Seungmin, Changbin'in mektuplarında göz gezdirdi. Ve küçükten büyüğe doğru gitmeye karar verdi. İlk önce, Jeongin'e yazdığı mektubu eline aldı ve sesli bir şekilde okumaya başladı.
"Merhaba Jeongin. Sen bu satırları okuduğunda, ben çoktan gitmiş olacağım küçük kardeşim. Çok iyi bir küçük kardeştin, bunun için sana çok teşekkür ederim. Şuan büyük ihtimal diğerlerinin yanında değilsin.. Hyunjin ile berabersin.. öyle değil mi?
Yastığımın altına mektuplar koymuştum. Hyunjin daha okunmadığını söylediğinde yenilerini yazmak için izin aldım. Çünkü artık her şeyi biliyorum. Ve siz bunları her şey bitikten sonra okuyabileceksiniz.. burada size ulaşmaya çalışıyorum. Bizim odayı bir kaç kez yabancı numaradan aradım fakat her aradığım da kapatıldı.. Sanırım Soo abla kapattı.. Bunları umarım beraber okuyorsunuzdur.. umarım.. Jeongin, yeni hayatında çok mutlu ol. Ve sakın bizi unutma minik kardeşim. Jisung ve Feliz buraya geleceklermiş.. Hyunjin'e tek beni öldür dedim, dinlemedi. Aslında ilk başta planı farklıymış.. keşke planı hep öyle kalsaydı. Felix ve Jisung'ın ölümünü görmek istemiyorum.. Bizler için endişelenme tamam mı miniğim? Seni her zaman izliyor oluruz. Sadece güzel hayatının tadını çıkar. Diğerleri ile sakın iletişimini kesme, çok özlerler sizi. Hyunjin'in bizi sevdiğini biliyorum.. Karşımda ağladı biliyor musun? Ona beslemeye başladığım nefret anında söndü. Çok pişman olduğunu söyledi.. Kendi isteği ile yapmıyor Jeongin.. bunu kendi isteği ile yapmıyor.. Babası söylemiş. Jeongin'e, Minho'nun çarptığını araştırıp öğrenmiş babası. Her şeyi o yapmış.. Bizi bile o öldürmeyecek.. Babası öldürecek. Bugün vücudunda morluklar ile geldi buraya, yüzü kan içindeydi. Babasına karşı çıkmış, öleceğimizi bilmiyormuş.. Morluklarını kapatıcı ile kapatıp gelmişti yanınıza.. Bu mektubu bu kadar uzun tutuyorum, çünkü diğerlerinin de okumasını istediğimi söyledim Hyunjin'e. Her şeyi öğrenmeniz gerekiyordu. Biz Hyunjin'i affediyoruz, sizde affedin. Ve benim minik kardeşim Jeongin, sana olan sevgim sonsuz, biliyorsun. Bir gün görüşürüz meleğim.."Seungmin göz yaşları içinde bitirdi mektubu sonra bir kenara koydu. Artık tüm soru işaretleri sönmüştü. Kapıda ise Jeongin ve Hyunjin'i görmeyi beklemiyordu..
"Sizsiz gitmem çocuklar.." dedi Hyunjin. Pişmanlığı gözlerinden okunuyordu, çok pişmandı. Her şey için, çok pişmandı..
Chan ona yanlarına oturmalarını işaret etti. İkisi oturduktan sonra Seungmin mektuplara devam etti, sıra kendisinin mektubunda olsa sa onu en son okumak istediğini söyleyip Felix'in mektubunu aradı, fakat yoktu.. Felix ve Jisung'ın mektupları yoktu..
"O ikisi ile orada konuştular, onlara mektup yazmadı.. sadece buradakilere yazdı.." dedi Hyunjin dolan gözleriyle.
Ardından Seungmin başı ile onaylayarak Hyunjin'in mektubuna geçti.
"Sevgili Hyunjin, öncelikle sakın üzülme küçük oğlan. Bunlara zorunlu bırakıldığını biliyoruz, üzülmeni istemiyoruz. Jisung ilk geldiğinde seni kendisinden küçük sanmıştı.. hatırlıyor musun? Her zaman kahkahalar ile anlatıyordu. Çok mini bir çocuk olduğunu. Ama sende hep "senden uzunum şuan, yer cücesi." Diye onunla dalga geçiyordun. Ne güzel zamanlardı öyle değil mi? Felix'in brownilerinden yiyemeyeceksiniz, ağlayın gençler. Ben ve Jisung'ın atışmalarını izleyemeyeceksiniz. Şaka yapıyorum, ağlamayın. Hyunjin, seni gerçekten çok seviyorum. Ve kendini üzmeni asla istemiyorum. Bunlar babanın suçuydu, senin değil. Bu yüzden asla üzülme. Üzülmene dayanamam biliyorsun. O zaman cehennemde görüşürüz korkak!"
