𝐁𝐥𝐞𝐬𝐬𝐞𝐝-𝐂𝐮𝐫𝐬𝐞𝐝| 𝐇𝐄𝐄𝐖𝐎𝐍

𝟐𝟒- 𝐖𝐞 𝐚𝐫𝐞 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝𝐬

[Sürekli bölüm isteyenler, yorum yaparsa çok sevinirim. Zira bazıları, kitaba bir kez bile oy verip yorum yapmazken, gelip bölüm istiyor ve bu beni çok şaşırtıyor. Ayrıca, benim hayatımın sadece buradan ibaret olmadığını da anlarsanız sevinirim. İyi okumalar.]

Jungwon ve Heeseung, haftasonunun ardından konuştukları gibi okula gelmiş, Heeseung'ın okulunu değiştirmek için yaptığı başvurunun onaylanıp onaylanmadığını görüşmek için bekliyorlardı.

Sonunda bir öğretmen gelip, "Lee Heeseung?" diye sorgularcasına mor saçlı deltaya baktığında, delta başıyla onaylamış ve Jungwon'ı arkasında bırakmamak için elinden tutarak öğretmeni takip etmişti.

Önlerinde öğretmen, arkada ikisi müdürün odasına girmişti. Müdür tebessüm ederek onlara koltuğu işaret ederken, öğretmende selam verip çıkmıştı.

"Hoş geldiniz çocuklar."

"Hoşbulduk efendim."

"Evet, lafı fazla uzatmadan konuya gireyim. Malûm, havalar sıcak ve vaktimiz kısıtlı. Yang Jungwon'ı tanıyorum. Bir senedir bizimle ve sevdiğimiz, gözde öğrencilerimizden biri. Senin de adını çok duydum Heeseung. Hem bir delta oluşun, hemde azimli oluşun herkesin dilinde. Okulumuza geçmek için yaptığın başvuruyu gözden geçirdim. Yanlış anlama çocuğum, okulumuzda olmanı çok isterim lâkin anlayamadığım bir konu var. Şu an bulunduğun üniversite, bu küçük şehrin en iyi üniversitesi. Okulla âlâkalı bir sorun mu var? Sicilin temiz. Ortam mı sıkıntılı?"

"Bay Kim, işin açıkçası size yalan söylemeyi düşünmüyorum. Okulla âlâkalı hiçbir sıkıntım yok. Gayet güzel bir okul. Fakat Jungwon'ı tanıyorsunuz, ailesini de öyle. Bir süre önce başına hoş olmayan şeyler geldi ve bizimle yaşamaya başladı. Şehir küçük, ama halkın hayal gücü çok büyük. Herkes ileri geri konuşuyor. Jungwon yanımıza taşındığından beri çoğu kişi zırvalayıp duruyor ve ona zarar veriyorlar. Bende bundan ötürü Jungwon ile aynı okula kaydolmak ve yanında olmak istedim. Zaten iki arkadaşım da burada. Park Sunghoon ve Kim Sunoo. Ayrıca bu okulun, diğer okulum kadar iyi bir okul olduğunu ve yönetim biçiminin adil olduğunu bildiğim için, burada bulunmak istiyorum."

"Öncelikle böyle düşündüğün için teşekkür ederim genç delta. Haklısın, Jungwon'ı ve ailesini tanıyorum. Bir süre önce olan olayları da az çok biliyorum sanırım. Fakat bu okul yeterince güvenli bir yerken, neden Jungwon için bu kadar endişeleniyorsun? Arkadaşları da burada zaten. Üstelik aynı bölümde de, aynı kademede de değilsiniz, illaki ayrılacaksınız. "

"Efendim, okul her ne kadar güvenli olsa da, Jungwon için endişelenmeden edemiyorum. Her ortamda bir çürük çıkar illaki. Ve ben Jungwon'ın, bu 'çürük' tiplerle karşılaşıp zarar görmesini istemiyorum. Bölüm konusuna gelirsekte, Sunoo zaten Jungwon'la aynı bölümde. Bu yüzden daha az aklım kalacak. Dersler dışında da hep yanında olacağım zaten."

"Peki, anlayabiliyorum. Aranızda bir şey mi var?"

"Hayır Bay Kim! Nereden çıkardınız onu? Aramızda bir şey yok. Olamaz da zaten."

Jungwon alelacele bunu reddederken, Heeseung'ın tam bir şey diyecekken düşen yüzünü incelemişti müdür. İkili gülmesine neden olurken, üstünde bakışları hissedince ciddiyete bürünmüştü.

"Pardon çocuklar. Heeseung sen ne diyecektin?"

"Aramızda bir şey yok Bay Kim. Ama bu, ileride olmayacağı anlamına gelmiyor. Kesin konuşmayı sevmiyorum. "