Çalan telefon ile sıçrayarak uyanmıştı delta. Kimin aradığına bakmak için telefonu cebinden çıkarırken, saate ilişmişti gözleri.
02:07
Arayan annesiydi, telefonu açmasıyla kulağına dolan tedirgin sesle daha da kötü hissetmiş, kendine bir küfür savurmuştu.
"Anne, biraz sakin o-"
"Ne? Sakin mi? Neredesin sen Lee? Jungwon nerede? Sunghoon aradı, sana ulaşamamış. Nereye kayboldunuz oğlum siz?"
"Anne, biz hastanedeyiz-"
"NE?"
"Bağırma lütfen!"
"Geliyorum, orada görüşürüz."
"Anne-"
Çoktan kapatılan telefon ile, ekrana düşen bildirimler Heeseung'ı daha da kızdırmıştı. Nasıl uyuya kalmıştı? Üstelik Jungwon'ı kontrol bile etmemişti? Arkadaşları, ailesi onları merak etmişti. Bu düşüncesizliğine daha da küfür edip, Jungwon'ın odasına adımlamıştı.
Sessizce odaya girerken, boş odayla karşılaşmıştı. İlk başta tedirgin olsa da, lavaboda olabileceği aklına gelince derin bir nefes almış ve oraya yönelmişti. Kapıyı ne kadar tıktıklasa da ses gelmemesi, içinde daha da korku oluşturmuştu. Hızlıca kapıyı açıp lavaboya girmişti, bomboştu. Gitmiş olamazdı, değil mi? Nereye gidecekti ki? Bahçeye falan çıkmıştır belki? Koşarak aşağı inse de, orası da bomboştu. Kantine gitti bu kez hızlıca, eli ayağı titriyordu. Yoktu. O hâlde nereye gitmiş olabilirdi ki? Kantinden çıkmış, bahçede bir banka oturmuştu, düşünüyordu ama bunu pek başaramadığı ortadaydı. Bahçeye giren tanıdık araba ile oraya koşmuştu. Beti benzi atmış oğlunu gören Bayan Binna, arabasını park etmiş ve hızlı adımlarını oğluna yöneltmişti.
"Ne oluyor Heeseung? Bu yüzünün hâli ne? Bir şey mi oldu Jungwon'a? Konuşsana bebeğim?"
Çoktan göz yaşları yanaklarına süzülmeye başlamıştı genç deltanın, aptalın tekiydi.
"A-an-anne yo-k, Jungwon yok a-nne gitmiş, yok hiçbir y-erde."
"NE? Nasıl yok Hee? Ne oluyor?"
"Bak, bir ajumma vardı, onu z-ziyarete gitti, sonra b-be-n ona ulaşamadım, o kadının evine gittim, y-yoktu orada. Alt sokakta buldum, dövmüşlerdi onu. Hastaneye getirdim, git dedi bana, g-gitmedim anne, bırakmadım. Bekleme salonundaydım, uyuya kalmışım. Sen arayınca uyandım, sonra odaya girdim yoktu, y-yok anne. Nereye gi-gider anne? Yaralı, ço-çok fazla yarası var anne, canı yanar."
"Sakin ol bebeğim, baktın mı her yere?"
"Baktım anne, baktım, yo-k!"
Kadıncağız derin bir nefes alarak saçlarını karıştırmış ve oğlunu kolundan tuttuğu gibi hastanenin -1 katına götürmüştü. Kamera kayıtlarına bakacaklardı.
Odaya girdiklerinde yerinden sıçrayan güvenlik, onlara selam vermiş ve ne olduğunu sorar gibi bakışlar atmıştı onlara.
"Kamera kayıtlarına bakacağız."
"Üzgünüm Bayan Oh, fakat kayıtlara sadece polisler ve hastane yönetimi bakabilir."
"Kamera kayıtlarına bakacağız dedim, kimlerin bakabileceğini sormadım! Ortada ciddi bir durum var, üstelik ben bu hastanenin doktorlarındam biriyim Bay Gim."
"Bayan Oh, biri öğrenecek olursa başım belaya girer, yapamam."