Hyunjin pişmanlık ile dolu bir gülümseme sundu.
"Bu mektuplar.. yeni mi?" Dedi Seungmin şaşırarak.
"Yepyeni. Hepsini bu sabah yastığın altına koydum. Diğerleri çok kısaydı ve sadece görüşürüz gibi şeyler yazıyordu.. bunlarla değiştirmek istedi." Dedi Hyunjin ardından dudaklarının arasından bir hıçkırık kaçtı.
Seungmin ise Minho'nun mektubuna geçiş yaptı..
"Selam Minho.. Bu olanların hiç biri senin yüzünden değil, böyle hissettiğini biliyorum. Seni çok iyi tanıyorum. Hatta bu yüzden 1-2 ay kimseyle konuşmazsın sen. Sakın böyle bir şey yapma. Orada ki kimseyi üzme, yoksa üzerim seni bak! Sen gerçekten çok iyi bir abiydin. Dışarıya bizden haz etmiyormuş gibi gözüksen de, saçımızın teline zarar gelecek diye ödün kopuyordu. Ve Hyunjin'in yapacağını düşünüyordun bunları.. o yüzden onu uyarmak istedin ve sonra.. yanlış kişi hedefin oldu.. bu emin ol senin suçun değil. Hyunjin'in de suçu değil. Babası olmasa belki şuan yanınızda olurduk. Yine de üzülme Minho, senin bize yaptığın abiliği diğer ikisine yapacağım. Emin ellerdeler, söz veriyorum.."
Minho yüzünü elleri arasına alıp ağlamaya başladı. Kendini daha fazla tutmak istemedi, yapamazdı.. Seungmin ise Chan'ın mektubunu alıp okumaya başladı, gözyaşları engel olmaya çalışsa da..
"Sevgili Chan Hyung. Yoksa baba mı demeliyim? Şaka şaka.. Bir baba gibiydin, bunun için sana minnettarım. Babamdan göremeyeceğim sevgiyi senden gördüm. Bizi sanki çocuklarınmışız gibi koruyordun. Şimdi koruyamadın.. ama eminim ki yanımızda olsan bizim için canını hiçe sayardın. Sen yapardın Hyung, seni iyi tanıyorum. Ve seni bu yüzden çok ama çok seviyorum. Diğerlerine babalık yapmaya devam et, yoksa seni babalıktan reddedeceğiz. Jisung ve Felix'te seni çok seviyor.. Görüşürüz.."
Hepsi gözyaşları içindeydi. Sıra ise son mektuptaydı. Seungmin'in sona sakladığı, kendi mektubu. Hemen eline aldı ve okumaya başladı.
"Biricik, zeka küpüm, Seungmin'im.. Sen herkesten ve her şeyden farklısın.. Sana olan sevgim normal bir boyutta değil ufaklık.. Artık öğrenmelisin, gerçi zekisin. Hakkımda tahmin de bulunmuşsundur. Bir kaç yıl öncesinde senden delilercesine hoşlanıyordum. Hatta bu yüzden peşini bırakmıyordum. Hani senden hoşlanan bir çocuk vardı ya, dayak yemişti.. Onu ben dövmüştüm. Hyunjin'le beraber dövmüştük.. Ama şerefsizi iyi patakladım biliyor musun? Benim için her zaman çok değerliydin meleğim, hala öylesin. Bu güzel zekanı asla kaybetme ve hayallerinin peşinden git, hep yanında, seni izliyor olacağım. Her zaman gökyüzüne bak, gökyüzünde ki yıldızın olacağım.."
Seungmin daha fazla dayanamadı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.
"Eşyalarınızı toplayın.. itiraz etmeyin yalvarırım.. Avustralya'ya gideceğiz. Felix'in hayallerini gerçekleştireceğiz. O üçü oraya gitmek için can atardı, biz gidip orada yaşayacağız. Babamı polise şikayet ettim. Benim için kanıt gerekiyordu. Adamların onları vururken videosunu çekti.." dedi Hyunjin.
Jeongin ile biraz daha uğraşıp diğerlerini ikna ettiler. Yaklaşık iki saat sonra hepsi hazırdı. Arabaya bindiler ve yola çıktılar.. Soo ablaları ile dakikalarca vedalaştılar..
Artık her şeyin bitişi, bazı şeylerin başlangıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başıboş Çocuklar-Stray Kids
Fanfic8 çocuk, yetimhane de beraber büyürler ve çok yakın arkadaşlar olurlar. Fakat büyüdüklerin de başlarına gelen olaylar, onların arkadaşlık bağını ortaya çıkarmaya yetecektir. -Angst-