin bıkkınlıkla kendini yatağa attı, "Sıçayım ya! Her şey tam düzeldi derken.. şu olanlara bak!"
Seungmin de aynı ifadeyle Jeongin'in yanına uzandı.
Her şey güzel gidiyordu aslında, normale tam olarak dönmeye başlamışlardı. Tek sorun Hyunjin'in eskisi gibi olmamasıydı. Kaçırılanlarda bir garipti. Travma yaşadıkları için diye düşünüyorlardı. Hyunjin eskisi gibi resim çizmiyordu. Ve onları en şaşırtan şey, patlıcan yemesiydi. Hyunjin bu yemekten nefret ederdi. Ne olmuştu da sevmeye başlamıştı? Anlamlandıramadıkları birsürü şey vardı. Bu ise sadece bir kısmıydı.
Akşama doğru Seungmin yemek yememiş, odasına çekilmişti. Hemen boş bir defter alıp, eskisi gibi not tutmaya başladı.
"Selam defter. Bu ikinci defterim olacak, her şey başa sardı. Bu sabah Soo abla aradı ve Hyunjin'in babasının öldüğünü söyledi. Bu yüzden tekrar notlar tutmaya başlayacağım. Umarım çabucak çözülür... ve umarım.. evimizde ki kişi Hyunjin'dir..
Şimdi değişen her şeyi buraya yazacağım. İleride bunlarla ilgili teori üretebileceğimi düşünüyorum. İlk öncelikle Hyunjin çok değişti. Artık patlıcan yiyor, patlıcandan nefret ederdi. Ve eskisi gibi resim çizmiyor. Eski yeteneğini de kaybetmiş gibi duruyor. Yeni halini pek anlamlandıramasam da, her insan değişir sanırım.
Kaçırılan üçlü ise eskisinden daha garipler. Değişmişler, travma sonucu olduğunu düşünüyoruz. Sonuçta az şey yaşamadılar. Bu olayı daha çabuk çözeceğimizi düşünüyorum, sonuç olarak Hyunjin'in haberi yok. Yani sanırım yok. Cidden tekrar böyle bir bokun içine düşmektense, gebermeyi tercih ederim.
İçimden bir ses, umursama diyor. Diğer ses ise çözmek zorunda olduğumuzu söylüyor. Sanırım ikinci sesi dinlemeye mahkumum. Her neyse, bugünlük bu kadar."
Kalemini ve defterini eski yerlerine koyarak yatağına uzandı. Sabah erken kalktığı için hemen uykuya daldı.
Odaya gelip onu izleyen Chan'dan habersiz bir şekilde..
Okul var askolar kısa tuttum slm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başıboş Çocuklar-Stray Kids
Fanfic8 çocuk, yetimhane de beraber büyürler ve çok yakın arkadaşlar olurlar. Fakat büyüdüklerin de başlarına gelen olaylar, onların arkadaşlık bağını ortaya çıkarmaya yetecektir. -Angst-