"Kimse öğrenmeyecek, bu gecenin kayıtlarını aç hemen Chul! 2. katınkilere ilk olarak bakacağız. Saat kaç civarıydı Seung?"
"Gece yarısından sonrasına bakmamız gerekiyor."
"Duydun Gim Chul, hemen aç, önemli bir konu bu."
Kamera görüntüleri açılırken, genç kadın etrafı izliyordu. Konumunu kullanmak en nefret ettiği şeydi, insanları kırmayı da sevmiyordu ama o küçüğe bir şey olsun istemiyordu. Hak etmediği o kadar çok muamele görmüştü ki, ona artık iyi şeyler yaşatmak istiyorlardı ailecek.
"Buyurun efendim."
İkili kamera görüntülerinin olduğu ekrana yaklaşmıştı, bir şey yoktu. Biraz ileri aldılar görüntüleri, biraz daha ve biraz daha.
İşte. Jungwon'ın çıktığı anlar.
01:35
Yavaş ve temkinli adımlar ile merdivene ilerliyordu, merdivenin olduğu taraftaki kamera görüntülerini açtı bu kez güvenlik. Hiçbir şey olmamış gibi inmiş, zemin kata ulaşmıştı. Bu kez oranın görüntülerini açmıştı güvenlik, yavaşça hastane binasından çıkarken, bir şeyler dediği belli oluyordu. Bahçe görüntülerini açtı genç adam. Bahçeden çıktıktan sonraki anlar yoktu ise yoktu. Bu kadarcıktı görüntüler.
"Başka kamera yok mu sunbae?"
"Bahçeden sonrası yok ne yazık ki."
"Anne?"
"Polisi arayın, onu bulmalıyız. Bende hastane yönetimi ile görüşeceğim. Sende odama git Heeseung."
Beta odadan çıktıktan sonra ikili birbirine bir bakış atmıştı. Heeseung cebinden çıkardığı telefonundan, Christopher'ı aramıştı.
"Hyung, hemen hastaneye gel, Jungwon gitmiş. Annemin odasında olacağım." deyip telefonu kapatmış ve güvenliğe teşekkür ettikten sonra çıkmıştı odadan.
Omeganın başına bir şey gelmeden onu bulmalılardı, ona zarar vermek için ânı kollayan kişiler olduğu aklına geldikçe, nasıl sakin olacağını bilemiyordu...
________________
⟨Merhaba, umarım bölümü beğenmişsinizdir, yorumlarınızı bekliyorum! Vote vermeyi de unutmayın lütfen, görüşmek üzere<3⟩⟨10.08.2022⟩
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐥𝐞𝐬𝐬𝐞𝐝-𝐂𝐮𝐫𝐬𝐞𝐝| 𝐇𝐄𝐄𝐖𝐎𝐍
Fanfiction»ʟᴇᴇ ʜᴇᴇsᴇᴜɴɢ•ʏᴀɴɢ ᴊᴜɴɢᴡᴏɴ« ❝ʜᴀʟᴋ ᴛᴀʀᴀғɪɴᴅᴀɴ ʟᴀ̂ɴᴇᴛʟɪ ᴋᴀʙᴜʟ ᴇᴅɪʟᴇɴ ʏᴀɴɢ ᴊᴜɴɢᴡᴏɴ ᴠᴇ ᴋᴜᴛsᴀɴᴍɪş ʙɪʀ ɢᴇɴᴄ̧ ᴏʟᴅᴜɢ̆ᴜ ᴅᴜ̈şᴜ̈ɴᴜ̈ʟᴇɴ ʟᴇᴇ ʜᴇᴇsᴇᴜɴɢ'ᴜɴ ʜɪᴋᴀʏᴇsɪ...❞ ❴ʏᴀɴ ꜱʜɪᴘʟᴇʀ❵ ↳ʏᴜɴᴋɪ/ᴊᴀᴋɪ ‣ ᴊᴀᴋᴇ sɪᴍ • ɴɪsʜɪᴍᴜʀᴀ ʀɪᴋɪ ↳sᴜɴsᴜɴ ↳ʜʏᴜɴʟɪx ❴sɪᴅᴇ ɢʀᴏᴜᴘ❵ ↳ꜱᴛʀᴀʏ ᴋɪᴅ...