Atahan'la aramızdaki sessizlikten kurtulmak adına boğazımı temizledim ve ayağa kalktım. Yokluğumuz anlaşılmadan aşağıya inmemiz gerekiyordu.
"Hadi aşağıya. Birileri yokluğumuzu fark etmeden inelim." Odanın kapısını açmış elimle dışarıyı işaret ediyordum. Atahan önce bana sonra elime baktı ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Çıkması için kenarı çekildim ama hareketsiz bir şekilde durmuş gülümseyerek bana bakıyordu.
"Hay hay canım arkadaşım. Yokluğumuzu fark etmesinler." Yüzümü olabildiğince ifadesiz bir şekilde tutarak odadan çıktım. Pekala arkamdan gelebilirdi.
Aşağıya indiğimde Atahan'ın hemen arkamdan geldiğini biliyordum. Ali Beye' görünmeden bahçeye çıktım. Havuzun başında dikilmiş Demir ciddi bir yüz ifadesiyle havuzu izliyordu. Bizi fark etmesiyle hızla bize döndü. Daha deminki ciddi yüz ifadesinden eser yoktu. Kocaman gülümseyen yüzüyle bakıyordu suratıma.
"Özel konuşmanız bitti sanırım." Kısaca kafa sallayıp arkasında ki sandalyeye oturdum. Ona açıklama yapmak zorunda değildim.
Pekala hâlâ kafamda eksik parçalar vardı. Hafızamı Demir hakkında bir şeyler hatırlamak için zorladım.
Demir kitaba sonradan giren erkek yan karakterdi. Başrol erkeğe rakipti yani.
Genel olarak Atahan'ın aksine bir karaktere sahipti. Kibar, anlayışlı, zorluklara karşı İzem'in yanında olan son derece destekleyici bir karakterdi. Tabi bu İzem'in gördüğü kısımdı. Kitabı okuyan birisi olarak Demir'in gerçek yüzünü biliyordum.
Kendisi Atahan'ın hayatını mahvetmek için yemin etmiş gibiydi. Onun elindeki her şeyi almak ve onu tamamen yalnız bırakmak istiyordu. Kendisi gibi yapmak istiyordu yani. Çünkü Demir'in yanında onu destekleyen bir kişi bile yoktu. Annesi yanında gibi gözükse bile tek yaptığı onu aşağılayıp Atahan gibi olamadığı için şikayet etmekti. Arkadaşlarının hepsi ailesinin parası ve gücü için yanındaydı. Demir gerçekten çok yalnızdı.
O da bu sebeplerden dolayı Atahan'ın hayatına sahip olmak istemişti. Onun olan herşeye göz koymuştu. Ve tabiki Atahan'ın en önem verdiği kişi İzem olduğu için İzem'i de elinden almak istedi.
Bu kitabın sonlarına doğru açıklanan bir durumdu. Fakat İzem bilmiyordu.
"Bu kadar derin ne düşünüyorsun merak ediyorum. " Demirin sesi ve önümde sallanan elle kendime geldim. Demir sarı saçlarını geriye savurdu ve yüzünde tatlı bir gülümsemeyle bana baktı. İyi rol yapıyordu.
"Aynı okulda olduğumuzu söyledim. Birkaç kez. Ama transa girmiş gibiydin. Yoksa beni görmezden mi gelmeye çalışıyorsun?" Alınmış gibi yapıp elini ağzına götürdü. Göz devirmemek için kendimi zor tutarken kafamı olumsuzca iki yana salladım.
"Hastalığımı tam atlatamadım çabucak yorulup dikkatim dağılıyor, kusura bakma. Yeni tanıştığım birisini neden görmezden geleyim ki."
"Benimle de yeni tanıştın ama yaptığına bak." Yanımda ki sandalyeye oturduğunu yeni fark ettiğim Atahan bana eğilerek hamurdanmasıyla Demir'e yolladığım tatlı gülümsememi bozmamaya çalıştım.
İçeriden gelen Ali Bey'in sesiyle hemen ayağa kalktım. Sonunda bu ortamdan kurtuluyordum.
Ali Bey şirket hakkında konuşmalarının bittiğini söyleyip her iki tarafı da tebrik etmişti. Kemal Bey çok mutlu görünüyordu. Aslı Hanım'sa ifadesizce bir kukla misali Kemal Bey'in yanında duruyordu. Birtakım konuşmalardan sonra gitmeye karar verdiler. Bunda benim de payım olabilirdi çünkü olduğum yerde sallanıyormuş gibi yapıp Ali Bey'e tutunmuştum. Ali Bey de endişelendiği için konuşmayı kısa kesmek istemişti. Giderken hepsiyle tekrar el sıkıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Romana Düştüğümde
ChickLitSeverek okuduğum o kitabın kabusum olacağını nereden bilebilirdim ki. Çok özendiğimiz o prenses hayatının gerçek yüzünü gördüğümde her şey için çok geçti. Bir gün uyandığımda baktığım yüz benimki değildi. Tanımadığım bu beden, o bedene hapsolmuş b...