54.Bölüm

96 5 2
                                    

Sevdiğiniz herhangi bir speed up şarkılarından açıp okuyun  lütfen. (◔‿◔)

Keyifli okumalar dilerim 🦋
~•~

Çağrı'nın da dediği gibi tam zamanında gelmişti. On beş dakika sonra elinde siyah bir çantayla içeriye arkasında çetin'in bir adamı ile giren çağrı bizim bu halimizi gördüğünde afaladı. Kendini bozuntuya vermeden yürümeye devam etti ve tam karşımıza dikildi. Çetin güldü... Çetin, Çakır'ın kardeşiydi. İkisi de ayrı iğrençti, aynı zamanda İğrenç bir gülüşü vardı çetin'in. Çağrı bir şey söylemedi. Aslında böylesi daha iyiydi. Bir de onu buralara kadar sürüklemiştim. Eğer ona bir şey olursa  burada kendimi asla affetmem. Kendim için bir  can'a kıymak en son isteyeceğim şey. Bu kim olursa olsun. Çağrı çantayı adama vermeden önce üsten üsten çetin'in yüzüne baktı. Boy farkı baya bir vardı. Çağrı'yı annesi deve sütüyle beslemiş herhalde. Bu düşünceleri boşvererek karşımda çetin ile konuşan çağrıya bakışlarımı çevirdim.

"Önce can, sonra para." Dedi çantayı arkasına alarak. Çetin kafasını emir kullarına çevirdi ve salladı. Kartal gibi adamlar ellerimizi ve ayaklarımızı tek tek çözdüğünde çağrı çantayı Çetin'e uzattı.

Gri bakışları beni bulduğunda göz kırptı. Ona gözlerimi devirdim. Gelirken kimsede silah falan görmedi mi bu çocuk ya? Neden bu kadar rahat? Ayağa kalktım ve arşa çıkan okul formamın eteğini  düzeltemeye başladım.Polislerde gelmemiş... Bir dakika sürmeyen bu işlemden sonra bizimkilere döndüm.

"Bizi bu pis yerde misafir ettiğiniz için gerçekten çok teşekkür ederiz. Artık gitsek herkes için çok güzel olacak." Dedi Aslı samimiyetsiz bir şekilde çıkış kapısına doğru giderken. Bu sırada çetin elinde ki para çantasını incelemeyi bıraktı ve öfkeyle bağırdı.

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz lan?! Bu paralar sahte." Dediğinde herkes gibi bende şaşırmış gibi yaptım. Çetin sinirle silahını çıkardığı an poliser geldi. Çok şükür!

"İndir silahını çetin!" Diye bağırdı polis memuru. Çetin iti silahını bırakır mı? Yok.

"Sizi geberteceğim." Dedi çıkışa doğru kaçarken. Polisler her tarafa yayılmışlardı. Çıkışlar kapatılmıştı. Adamları teslim olmuştu ve tek başınaydı.

Tek bir çare vardı onun için. Çetin en önde ki beni kolumdan tutup arkama geçti silahını kafama dayadığında şansıma küfür ettim.

"Çıkmama izin vermezseniz kızı öldürürüm." Dediğinde korku tüm bedenimi kapladı. Baya baya öldürülecektim. Aslı ve müge çığlık attı. Ömer çetin'in üzerine yürümeye kalktı. İbo onun kolundan yakaladı ve arkasına aldı. Bir köşede tek başına beni telaşlı bakışları ile izleyen çağrı bir şeyler düşünüyordu.

"Kızı bırak! Buradan çıkmayacaksın. Sonun yine hapis olacak çetin. Bir suç daha işlersen kendi zararına." Dedi polis onu sakinleştirmeye çalışarak. Çetin onu dinlemedi. Beni çıkışa doğru kendisiyle sürükledi. Gözlerim doldu. Kimse bir şey yapmayınca kendimi daha çok kötü hissettim.  Polis havaya ateş etti. Boş alanda yankılanan bu silah sesine yüzümü buruşturdum. Ben korkuyordum.

Ölmekten...

Gözümden bir damla yaş düştüğünde bakışlarım yine bizimkilere değdi. Çaresizce yüzüme baktılar. Ömer yanıma gelmek istedi. Ama izin vermediler. Gözümden bir damla daha yaş düştü.

"Ağlama!" Dedi ömer bağırarak. Sinirli miyidi bilmiyorum. Onunda gözleri doluydu. Hatta O öyle diyince daha çok ağlamak istedim.

"Güllü kardeşim biz varız! Ben varım. Buradan sağlam çıkacağız. Söz veriyorum. korkma." Dedi İbo gülümsemeye çalışarak. Korkma diyince maalesef korkulmuyor olabilirdi ama o korkma diyince içimde ki cesareti alevlendiriyordu. Gözlerimi sildim ve bende onun gibi gülümsemeye çalıştım. Ne kadar başardım hiç bilmiyorum. Polisler ateş etmek istiyordu ama çetin'in önünde ben olduğum için kimse bir şey yapamıyordu. Arkamızda koca bir duvar, benim arkamda psikopat bir manyak. Kurtulmam belkiydi...

Zamansız Aşk Şarkısı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin