Bölüm 32, Otel Sabahı

3.5K 221 6
                                    

İyi okumalar 💕

🧙🧙🧙🧙

Güneş yüzüme vurup rahatsız etmeye başladığında her ne kadar görmezden gelmeye çalışsam da istemeden açmıştım gözlerimi.

Gece suçu uykuya atarım diyerekten Yağız'ın sırtına doladığım kollarım aynı şekilde duruyordu. Tek fark Yağız'ın da kafasını boynuma gömüp kolunu belime atmasıydı.

Başı boynumda olduğu için güneşten etkilenmeyerek mışıl mışıl uyuyordu.
Yağız'ın sırtındaki ellerimi çektim ve yavaşça yataktan çıktım.

Biraz mızmızlansa da yastığıma sarılıp uykusuna dönmüştü.
Savsak adımlarla tuvalete vardığımda yüzümü yıkadım ve dişimi fırçalayamamanın verdiği rahatsızlıkla ağzımı çalkaladım.

Odaya döndüğümde, her ne kadar kafasını yastığa gömse de ışıktan rahatsız olmasın diye açık duran perdeleri aşağıya indirdim. Olabildiğince yavaş hareket ediyordum.

İlk defa uzun ve konforlu uyuduğuna şahit olmuştum ve doya doya uyumasını istiyordum.

Kenardaki komodinde duran Yağız'ın telefonunu gördüğümde elime alıp saate baktım

On ikiydi!
Gece geç yatsak da bu saatte uyanacak kadar geç yatmamıştık aslında. Üstelik ben sarhoşken anlamsızca erken uyanırdım.
Yağız da çok az uyurdu normalde..

Boş boş durmaktansa Eren ve Emir'in kaldığı odaya gidip telefonumu almaya karar verdim. Kenardaki kartı alıp ses çıkarmamaya çalışarak ayrıldım odadan.

İkisinden biri uyanık olsa iyi olurdu..

Asansörle alt kata inip odanın önüne geldiğimde sabırsızca kapıyı  tıklattım.
Fazla beklememe gerek kalmadan saçı başı dağınık bir halde Emir açtı.

"günaydın" deyip saçlarını daha çok karıştırdım.

"Sana da balım."
Sesini olabildiğince kısık tutuyordu.
Tekli yatağa baktığımda sebebini de anlamıştım.

Eren baya derin bir şekilde hafif yana dönük, yüz üstü yatıyordu.

Emir çift kişilik yatağa girip muhtemelen ben gelmeden önce yaptığı gibi telefonu ile uğraşmaya başladı.

Sehpanın üzerinde duran telefonumu aldım ben de.

"Emir benim azcık işim var geleceğim tamam?"

Telefonda olan bakışları beni buldu.
"Uyandığımda da yoktun kanka, ne oldu? " diye sordu merakla.

"Birkaç görüşmem vardı. Sonra anlatırım sana.
Hadi görüşürüz." diyerek, bir şey sormasına izin vermeden ayrıldım odadan.

Tekrardan üst kata çıkıp kartı okuttum ve sessiz olmaya çalışarak parmak uçlarımla odaya girdim .

Fakat buna gerek olmadığını, yatağın kenarında oturup dirseklerini bacaklarına yaslamış ve başını iki eli arasına almış Yağız'ı gördüğümde farkettim.

"Yağız? Ben çıkarken ses yaptım, ona mı uyandın?"

Adını duyduğu anda dalgın bakışları hızla bana dönmüş ve parlamıştı.
"Sen.." dedi ve yutkundu. 
"Yine gittin sanmıştım."

Odaya girdiğimdeki tarlası yanmış köylü duruşunun sebebi şimdi belli olmuştu.

Onu uyurken bırakıp gittiğimi düşünmüş olmalıydı.
'Yine' demesi kalbimi sıkıştırdı.
Monalandan ayrıldığımı (terk ettiğimi) duyduğunda bayağı yaralandığını anlıyordum bu ifadesinden.
İstemeden terk edilme korkusu aşılamıştım sanırım..

Büyücü B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin