38.Bölüm

127 3 6
                                    

Azis:Ah la lele dinleyerek okuyabilirsiniz :))

Keyifli okumalar dilerim 🦋

Kırmızı eşofmanlı beden hocasının suratına uykulu uykulu bakmaktaydım. Yani şu ders programını neden sürekli değiştirir ki bir insan? Hep o pişmaniye saçlı müdürün yüzünden.

"Hadi bir tur daha koşun! " Diyerek siyah düdüğüne üfledi bedenci.

"Hocam bu kaçıncı tur Allah'ınızı severseniz." Dedim isyan ederek. Bana öyle  bir  bakış attı ki susmak zorunda kaldım.

"Hepiniz hamlanmışsınız! Oturmaktan başka bir iş yaptığınız var sanki." Diye herekse bağırdığında gülmeme engel olarak bir kere daha konuştum.

"Oturmakta bir iş hocam neden kötülüyorsunuz." Sınıftan bir kaç kişi bu sözlerime güldüğünde hoca sinirle seslendi.

"Kızım sen gel bir buraya!" Bana kötü kötü bakarken masumca gülümsedim. Kesin abuk subuk işler çıkaracak başıma demeye kalmadan konuştu.

"Bütün 12. Sınıflara git ve futbol kulübünde olanları buraya çağır." Diye emrini verdiğinde
gözlerimi içten içe devirdim.

"Tamam hocam." Diyerek beden salonundan çıktım. O kadar yavaş yürüyordum ki kaplumbağa bile benden hızlı yürüyordur kesin. Amaç Sırf bedenciyi sinir etmek. A bizdik bu yüzden B sınıfından başladım.

Orada ki Tolga ve Yaman'ı alarak, C sınıfından Memo, ve tanımadığım bir çocuğu
peşime taktım. Memo elini omzuma atmış bütün yükünü her zaman ki gibi ben taşırken bu sefer D sınıfına girdim. Buradan da İbo, Ömer ve Fırat'ı aldım. Son olarak E sınıfına girdim. Çağrı bu sınıftaydı. İçimi bir heyecan kaplarken yutkundum ve kapıya tıkladım. Tek başına sınıfa girdim ve yüksek sesle konuştum.

"Futbol da olan erkek öğrencileri beden hocası çağırıyor." Dediğimde yalnızca çağrı ayağa kalktı. Hocaya iki kelime dahi etmeden yanıma geldi. Kolunu bu sefer o omzuma attı ve sınıftan çıktık. Zaten çıkmamızla çağrı bir şaşırdı. Onun bu haline gülesim gelmişti. Bizim çocuklar hemen çağrı'nın kolunu terslikle üzerimden atarken kavgaya tutuşmalarına az kalmıştı.

"Bir sakin ya! Hadi aşağıya inin adam iki saat sizi bekliyor." Diyerek kızmaya başladığımda önden önden merdivenleri inmeye başladılar.

"Keşke ilk beni çağırsaydın?" Dedi yanımda ilerleyen çağrı.

"O niye?"

"Arkadaşların zebani gibi başımızda çünkü. En azından iki dakika vakit geçirirdik." Dedi dudaklarını büzerek. Ona bakarak güldüğümde Fırat ortamıza girdi.

"Güllü hoca niye bizi çağrıyor?"

"Hangi hoca?"

"Hiç sevmediğim kırmızı pjamali hoca değildir umarım?"

"Yarış mı yapacağız yine?"

"Güllü gömleğimde  leke  mi var? Bana mı öyle geliyor?" Fırat ve Mehmet'in ardı arkası kesilmeyen sorularını tek tek cevaplamakla meşgul olduğumdan dolayı çağrı ile pek fazla konuşmamız olmamıştı aramızda. O önden önden ilerlerken ben de Mehmet ve Fırat'ın saçma sorullarına bıkınlıkla cevap veriyordum.

•••

Sonunda onları beden salonuna toplamıştım. Bedenciden bir teşekkür beklerken azar işitmiştim. Neymiş efendim neden bu kadar geç geldiniz. Tövbe estağfurullah. Ağzımı aştıracak şimdi. Bizim sınıf bir köşede kendince eğlenirken futbol da oyanyan kişileri neden şimdi çağırdığımı merak etmiştim ve biraz kulak misafiri olmuştum.

Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin