Başıboş Çocuklar-Stray Kids

Ormanda ki ev

Seungmin sabah Güneş'in yeni yeni doğduğu saatlerde uyandı. Etrafına bakınıp aşağıya indi. Diğerlerinin uyuduğu belliydi, etrafta kimse yoktu ve derin bir sessizlik hakimdi. Kendine bir tost hazırladı. Ardından ceketini alıp dışarıya çıktı. Evlerine yakın olan ormana doğru yürürken tostunu yiyip etrafına bakınıyordu. Yakınlarda ki bir ağaca yaslanıp çantasına attığı suyu içip şişeyi geri kapatıp çantasına attı. Sonrasında ormanın içine doğru yürümeye başladı. Kulaklıklarını çıkartıp telefonuna bağladı. Ardından bu aralar bağımlısı olduğu şarkıyı açtı, Loved.

Shane g. Adlı kadının bu şarkısına bayılıyordu. Sürekli olarak açıyor, içini huzurla dolduran bu şarkı ile huzurlu dakikalar geçiriyordu. Ormanın içine doğru iyice girdiğinde minik bir orman evi dikkatini çekti. Minimalist bu ev oldukça şirin ve hoştu. Evin yakınlarında bir kedi yavrusu görünce gülümseyerek onun yanına yaklaştı. Tostunun son bir iki diliminin içerisinden salamları çıkartıp kediye yedirdi. Biraz daha kediyi sevdikten sonra ayağa kalkmıştı ki, evin içi dikkatini çekmişti. Bir duvar vardı, üzerinde Hyunjin'in resimleri vardı. Fakat kırmızı ipler ile asılmıştı. Evin kapısının iki-üç santim açık olduğunu fark etti.

Yavaş adımlar ile eve doğru adımladı. Kapıyı tamamen açarak tedirgin adımlar ile içeri girdi. Hyunjin'in fotoğraflarının asılı olduğu duvarda ellerini gezdirdi. Kapının iç tarafında Hwang Hyunjin yazıyordu, 3d harfler ile. O zaman burası Hyunjin'in o bahsettiği orman eviydi. Daha önce ormanın diğer ucundaydı yurtları, Hyunjin de bulamamaları için bahsettiği orman evini buraya yapmış olmalıydı. 3d harflerde hafif bir kan kalıntısı olması dikkatini çekmişti. Evin haline bakılırsa uzun süredir giriş yapılmamıştı. Zaten kapı da aralıktı.

Aşağıdan gelen bir şeylerin düşme sesi ile deja vu yaşadığını fark etti, umursamazca aşağıya indi. Az önce ki kedinin düşürdüğü şişe ile gülümsedi. Ardından kedi ile yukarı çıkacaktı ki, gözüne çarpan şey ile duraksadı. Bu Hyunjin'in favori fularıydı. Annesinindi. Ölmeden hemen önce aldığı tek şeydi bu fular annesinin. O yüzden Hyunjin fular takacağı zaman çoğunlukla bu fuları kullanır, ona gözü gibi bakardı. Bu olaylar başlamadan önce, Hyunjin saçını boyatmak için kuaföre gittiğinde de boynunda bu fular vardı. Buraya gelip fuları bırakmış olamazdı değil mi? Gerçi Hyunjin geri döndüğünde üzerini de değiştirmiş, onlara boya bulaştığını söylemişti. Fuları soracaktı aslında o gün Seungmin, fakat belki ona da bulaşmıştır, üzülmüştür diye sormamıştı.

Fakat şuan fuları incelediğinde üzerinde sarı boya kalıntısına rastlamamıştı. Bu da kafasının karışmasına yetmişti. Etrafı incelemeye başladı. Hafif kan kalıntılarına rastladı. Bunların ne anlama geldiğini anlayamamıştı. Ve daha sonrasında gördüğü kıyafetler ile kanı dondu. Bu kıyafetler, Jisung, Changbin ve Felix'e aitti. Yani onlar da buraya gelmişlerdi. Bu kıyafetlerin üzerinde de hafif kan kalıntıları vardı. Ama tahminine göre bu kendi kanları değil, farklı kanlardı. Ve bunu ört pas etmek için kıyafetlerini değiştirmişlerdi. Kafası iyice karışırken beyninde olayı çözmeye çalışıyordu. Kafası iyice allak bullak olduğunda yavaş adımlar ile yukarıya çıktı. Telefonu çıkararak Jeongin'i aradı,

"Alo? Jeongin?"

"Alo? Efendim hyung?"

"Yine bir şeyler oluyor Jeongin."

"Neler oluyor hyung?"

"Buluşalım, attığım konuma gel. Burada bir şeyler döndüğü çok belli."

"Tamamdır hyung, hemen geliyorum, görüşürüz."

"Görüşürüz." Diyerek kısa süren telefon görüşmelerinin ardından telefonu kapattı.

Jeongin'i beklerken çoktan düşüncelere dalmıştı. Belki de çok paranoyak düşündüğünü sorguluyordu. Ama böyle bir durumda yapması gereken de buydu. Her karşılaştığı şeyde bir şeyler aramak zorundaydı. Ortada bir yalan ve kargaşa vardı. Bunu çözmek için, ve karşısındakinin de zekiliğini göz önünde bulundurursak, bunu yapmak zorundaydı.

Jeongin gelene kadar düşüncelerini alıkoyamadı. Ama tam Jeongin yanına geldiğinde, gördüğü şey ile kanının donduğunu hissetti.

Bilerek böyle yerlerde bırakıyorym kı sovun bıraz