Keyifli okumalar dilerim 🦋
~•~Gelecek insanlara her zaman farklı yol çizer. Bazen hayatınızın küçük bir kısmı içinizde tahmin edemeyeceğiniz çok büyük bir burukluk bırakır. Ama bu çok yanlış. Önümüzde daha uzun bir hayat varken insanın kendini üzmesi bir aptalıktır.
Yaşanmayan çok şey var be! Üzülmek için çok erken...
Müdürün bizlere ayırdığı minibüse yerleşmiştik. Hepimiz de ayrı ayrı heyecan ayrı ayrı mutluluk gözlerimizde okunuyordu.
İçimde tarif edemediğim çok güzel bir duygu vardı. Bu yarışmaya ilk defa katılıyoruk ve bizimkilerin dediği gibi çok güçlü rakipler vardı karşımızda. Biraz da korku var aslında içimde. Garip bir duruma hoşgeldin diyoruz açıkçası.Kulaklığımı kullağıma taktım ve rast gele bir şarkı açtım. Uzun bir yol gittik. Hata baya bir uzun yol. Artık İstanbul'dan çıkıyoruz sandım. Neyse ki dört saatlik yoldan sonra
bir otele vardık. Buna otel denmez ya! Bu..saray lan. Oha çok güzel. Resmen burası yaz mevsimini yaşıyor çok iyi. Aslında en çok sevdiğim mevsim yazdı. Ne bileyim içim açılıyordu o mevsimde. Biz Martın başlarındaydık ve hava bayağı sıcaktı. Otel bilmem kaç katlıydı. Güzel yapılmıştı. Otelin girişinde bir süs havuzu vardı çevrelerin de insanların yürüş yapması için bir de böyle güzel bir alan yapmışlardı. Hele ki arka taraf yıkılıyordu. Ful ışıklarla süslenmişti deniz. Resmen burası cennet misaliydi. Eh birazda bu lüks hayata alışalım değil mi?Kızlar için üç oda erkekler içinde dört oda ayarlanmıştı. Resepsiyondan oda anahtarlarımızı daha doğrusu anahtar yerinde ki kartları aldık ve bize koçluk yapan bedencinin dediklerini uyguladık.
Elimde ki kart 201. Numaraya aitti. Müge'ye bakışlarımı çevirdim.
"Ayıp ettin kızım seninle kalacağım." Dedi bana sırnaşarak. Zeynep ve Aslı da bizim yan odamıza yani 202. Numarada kalacaklardı. Diğer iki kızda bizim sağ tarafımızda yani 200. Odada kalacaktı. Bizim bir kat üstümüzde erkekler kalacaktı. Oda numaraları hâlâ bilmiyordum çünkü ilgilenmedim. Bane ne ya! Ne halleri varsa görsünler. Neyse ya bir anda aklımda şu sözler geçti. İnsan parayı görünce değişiyor. Allah korusun! Ben. güllü.asla değişmem.
Müge koluma girmiş gülerek konuşuyordu. Ne dediğini dinlemiyordum çünkü şu an kapıyı açmakla meşguldüm. Bu kartı neresine sokcam ben ya! Benim yapamadığım gibi diğer kızlarda yapamadı. Bir anda karşımızda ki kapılar açıldı. İçinden manken gibi güzel kızlar çıktı. Bize alayla baktıklarında sarışın uzun boylu zayıf kız parlak dudaklarıyla konuştu.
"Çöplükten geldiğiniz için bilmezsiniz." Dedi eskort gülüşüyle. Sinirlerim tavan yaparken bu salağın kim olduğunu düşündüm. Az çok tahmin edebiliyorum.
"Ay hayır Melisa bu zavalılara yardım etmeyecekmiyiz?" Dedi kumral bal renkli gözlü kız ,bembeyaz dişlerini ortaya dökerken. Sinirle dişlerimi sıktım.
"Bu kartı sizin bir yerlenize sokmadan işinize bakın." Dedim dişlermi sıkarak.
"Çağla bırak. bu kenar mahallelerinde ki varoşlarla ilgilenmeyiz." Dedi Melisa denen kız. Salakmıdır nedir? Fesupanallah!
"Varoş senin anandır be!" Ah müge ağzın iki dakika kapalı tut be kardeşim.
"Aynen öyle." Dedi benim boylarımda ki mavi gözlü sarı kıvırcık saçları olan kız.
"Uff neyse hadi biz odamıza girelim. Nede olsa yarın büyük gün. Bizim daha çok çalışıp bu ezikleri çöplüğüne göndermemiz gerek." Dedi Melisa alayla. Arkasını dönüp giderken dişlerimi sıkarak konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)
Fiksi Remaja-"zamansız çalan bir aşk şarkısı gibiydin..." -"Ansızın dilimde dolanan." Hepimiz farklı yol izler kendine ama o yolun sonunda bir gün herkes buluşacaktı. Bizimkisi tesadüf mü desem? yoksa şans mı? ama en doğrusu bizi birleştiren aşktı... iki okul...