𝐁𝐥𝐞𝐬𝐬𝐞𝐝-𝐂𝐮𝐫𝐬𝐞𝐝| 𝐇𝐄𝐄𝐖𝐎𝐍

𝟐𝟎- 𝐃𝐢𝐦𝐩𝐥𝐞

Gerekli olan bir kaç şeyi almış, son kontrollerini yapmışlardı ve yola çıkmışlardı.

Jungwon nereye gideceklerini bilmemenin gerginliğini yaşarken, Heeseung onun mutlu olacağı düşüncesiyle gülümsüyordu.

"Heyecanlı mısın?"

"Hem heyecanlıyım, hem gerginim."

"Gerilmeni gerektirecek hiçbir şey olmadığı konusunda seni temin ederim. Yalnız olacağız, tamam mı?"

"Hmhm,"demiş ve eş zamanlı olarak kafasını sallamıştı Jungwon.

Bir kaç dakikanın ardından Heeseung arabasını ormanın biraz gerisinde park etmiş ve Jungwon'a dönmüştü.

"İn bakalım."

"Ha?"

Heeseung, "Hadi in," demiş ve arabadan inip, bagaja doğru ilerlemişti.

Jungwon da şaşkınlığını atlatıp arabadan indiğinde, bagajdaki eşyaları almış, arabayı kilitleyip orman yoluna girmişlerdi.

Heeseung, Jungwon'a bir şey olmasının korkusuyla ellerini birleştirirken, onu iyice kendine çekmişti.

"Hyung?"

"Hm?"

"Nereye gidiyoruz?"

"Seveceğini düşündüğüm bir yere."

"Çok açıklayıcı oldu, teşekkürler gerçekten."

"Ne demek."

"Uyuz."

"Bu uyuz deltayı seviyorsun, kabul et."

"Tâbi canım, ölüyorum aşkından."

"Fark ettim onu."

"Eğw."

"O ne be?"

"Ne bileyim ya? Sunoo'yla uğraştığımda yapıyordu sürekli."

"Sen her ihtimale karşı, fazla yanaşma ona."

"Niye ya? İyi çocuk aslında."

"İyi, iyi tabi. Ama çok dedikoducu, kaos seviyor belli."

"Kaos sevilmez mi? Kaos istiyorum, aşk istiyorum, ama ben yaşamayım."

"İnanılmazsın cidden."

"Öyleyim tabi-"

Geldikleri eve bakarken, Jungwon şaşkınlıkla etrafa bakmıştı.

"Ama burası kadar değil."

Ormanlık alanın daha ıssız bir bölgesinde, derenin üstünden, karşı tarafa geçilebilecek bir köprü kurulmuştu.

Hemen köprünün sonunda olan ev, çok tatlı görünüyordu.

Köprünün iki yanından sarkan begonviller o kadar tatlı ve hoş bir görüntü sunmuştu ki, Jungwon gülümsemeden edemedi. Koşarak geçtiğini köprüden bir kaç adım uzaklıkta olan ev, etraftaki türlü çiçekler ve kuşların cıvıltısı, omegaya yaşadığını hissettirmişti.

Ne de garipti, yaşadığını hissetmek...

Hâlbuki nefes almak, kalbinin atması zaten yaşadığının belirtisi değil miydi?