-Tamamlandı -
" Adı Yağız" dedi.
" Bütün mahalleli korkar ondan. Mahalledeki tüm kızlar ona aşık ama korkusundan on metre yanına yaklaşan olmaz. Adam büyücü gibi bir şeymiş ya da başka paranormal şeyler var bilmiyorum bazıları deli diyor. "
'Yağız...
Taş evde yaşayan o adam ile karşılaştığımdan beri üç gün geçmişti. Market dönüşü onu görmemiştim ve bu hem rahatlatmış hem de üzmüştü. O kehribar gözleri bir daha görme isteği tüm utancım ve gerginliğime rağmen kalbimde gizli bir baskınlık sağlamıştı.
Bu geçen üç günde biraz dinlenmiş ufak tefek eksik işlerimi halletmiştim ve şimdi de akşam serinliğinde balkonda oturup meyve suyumu yudumluyordum.
Aslında ön cepheye bakan balkondan gizlice taş evi süzmeye çalışıyorum da denilebilir..
Balkonumdaki küçük masaya dirseğimi yaslayarak masadaki bardağa eğilip pipete dişlerim ile işkence ederken artık gizli saklı değil direkt olarak evi dikizlemeye başladım.
Uzun bir süre aynı pozisyonda evi izlerken üst pencerede hafif bir hareket sezdim. Bu ev beni büyülüyor ve şaşırtıyordu. Normalde uzak mesafeden bu kadar iyi bir şekilde penceredeki ufak hareketlenmeyi görmem imkansızdı, buna eminim.
Penceredeki hareket ile izlenildiğimi hissettim. Evde hiçbir ışık yoktu ve içerisi zifiri karanlıktı. Tülün ardından hiçbir şey görünmüyordu bir silüet bile, ama orada olup beni izlediğinin farkındaydım.
Bir yandan ürküyordum ama aynı zamanda güvende olduğuma dair içimde bir his vardı.
Bir anda perde tümden çekildi ve onun üstü çıplak, yer yer dövmeleri olan heybetli vücudu pencerenin önünde tıpkı bir yunan tanrısı gibi belirdi.
Etrafına buram buram güç yayıyordu herif.
Mimiksiz yüzü ve hafif çatık kaşları ile doğrudan gözlerime baktı. Artık evi ve onu bu kadar mesafeden nasıl ayrıntılı gördüğümü umursamıyordum. Onda gerçekten bir şeyler vardı, ne olduğunu bilmediğim şeyler...
🐾
Evi dikizlediğimin ertesi günü kafam hala Yağız denen o adamla meşgulken hızlı adımlar atıp Emir'le buluşacağımız yere saatinde yetişmeye çalışıyordum.
Akşam o adamla birbirimizi uzun bir süre izlerken Büyücü Yağız iki sigara bitirmiş ve göz kırpıp içeri geçmişti.
Etkileyiciydi. Adam resmen yürüyen afrodizyak ve libido arttırıcı gibiydi. Benim gibi libidosu düşük, her daim yorgun bir insanı bile aralıksız ve yorucu bir seks hayatına sürükleyebilirdi. Gram gocunmazdım.
Üstüne bir de göz kırpıp o çatık kaşlı erotik bakışları ile baktığında ayakta boşalacak duruma gelebilirdiniz. Tecrübe ile sabit. Artık adamın normal halinin çatık kaşlı olduğunu farketmiştim. Yüzüne bu sinirli ifade yapışmış gibiydi ama aynı zamanda hem sinirli hem de ifadesiz duruyordu.
Varacağım yeri görmemle düşüncelerimden arınıp adımlarımı daha da hızlandırdım kapıyı itip içeriye girdim.
Gözlerim ile girdiğim kafeyi tararken Emir'in pencere kenarından bana doğru el kaldırdığını farkedip gelişime zıt sakin adımlar ile yanına gidip oturdum.
Arka fonda sakin ve kısık sesli bir müzik çalarken kafede az insan olmasından kaynaklı müzik daha net ve rahatlatıcıydı. Hızlı gelmiş olduğum için oturunca bastıran sıkıntı ve terli halim kafenin serin ve rahatlatıcı havası ile hafifçe dağıldı.
Bir yandan "Hoşgeldin bro" diyen Emir'e bakıp " Hoşbulduk kardeşim" derken. Bir yandan da Emir'in ben gelmeden önce sipariş ettiği soğuk limonatamı yudumladım.
" Naptın ev işlerini halledebildin mi?"
" Her şey halloldu sayende Emir'im. Şuan tek yaptığım okulun açılmasını beklemek. Sen naptın mülakat nasıldı? "
Emir yazılım mühendisiydi ve okuldaki müzik kulübü sayesinde tanışmıştık. Onu gören bir insan bu kadar zeki olduğunu tahmin etmezdi. Genel olarak sarkastik ve aklı bir karış havada tavırları insanları bu düşünceye itiyordu ve mesleğini duyunca ufak çaplı şok geçiren insanlar görmek bizim için oldukça normalleşmişti.
Aslında bana göre sadece pozitif ve sıcakkanlıydı. Sevdiklerine oldukça değer veren ve araştırmayı seven, entelektüel bir tarafı vardı ve bunu sadece samimi olduğu kişiler yani ben ve çekirdek ailesi bilirdik.
" İşe alındım büyük ihtimal" derken umursamaz bir şekilde elindeki koyu renk kahveyi yudumladı.
" Seni bulmuşlar bırakırlar mı?" bana doğru büyükçe sırıtıp oturduğu yerde gerindi. Bu haline aynı şekilde sırıtarak karşılık verdim.
Derin bir sohbetin içerisine girip zaman algımızı yitirdiğimizde ona bizim büyücüden de bahsetmiştim. Anlattığım şeyleri dikkatle ve merakla dinlemişti. Astroloji, enerjiler ve fallara olan ilgisinden kaynaklı adamı çok merak etmişti.
" Bu adamla sevişirsin sen ha" Ağzımdaki limonatayı püskürtmemek için elimi ağzıma koyup vücudumu öne eğerken hayret dolu bakışlarım hedefini buldu.
Emir söylediği çok normal bir şeymişçesine kahvesinden son bir yudum alıp ters çevirerek fal kapatıp gözlerini masumca bana çevirdi.
" Ne bakıyorsun öyle kardeşim herifi o kadar anlattın ki hiç bilmediğim adamı yolda görsem şıp diye tanırım. Etkilenmişsin belli"
parmağında takılı olan yüzüklerden birini kahvesinin üzerine koyarken oldukça umursamaz görünüyordu ama tepkimi ölçtüğünü biliyordum. İnkara gerek duymadım.
" Etkilendim" dedim kısaca.
" Bilirsin Cihan ben bu tarz sipiritüel ve tinsel şeylere inanırım. Ne olur ne olmaz sen yine dikkatli ol. "
Kafamı yavaşça sallayıp onu onayladım. Sanırım konu şimdilik kapanmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
