2.Bölüm

324 13 4
                                    

Keyifli okumalar dilerim 🦋
~•~

"Oğlum biz niye otobüsle okula gitmiyoruz ki?" Diye soran Mehmet'e hepimiz, topluca göz devirdik.

"Lan iki adımlık yere otobüsle gidilmek mi olur? Ayrıca sen kendini zengin hissediyorsan ileride durak var. Okulda görüşürüz kardeşim." Diyerek açıklama yapan Ömer'e sırıtarak baktım.

"Ama ömercim Mehmet doğru söylüyor olabilir. Vallahi çok yoruldum ya! Yirmi dakikadır yoldayız." Diye bıkınlıkla konuşan Zeynep'e bakışlarımı çevirdim.

"Az bekleyin ya! Geldik işte." Dediğimde hepsi bana yüzünü buruşturdu. Bak bak bana yaptıkları hareketlere bak. Ah şu beş serseriyi anladım, zaten pek haz etmezler benden yana ama bizim kızları anlamış değildim. Bir kere benim gibi biri sizin gurupta olduğu için şükür etmeleri gerekiyor. Bir yandan söyleniyor diğer yandan şakalaşıyorduk. Müge ile daha fazla yakındık ve ikimiz birbirimize daha çok önem veriyoruz. Ee bu Müge ile iyi anlaşmam kızları sevmiyor anlamına gelmiyor. Onlarında bende ayrı yerleri var.

"Ya keşke ben gelmeseydim. Zaten yarışmaya girecekmiyiz o da belli değil." Diye nefesini dışarıya veren Aslı ile konuştum.

"Kızım umutsuzluğa niye kapılıyorsunuz ya! Kazanacağız dedik mi kazanacağız. Şimdi de o yüzden çabalıyoruz ya." Diyerek kızdım. Başarıda inanç çok önemlidir. Bizimkiler nedense buna inanamıyor. Çünkü karşı tarafın her halükarda kazanacaklarını düşünüyor. İşte bu yanlış. İnsanlara kendini göstermek varken neden sesiz sedasız bir köşeye geçersin ki?

Uzun bir aradan sonra okula varmıştık. İbrahim'in getirdiği topları ellimize aldık Ömer ile. O erkekleri futbola çalıştıracak ben de veleybola. Saha'ya geçen erkekler bize yer bırakmamıştı. El mecbur sahanın dışında veleybol oynayacaktık.

"Kızlar bir yere kaybolmayın. Şu itlerden de uzak durun." Diye tembihleyen ibo'ya aldırmadan bir köşeye doğru ilerlemeye başladık.
•••

Ölmüş bir vaziyette yere yığılmıştık. Kaç saat bu soğukta çalışıyoruz bilmiyordum ama artık eve gitmezsek geberirdim.

"Kızım hiç bir şeye üzülmem bu soğukta çalışıpda kazanamazsak ölürüm." Diye acıyla konuşan Aslı'ya kafamı salladım.

"Hakikaten ha! Biz bu soğukta çalışırken belki onlar özel spor alanlarında çalışıyor." Diye zekice konuşan Müge'ye karşılık konuştum.

"Fakirliğin gözü kör olsun kardeşim." Dediğimde kızlar güldü. Aslında gerçekten de durumuz çok da iyi değildi. Hepimiz İstanbul'un unuttuğu bir mahallede yaşıyorduk. Telefonum aniden çalınca cebimden çıkardım ve ekrana baktım. Annem arıyordu.

"Efendim annecim?" Diyerek açtım telefonu.

"Nerdesin kızım? Kaç saattir yoksun. Arıyorum ulaşamıyorum." Dedi endişeli sesiyle.

"Bizim çocuklarla yarışmaya hazırlanıyordum. O yüzden görmedim."

"Tamam tamam. Ama geç kalmaz kuzum hava çok soğudu hasta olma." Dediğinde gülümsedim ve kafamı sanki annem görüyormuş gibi salladım.

"Tamam annecim görüşürüz." Dedikten sonra telefonu kapattım. Zaten işimizde bitmişti artık yarında çalışır. Pazartesi seçmelere tek tek girerdik. Kim bilir sıra bize gelirmiydi?

Kızlara döndüm ve konuştum.
"Ben kaçar artık." Dedikten sonra ayağa kalktım. Sahada ki çocuklara baktım. Beşi de oturmuş dinleniyorlardı. Benim kalktığımı gören Ali kaşları çattı ve nereye dercesine göz kırptı. Buradan bağırmayacaktım sadece el salladım ve uzaklaştım oradan.

Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin