Bölüm 4, Mesaj

7.6K 535 43
                                    


Yorgunluktan bulunduğum durağa bayılabilirdim her an.

İşe başlayalı iki hafta olmuştu. Öğrencilerim ikinci sınıftı ve öğretmenleri tayin istediği için yerine ben gelmiştim.
Bu iki haftada bana alışmışlardı ama sürekli birbirlerini şikayet etmeleri, gürültüleri ve yazın hiç çalışmadıklarından ötürü unuttukları dersler yüzünden inanılmaz yorulmuşum.
Neyse ki uzun yaz tatilinden sonra birbirleriyle hasret gidermiş biraz durulmuşlardı. Üstelik gıcık bir öğretmen olup ikinci günden ders yaparak çoğu konuyu güzel bir şekilde hatırlatmıştım.

Durağa gelen rastgele bir dolmuşa bindim.
Aslında evim çok yakındı ama o kadar halim yoktu ki ne kadar az adım atarsam o kadar iyi diyerek dolmuşa attım kendimi.
İki dakika sonra inmiştim zaten.
Yavaş ve yorgun adımlarla indiğim duraktan evimin bulunduğu ara sokağa saptım.

Büyücü Yağız'ın evine bile sadece gözümün ucu  ile bakıp devam ettim.
Evimin kapısının önüne geldiğimde boş sokağa hızla giren araba ile irkildim.
Araba geldiği hızla Yağız'ın evinin önünde durdu. Değişik bir arabaydı, markası yoktu, camları filmli gibiydi ama normal bir film değildi bu. Sorgu odalarında bulunan bir tarafı ayna diğer tarafı içeriyi gösteren cam gibiydi. Aynalı gibi olan taraf dışarıdaydı doğal olarak ve içeride kimin olduğunu göremedim.

Bir yandan dış kapının şifresini girerken diğer yandan gözüm o arabadaydı. Muhtemelen Yağız'ın ineceği arabada..

Bir süre kimse inmedi, o sırada izlenildiğimi hissettim.
Şifreyi girip kapıyı açtığımda arabanın kapısı da aynı anda açıldı. Tahmin ettiğim gibi önce Yağız'ın parlak ayakkabıları göründü daha sonra iri bedeni ve beni her gördüğünde olduğu gibi bana dikili gözleri.
Salak salak durmamak için yavaşça kapıyı ittirdim ama gözlerimi Yağız'dan çekmedim, çekemedim.

O sırada beklemediği bir şey yaptı.
Gülümsedi.

Bir yandan ürpertici diğer yandan samimi bir gülümsemeydi.
Elim ayağım boşaldı.

Ağzını oynatarak bir şeyler söyledi ama ne söylediğini anlamadım.
Utanarak başımı çevirdim ve hızlıca açtığım kapıdan içeri girdim. Arkamdan kısık bir kıkırtı duydum. Ama o kadar kısıktı ki gerçekten duydum mu yoksa yorgunluktan ve utançtan uydurdum mu emin olamadım.

Yorgun halime rağmen merdivenlerden ikişer üçer atlayarak evime ulaştım ve kapıdan girer girmez nefes verip kendimi koltuğuma attım.

Utançla yüzümü yellemeye başladım
" Allahım ya utandığım için utanıyorum şuan. Offff sıcak bastı. "  kendi kendime konuşmak deli gibi hissettiriyordu.

Ani bir kararla kalkıp üzerimi çıkarıp banyoya girdiğimde ılık su beni biraz da olsa rahatlatıp gevşememi sağladı.

Çıktığımda üzerime bir şey giymeden altıma boxerımı ve şortumu giydim. Yemek yapamayacak kadar yorgun hissettiğim için bir yandan dolaptan şişenin dibinde biraz kalmış Limonatayı çıkartıp diğer yandan da internetten kendime yiyecek bir şeyler bakınıp gözlerim telefondayken balkona adımladım.
Sonunda pizza yemeye karar verip siparişi tamamladığımda
Şişeyi kafama dikip hararetle içmeye başladım.
Adem elmam hızla oynarken nefessiz kalınca şişeyi dudaklarımdan uzaklaştırıp derin bir nefes verdim ve gözüm Yağız'ın evine kaydı.

Baştan ayağa tüylerimi diken diken eden bir ürperti tüm vücuduma yayıldı adeta.

Yağız, evinin üst katının balkonunda çiftli koltuklarından birinde bacaklarını aralayarak oturmuş, takım elbisesinin ceketini çıkarmış ve beyaz gömleğinin ilk üç düğmesi açılmış, bir elinde sigarası  diğer eli uzun bacaklarının bitiminde kasığına yakın bir şekilde baldırının üzerinde pervasızca dururken daha önce hiç görmediğim bir şekilde bana bakıyordu.

Öyle yoğun bir bakışı vardı ki sanki gözlerindeki şey somut bir şeye dönüşmüş ve son hızda suratıma çarpmıştı.

Yanındaki cam masada bir tablet vardı muhtemelen tablet ile bir işi vardı veya bir şeylere bakıyordu.

Sigarasını bir fiske vurup külünü savurdu ve vücudumu süzerek sigaradan derin bir nefes daha aldı.
Daha sonra baldırındaki eli tabletin yanında kamufle olmuş telefonuna gitti ve telefonda bir şeyler yazıp tekrar masaya kendine yakın bir şekilde koydu.

O sırada telefonuma bir mesaj geldi.
Hemen telefonumun kilitli ekranından görünen bildirime  baktım.
Yabancı bir numaraydı.
İhtimal vermesem bile içten içe ondan geldiğini düşünmeden edemedim.

Hemen titrek parmaklarım ile şifreyi girip bildirime tıkladım
05xxxxxxxxx
"  Tahrik etmek istiyorsan, başardın."

Artık yavaş yavaş temasa geçsinler yetheeeeer diyenler için 😂😜

Uzun bir aradan sonra kitaptan kopmamak adına bölüm yazdım. Biraz kısa bir bölüm ama oturup uzun uzun bölüm yazmak biraz zor benim için.
Ben de uzun uzun yazmak istiyorum ama olmuyor 😔



Büyücü B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin