Sefo:Kördüğüm dinleyerek okuyabilirsiniz ( ◜‿◝ )♡
Keyifli okumalar dilerim 🦋
~•~Sabah saatlerinde hava bayağı serindi. Hastaneden çıkmadan önce abimin evden getirdiği kıyafetleri giyinmekteydim. Annem eve gitmişti. Babam da hastaneden çıkış yapmakta olduğundan bir kat aşağıdaydı. Abim ise üniversitesini ihmal etmemesi için okula postalanmıştı. Yanımda ne kadar çok kalmak istese de babam ona izin vermemişti. Yani bir yerde haklıydı. Sonuç olarak babam büyük bir ihtimale tek başına beni arabada bekliyordu. Ve benim daha fazla oyalanmam gerekiyordu. Yazık adam iki saat orada kaldı! Söylene söylene eşyalarımı toparlandım ve zar zor odadan çıktım. Bir anda karşılaştığım iki çift gri gözle dona kaldım.
Çağrı...
Tamam geleceğim demişti de ben bu kadar erken beklemiyordum.
"Çağrı?" Şaşkınlıkla çıkan sesimle birlikte gülümsedi. Yanağında ki derin çukur belli olurken için gitmişti.
"İyi gözüküyorsun." Dediğinde sesiz kaldım. Yanıma adım adım yaklaştı ve elimde ki çanta ve poşetlere eğildi. Onları almak için bir hamle yaptığında izin vermedim.
"Gerek yok. Ben taşırım. Hem senin bu saate ne işin var?!" Kızgınlıkla sorduğum soruyla birlikte doğruldu ve rahat tavrıyla konuştu.
"Okul kapalı bende sana geleyim dedim." Dediğinde gülümsedim.
"İyi madem gelmişken taşı şunları." Dedim ve elimdekileri ona doğru uzattım.
"Şunun havalarına bak sanki eşeği var burada. Taşı değil! Taşırmısın olacak. Birazcık da olsa lütfen nezaket kurallarını öğren." Dedi alayla. Gözlerimi devirdim.
"He he." Dedim gülerek. O da bana uyarak arkamdan koca adımlarını atmaya başladı.
•••Arabamızın olduğu yere yaklaştığımızda çağrı'ya döndüm.
"Teşekkürler." Dediğimde elindekileri almaya başladım. Bu sırada ellerimiz birbirine temas ederken içimde oluşan garip hisse rağmen sakin kalmaya çalıştım.
"Rica ederim...de sen kızardın gibi." Söylediği şeyle yüzüme dokundum.
"Öyle mi hiç fark etmedim." Dediğimde alayla sırıttı. Kaşlarımı çattım sinirle ve elimdeki çantayla omzuna vurdum.
"Gülme!" Dediğimde ağzında fermuar varmış gibi çekti ve dudaklarını birbirne bastırdı. Ama hâlâ gülüyordu. Sabır dileyerek arabanın yolunu tuttum. Bu sırada arkamdan seslendi.
"Bir kuru kuru teşekkür hiç olmadı." Dediğinde arkama döndüm. Bana doğru iki adımda yaklaştı ve sarıldı. Öylece kalakalmıştım. Çağrı bana sarılmıştı. Küçük dilimi yutmaktan son anda vazgeçip ona karşılık verdim. Ellerim sırtını bulduğunda onunda benden bir farkı olmadığını anlamıştım. Vücudu resmen kasılmıştı.
"Şimdi oldu mu?" Diye sordum o görmesede gülümsüyordum.
"Oldu." Dediğinde sesinde ki keyifli tını beni daha çok mutlu etmişti.
•••Yol boyunca aklımdan bir türlü çıkmayan Çağrı'yı düşünmekteyim. Düşününce de heyecanlanıyor ve kızarıyordum. Odamın camını açtım ve derin bir nefes çektim içime. Soğuk rüzgar pencereye asılı olan tül perdeyi havalandırırken keyifle gülümsedim.
Yağmur akşamdan yağmıştı ve şimdi hava bayağı serindi. Yani benim için güzel bir gündü. Aslında yangın çıkmasının iyi bir yanında okulun üç günlüğüne tatil edilişiydi.
Allah'tan oradan kazasız belasız çıkmıştım. Ah bir dakika! Unutuyordum az kalsın! Ben oradan kendim çıkmadım ki beni Ömer çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)
Teen Fiction-"zamansız çalan bir aşk şarkısı gibiydin..." -"Ansızın dilimde dolanan." Hepimiz farklı yol izler kendine ama o yolun sonunda bir gün herkes buluşacaktı. Bizimkisi tesadüf mü desem? yoksa şans mı? ama en doğrusu bizi birleştiren aşktı... iki okul...