Keyifli okumalar dilerim 🦋
~•~Üç gün Sonra~
05***~ Selam Gülsu. Ben Gizem. Şimdi bu bana niye mesaj attı diyeceksin değil mi? Merak etme kötü bir şey söylemek için yazmadım. Öncelikle Ömer ile aranızın benim yüzümden bozuk olduğunu biliyorum. Ben böyle olmasını istemedim. Çağrı dediği için yaptım. Nedenini sorma lütfen. Bil istiyorum ki ben Ömer'i sevmiyorum. Hatta için rahatlayacaksa onu öptüğümde bana karşılık bile vermedi. Neyse işte anlayacağın onun bir suçu değil. Bütün plan sizi ayırmak isteyen Çağrınındı. Beni affet kötü biri değilim. Ve Ömer'e de kızma. Tekrardan sizi beraber görmek isterdim. Görüşürüz...
Siz~ Bu şimdi mi söylenir gerizekalı? Ömer şu an hava limanında. Biz vedalaşamadık bile. Ve ayrıca seni asla affetmeyeceğim. Çağrının da senin de sizin gibilerinde Allah belasını versin.
°°°Telefonumu öfkeyle sweatshirtım cebine koydum ve montumu hızla giyindim. Aceleyle evden çıktım ve Ömer'i hava limanına bırakmaya giden bizim çocukları aradım. Memo ve Fırat telefonunu açmazken Aslı ve Müge de meşgule atıyordu. Sinirle söylenerek taksi çağırdım.
Taksi gelene kadar stresten kafayı yemek üzereydim. Nasıl inanmam ben ona? Ömer bana hiç yalan söylemezdi. Oflayarak telefonumu tekrardan kulağıma götürdüm.
Ömer'i arayacak yüzüm yoktu. Onunla birebir yüz yüze konuşmak istiyordum. Umarım ona olan güvensizliğimi affederdi...Gelen taksiye hızla binerken hava limanına sürmesini kısa bir şekilde söyledikten sonra Zeynep'i aradım. Çok şükür o açmıştı.
"Zeynep ne olur daha gitmedi de?" Dedim ağlamaklı çıkan sesimle.
"Gitmedi." Dediğinde sessizce bir nefes verdim.
"Ama on beş dakika sonra uçağı kalkacakmış." Dediğinde yutkundum. Böyle gitmesini istemiyordum. Böyle gidemezdi...
"Zeynep benim aradığımı söyleme. Ben geliyorum. Umarım yetişebilirim." Ardından telefonu kulağımdan indirdim ve elimde sıkıca tuttum. Benimle vedalaşmak için gelmişti ama ben onu kovmuştum ya! Aptaldım, Evet.
•••Kaç dakikadır yoldaydık ve hâlâ hava limanına varamamıştım.
"Abi biraz daha hızlı sürsen şu arabayı?" Dedim telaşla.
"Kızım daha ne kadar hızlı gideyim Allah aşkına. Uçmuyor ya taksi." Dedi lafı bir güzel yüzüme çarpan taksi şoförüne bir şey demedim. Yanaklarımı bıkmışlıklala şişirdim. Oflayarak kafamı elimde ki telefona çevirdim.
Gitmemiş ol. Ne olur?
Böyle ayrılmayalım.
•••Taksiciye parasını ödeyerek hızla arabadan indim ve hava limanın'ın girişine koştum. Burası çok kalabalıktı. Nasıl bulacaktım?
Etrafıma baktım. Yoktular.
Saatime baktım. Belki de geç kaldım gitmişlerdir diye düşündüm ama yalnızca bir dakika geç kalmıştım. Ömer uçağa binmiş midir? Bu soru gözlerimin dolu dolu olmasını sağlarken ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Bir kere daha etrafıma baktım. Yoktu...
Artık umudumu kestiğimde arkamdan bir ses duydum.
"Gülüm!" Bu şaşkın ses ona aitti. Hızla arkamı döndüm ve onun masmavi bakışlarına denk geldim.
"Ömercik." Dedim dolu gözlerimle gülümsemeyle çalışarak. Bir kaç adımda aramızda ki mesafeyi kapattım ve kollarımı bedenine doladım.
"Özür dilerim. Sana güvenmediğim için." Dediğimde valizini bıraktı ve bir kolunu bedenime dolarken diğer eli saçlarıma dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)
Teen Fiction-"zamansız çalan bir aşk şarkısı gibiydin..." -"Ansızın dilimde dolanan." Hepimiz farklı yol izler kendine ama o yolun sonunda bir gün herkes buluşacaktı. Bizimkisi tesadüf mü desem? yoksa şans mı? ama en doğrusu bizi birleştiren aşktı... iki okul...