Ölüm Ve Yaşam

176 12 10
                                    

10 yıl önce
2012

Makinenin sesi tüm odada güm güm atarken odanın ortasında ki  bembeyaz çarşafların arasında yatıyordu genç kız. Kimse yoktu ondan başka. Sessizdi oda. Yalnızca dışarıdan martı sesleri ve dalga sesleri geliyordu kulağına.

Doğrulmak istedi yattığı yerden. Ama doğrulmak için yaptığı küçücük bir hareket, tam göğsünün üzerinde çok şiddetli bir ağrı hissetmesine neden oldu.  Öyle ki bucak saplanıyordu sanki. Yüzünü buruşturdu. Ve kendine geldiğinden beri açmaya korktuğu gözlerini yavaşça açtı. Yine karanlıkla karşılaşmayı beklerken beyaz tavanı gördü önce. Beyaz tavan... Gözlerini bir kaç kez kırpıştırarak kendine gelmeye çalıştı. Beyaz tavan mı görüyordu gerçekten? Hem de yıllardır karanlığı görmeye alışmışken.

Biraz önce göğsündeki acıdan yüzünü buruşturmuştu dimi? Şimdi karşısındaki beyaz tavana hıphızlı atan kalbiyle bakarken acısını unutmuştu bile.

Korkak bakışlarla gözlerini aşağıya indirdi. Ve ona çok uzak gelen bir anıyı izler gibi izledi etrafını. O kadar yabancıydı ki bu duygu ona. Derin ve titrek bir nefes verirken yine aynı acı saplandı göğsüne.

Ve şaşkın bakışlarının eşliğinde sessizce usul usul aktı yaşlar gözlerinden.

Neden ağlıyordu? Acı yüzünden mi, yoksa gördüğü, evet gördüğü için mi? Henüz o da bilmiyordu.

Tek bir kişiye sorabilirdi ne olduğunu. Tek bir kişiye güvenebilirdi.
-Anne? Kısık çıktı sesi önce. Kalbi deli gibi atıyordu ya. Yutkunarak tekrar
-Anne!! Diye seslendi. Bu sefer daha güçlü çıkmıştı sesi ama kimse yoktu işte. Son bir kez daha denedi şansını.
-Anne!!!

Ve kapı açıldı. Ama içeri beklediği gibi annesi, ailesi, arkadaşları yada sevgilisi değil tanımadığı bir kaç adam girdi. Her biri simsiyah kıyafetler giymişti ve sert bakışları vardı.  İstemsizce bir korku yayıldı genç kızın vücuduna.

-Siz kimsiniz? Annem nerde? Dedi gözleri yaşarırken.
Adamlar bir süre birbirlerine baktılar. Sanki sözsüz konuşuyorlardı aralarında. Sonunda arkalarından çıkan ve en az onlar kadar sert görünen bir kadın yanaştı yatağa.
Genç kız mümkünmüş gibi biraz geri çekilmeye çalıştı. Ama bu canını acıtmaktan başka bir işe yaramamıştı.
Sonunda,
-Korkma. dedi kadın sevecen bir sesle.
-Siz kimsiniz? Neredeyim? Ailem nerde? Söylesenize. Dedi çaresizce. Ve acıyla yutkunarak devam etti.
-Ben nasıl görüyorum?
İşte en çok bu son soruyu merak ediyordu.
-Sakin ol lütfen Ceren her şeyi anlatıcam. Ama metanetli olmak zorundasın. Dedi tanımadığı kadın.
-Neden kötü bir şey mi oldu? Dedi Ceren bir yaş daha akıp giderken.

O an bilemezdi ki döktüğü her göz yaşı onu bir adım değiştiriyordu. Bir adım uzaklaştırıyordu kendinden. Bilemezdi ki artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı.
-Öncelikle korkma ailen iyi. Sen de iyisin. Kalp ve kornea nakli oldun. Sağlığın her geçen gün iyileşiyor. Dedi kadın derin bir nefes vererek.
Ceren duyduklarıyla biraz olsun ferahlamıştı. Ama birazdan duyacakları onu öldürecekti. İşte onu bilmiyordu.
-Peki ailem nerde?

Kadın biraz bekledi. Belki de kendini hazırlıyordu anlatacaklarına. Ahh çok zordu. Peki bu 18 yaşındaki kız nasıl dayanacaktı? Ama o da bunları yaşamıştı. Hem de çok daha küçüktü bunları yaşadığında. Ceren de alışacaktı. Alışmak zorundaydı. Derin bir nefes aldı ve aşırı soğuk kanlı bir ifade ile anlatmaya başladı.
-Erkek arkadaşın seni hava aldırmak için dışarı çıkardı Ceren. Dönüş yolunda ise kaza geçirdiniz. Bir tır size çarptı. İkinizde ağır yaralandınız. 1 ay boyunca ikinizde yoğun bakımda yattınız.
Ceren'in biraz önce dinen yaşları duyucakalarını anlamış gibi yine dökülürken o sessizce dinlemeyi tercih etti. Kadın da istifini bozmadan anlatmaya tabi...

KELEBEĞİN ÖLÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin