1. Bölüm

405 34 0
                                    

Fikirleriniz ve eleştirileriniz bizim için çok önemli. Yorum yaparak bize belirtin ki kendimizi geliştirebilelim. Ve eğer bölüm hoşunuza gittiyse oy vermeyi unutmayınnn 😽

Medyada sevgili İzem Erdem var. İzem'i sevmenizi umuyoruz çünkü biz çok severek yazıyoruz.
İyi okumalar 🦋🦋🦋

Kafama giren ağrıyla beraber irkilerek uyandım. Ellerim kafama giderken gözlerimi açtırmayan hatta nefes almamı bile zorlaştıran bu ağrı da neydi şimdi? Zorlukla sırt üstü yatıp gözlerimi açmaya çalıştım. Aklıma dün en sevdiğim kitabın son bölümünü okuyabilmek için çok geç yattığım geldi. Geç yatmaya alışkın olan bünyem artık isyan etmeye mi başlamıştı yani?

Gözlerimi açtığımda kafamın ağrısı o kadar artmıştı ki sanki kafam patlayacakmış gibiydi. Daha önce hiç bu kadar büyük bir acı çektiğimi hatırlamıyordum. Zorlukla nefes alırken karşımdaki tavana baktım.

Tavanım ne zamandan beri böyleydi benim. Bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Hızla yerimden doğrulurken kafamın ağrısıyla inledim. Ve etrafımda kesinlikle bana ait olmayan eşyalara baktım. Bu oda benim değildi. Krem rengi duvarlar, beyaz bir dolap, beyaz bir masa, masanın hemen yanında duran kitaplık. Evet, kesinlikle bu oda benim değildi.

Etrafıma bakarken nerede olduğuma anlam vermeye çalıştım. Ama kafamın ağrısından düşünemiyordum bile. Panikle hemen ayağa kalkmaya çalıştım. Her neredeysem buradan acilen çıkmam gerekiyor gibi hissediyordum. Birkaç adım atar atmaz yatağın yanında duran boy aynasına ilişti gözüm.

Bu yüz ve bu beden... Sessizce aynaya bakarken yutkundum. Rüya görüyordum sanırım. Ellerim yüzüme giderken şok içinde ne olduğunu anlamaya çalışarak aynaya doğru yürüdüm. Bu nasıl gerçekçi bir rüyaydı ki her dokunuşu her duyguyu bu kadar net hissediyordum. Hızla sağ elimle sol kolumu sıktım. Ve acıyı sonuna kadar hissettim. Ben. Acıyı. Hissettim.

Şok içinde tekrar kolumu sıktım. Tekrar hissederken bu sefer tırnaklarımı geçirdim. Acıyla yüzüm buruşurken hızlıca kendime tokat attım bu seferde. Rüya görüyorsam neden acıyı hissediyordum? Kendime hızlıca tekrar vuruken ellerim istemsizce titremeye başlamıştı. Ağzımdan istemsizce bir çığlık koptu. Bu ses de benim değildi. Aynı bu görüntü gibi. Bu siyah saçlar, bu yüz, bu beden daha önce tanıdığım kimseye ait değildi.

Kapının hızla açılmasıyla korkuyla arkamı döndüm. Sarışın, hafif kilolu, orta yaşlı görünen bu kadın panikle bana bakıyordu.

"İzem canım benim. Ne oldu kuzum? Çığlık atan sen miydin?" Üzerime doğru gelen kadınla hemen ellerimi kaldırıp aramıza engel koymaya çalıştım. Panik içinde etrafıma bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Beynim durmuştu ve düşünmeyi reddediyor gibiydi.

Ellerim deli gibi titrerken kalbim birazdan yerinden çıkacakmışcasına atıyordu. Neredeydim ben? Hayır daha doğrusu kimdim ben? Rüya görüyordum. Evet kesin, kesin rüya görüyordum. Kadın tekrar bana doğru bir adım attı. O da oldukça şaşkın görünüyordu.

"İzem. Güzel kızım ne oldu bilmiyorum ama sakinleş ve bana sorunu anlat tamam mı?"
Sorunun ne olduğunu bilmiyordum ki. Sorunu geç suan ben kimim onu bile bilmiyordum.

"İzem mi? Sen kimsin? Hayır. Hayır dur. Senin kim olduğun gram umurumda değil. Asıl ben kimim? Nerdeyim? Bu bir rüya demi. Evet kesinlikle bir rüya. Ve ben birazdan uyanıcam."

Bir yandan ağlarken bir yandan da etrafıma bakıp ellerimle saçlarımı çekiştiriyordum. Bir rüya bu kadar gerçek hissetirmezdi. Biliyordum.

Gözüm açık kapıya ilişti. Balkon vardı sanırım. Eğer bir yerden düşersem uyanırdım değil mi? Hep böyle olurdu sonuçta. Hızlıca o açık kapıya doğru koştum. O düşme hissiyle birlikte serkip uyanacaktım bu kabustan.

Ben Romana DüştüğümdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin