15.Bölüm

191 7 1
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🦋
~•~

Bu gün hava Yağmurluydu. Acaba gökyüzü kim için ağlıyordu? Her seferinde bir yağmur damlasını penceremin üzerinde süzülürken gördüğümde bu soru gelirdi aklıma. Kimin içindi bu hüzün? Üstelik havalar ısınmaya başlıyordu. Annem daha çok bahar yağmuru derdi. Oysa ben buna inanmıyordum. Gökyüzünü kaplayan kara bulutlar ile birlikte yere düşen yağmur damlalarını, kahvaltı ederken izledim.

"Seni gideceği yere bırakayım mı Gülüm?" Dedi abim ekmeğini ağzına atarken.

"Gerek yok abi bizim çocuklarla gideceğiz." Dediğimde kafasını tamam dercesine salladı ve ceketini üzerine geçirdi. Annemin yanaklarından öptü ve üniversitesine gitmek için ayaklandı. Babam çoktan işe gitmişti. Her sabah böyleydi. Onun hakkını hiç bir zaman ödeyemeyecektim. Abim gitmeden önce özenle düzleştirdiğim açık kahve saçlarımı karıştırdı. O gülerek evden çıkarken arkasından sinrile söylenmeye başladım.

"Bebek misin oğlum sen?! Anne görüyorsun değil mi?" Annem beni takmadan masayı toplamaya başladığında sabır dileyerek ayağa kalktım. Üvey evlat muamelesi görüyordum bu evde gerçekten? Yere attığım siyah çantamı sırtıma astım ve anneme döndüm.

"Ben gidiyorum. Görüşürüz." Diyerek koridora ilerledim. Ayakkabılarımı vestiyerden alarak, arkamdan gelen anneme döndüm. Yanaklarından öptüğüm sıra annem konuştu.

"Dikkatli git. Ha bu arada söylemeyi unutmadan eve biraz erken gel de evi temizleyelim. Misafirlerimiz var." Dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Tamam eve en geç saate olurum." Dedim alayla. Annem yavaşça popoma geçirdiğinde her zaman ki sözünü söylemeyi de ihmal etmemişti.

"Eşek sıpası." Dedi gülerek. Ben asansörü arada bir kullanırdım. Çünkü bir keresinde içinde yarım saat kalmıştım. Bu yüzden merdivenden ikişer ikişer inmeye başladım.

"Yavaş kızım! Hiç beni dinliyor mu?!" Annem arkamdan bağırırken ben çoktan zemin kata inmiştim bile. Telefonum cebimde öterken elime aldım ve yürüyerek mesajlara baktım.

HABABAM'IN İKİNCİ ELİ 💥🖕👄🧚🏻‍♀️💄🍾

İBO~ Marketin önünde bekliyoruz.

MEMO~ tamam kardeşim biz de geliyoruz.

ASLI~ Beni bir beş dakika daha bekleyin.

MÜGE~ Beni de

FIRAT~ Geldiniz geldiniz gelmediniz biz gideriz.

ALİ~ tamam acele edin. Bekliyoruz.

===========================

Telefonumu geri montumun cebine attım ve adımlarımı hızlandırdım. Dedikleri market bizden iki sokak aşağıdaydı. Tek başına yürümemin ardından  Ömer'i önden giderken gördüm. Arkasından gizlice gelerek ensenine vurdum. Kahverengi saçlarını biraz kesmişti. Sinirle bağıracakken beni gördü. Yutkunduğunu gördüğümde gülerek konuştum.

"Sââtler olsun ömercik. Bu ne yakışıklılık? Bu şanslı kız da kim." Dedim alayla. Bana açık mavi gözlerini aynı zamanda biraz çarpık gülüşüyle göz devirdi.

"Sağol güllü. Gerçekten bu gün yakışıklı mı olmuşum?" Dedi kolunu omzuma atarken.

"Her zaman ki halin." Dedim beline sarılarak. Gülerek saçlarımı karıştırdı. Bunların benim saçlarımla alıp veremedikleri ne? Sinile hafif çekik ve uzun kirpikli mavi gözlerine diktim sinirli bakışlarımı. Bir şey hatırlamış gibi ağzını şaşkınlıkla açtı.

"... Sen saçınla oynanmasından hoşlanmazdın." Dediğinde gözlerimi üzerine diktim.

"Sende ömercik denmesinden. Yoksa bilerek mi yaptın?" Dedim şakasına kızarken. O bu halime güldü ve yürümeye devam etti.
•••

Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin