20

917 37 4
                                    

*Jimin*
"Tamam, diğerleri şimdi ziyaret edebilir" dedi doktor

"Jungkook iyi, değil mi doktor?"

"Şimdilik iyi, sadece kolunda biraz hasar vardı, araba Dirseğini sıyırmış. Ancak merak etmeyin birkaç ay sonra iyileşecek"

"Teşekkürler doktor"

"Sorun değil" gülümsedi

Aceleyle acil servise girerken gülümsemeye fırsatım olmadı. İşte oradaydı... her tarafı aletlerle çevriliydi, yatakta yatıyordu. İçine ilaç enjekte edilen iğneler vardı. Çok zayıf görünüyordu.. Jungkook annesiyle konuşuyordu.

"Ji..min!"

"Jungkook.." Beni olabildiğince sıkı tuttu ve bende onun elini tuttum.

Gözlerimden yaşlar aktı, "Seni özlüyorum..." Jungkook zayıf bir şekilde söyledi, annesinin odadan dışarı çıktığını ve kapıyı arkasından kapatırken el salladığını gördüm.

Onu böyle görmek kalbimi acıtıyor

"Çok üzgünüm.. benim hatam.. Üzgünüm.. Seni çok seviyorum kookie.."

Gözümden akan yaşları baş parmağıyla sildi, "Ağlama bebeğim.. senin suçun değil..."

"Bu kadar dramatik olmasaydım bunların hiçbiri olmazdı"

"Benim hatam.. bilmeliydim.."

"Hayır değil! Asla olmayacak!"

"Seni seviyorum bebeğim.." elini yine zayıfça yatağa koydu.

"Ben de seni seviyorum kookie.."  elini daha sıkı tuttum.

Gülümsedi

"Jimin.. Yorgunum..."

"Tamam, dinlenmene izin vereceğim.." İkimiz de birbirimize gülümserken alnını öptüm.

"Tatlı rüyalar kookie.." diye fısıldadım.

Kapıyı sessizce kapattığımdan emin olarak odadan çıktım.

Aniden diğer taraftan gelen ağlama sesleri duydum parmaklarımı saçlarıma dolarken kapıya doğru gittim. Endişeyle kapıyı açtım, hiçbir şey yoktu. Sırtı bana dönük bir şekilde Jungkook huzurlu bir şekilde uyuyordu.

Vücudunda ufak hareketler olduğunu söyleyebilirim ama.., 'Sadece halüsinasyon görüyorum..'

Galiba bugün gerçekten çok yoruldum..

Arabama gittim ve evde dinlenmeye karar verdim. 'Yarın kookie'yi ziyaret edeceğim'

Nedense bir şeylerin doğru olmadığını hissettim ama sadece omuz silktim. Gece rutinimi yaptım ve sonunda uyumaya gittim.

Ertesi gün geldi, saat 9.00 oldu.

Hemen üzerimi değiştirip hastaneye gittim. Saatler gibi gelen bi' kaç dakikanın ardından sonunda gelmiştim. Jungkook'un odasına girdim ama o gitmişti.

"Sen Park Jimin misin?"

"Evet hanımefendi?"

"Peki, hasta bunu sana vermemi söyledi" bana bir not verdi.

Sevgili Jimin,

Üzgünüm, Amerika'ya gitmek zorunda kaldım. Bu acil bir durum ve oradayken en iyi tedaviyi alıcam. Sadece her gün kendine seni herşeyden daha fazla sevdiğimi hatırlattığından emin ol. Lütfen beni bekle.. Umarım beni unutmazsın. Kendim için bu kadar bencilsem özür dilerim..

Jungkook'dan

'Aptal Jungkook! Beni bıraktı..'

Gözlerimden bir şelale gibi yaşlar akıyordu. Notu sıkıca tuttum ve göğsüme yaklaştırdım.

"Aptal kookie.. Seni asla unutmayacağım.. kalbimde senin için çok özel bir yer olacak.. seni şakacı.." Dudaklarımı ısırırken fısıldadım, odada yalnızdım. Parlayan güneş ışığına baktım. Nota sıkıca sarıldım.

Gözyaşlarımı sildim ve gülümsedim, "İyiyim! İyiyim."

Gerçek şuydu.. değilim

Yaşamak için artık bir nedenim yokmuş gibi hissettim..

Her şey yolundaymış gibi dışarı çıktım ve arabama hızla koşup çalıştırdım. Sakinleşmek için radyoyu açtım, hiç yardımcı olmadı. Sadece işleri daha da kötüleştirdi. Jungkook'la arabada geçirdiğimiz eğlenceli zamanları hatırlamamı sağladı. Onu şimdiden özlemeye başlamıştım, göğsümdeki sancıya dayanamıyordum.

'Hoşçakal bile demedi... veda öpücüğüm nerede..?'

Gerçek şu ki, muhtemelen onu düşünmeden yaşayamazdım... bir kez bile. Eve vardığımda iç çektim, baktım... işte oradaydı. O ev, her şeyin olduğu anılarla doluydu. Onu unutmak imkansızdı, her yer bana onu hatırlatıyordu. Bu duygudan nefret ediyordum, dürüst olmak gerekirse.. İlk başta neden ona aşık olduğumu bile bilmiyordum. Tek yaptığı beni tekrar bırakmaktı.. ve tekrar ve tekrar.. normal bir şeymiş gibi hissetmeye başladım.

Yine de dayanacağım, ona olan sevgim çok fazlaydı. Ondan nefret etmek yerine tam tersini yaptım.. Kendimi aptal gibi hissediyorum. Aramızda olan her şey için kendimi aptal hissediyorum, ona ihtiyacım vardı. Verdiğim sözü hala hatırlıyordum. Jungkook'u unutmak asla ulaşmak isteyeceğim bir hedef olmayacaktı. Asla olmayacak.

Ona mesaj atmaya karar verdim:

bebeğim 💕
hey kookie
görüldü
İyi misin??
görüldü
Merhaba?? Lütfen bana cevap ver..
görüldü

Kookie 🐰
                                   şimdi zamanı değil bebeğim
                                                               Meşgulüm

bebeğim 💕
Peki..

-

Telefonumu bıraktığımda iç çektim, yumuşak yatağın üzerine yavaşça düştü. Kıvrıldım,
'o meşgul.. onu düşünmeyi bırak...'

Işık geldiği için elimi gözümün üstüne koydum ve iç çektim. Berrak yaşlar yanaklarımdan süzüldü, 'Gerçekten ağlamayı kesmem lazım..' Onsuz kendimi güçsüz hissediyordum, eski benliğimi geri istiyorum..

Eskiden olduğum bağımsız, güçlü, kendine güvenen adam... sanki tüm dünya bana karşıymış gibi hissettim. Ağlama dürtüsü o kadar güçlüydü ki asla kontrol edebileceğimi sanmıyorum, onu çok özledim. Asla inkar edemeyeceğim bir şeydi.

'Ben seni asla unutmayacağım Jungkook..'




















'Peki ya sen?'


.

Oylarınız için teşekkürler. Son zamanlarda güncelleme yapamadığım için üzgünüm bu yazı iyi değerlendirip ders çalışıyorum diyelim.. 😑 ama şimdi yeni bölümler gelicek. Her neyse sizi seviyorum  💕🤡

STRIP | 𝑱𝑰𝑲𝑶𝑶𝑲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin