Dip'lere Düşüyoruz

21 7 11
                                    

İçimde bir yerde kendim bile fark etmeksizin sakladığım gerçekler ilk defa dilimden döküldüğünde omuzlarımdan kalkan yükün haddi hesabı bile yoktu. Sinan'ı o terk edilmiş parkta öylece bırakarak gitmiş ve bulduğum ilk taksiye yine Sinan'ın yeni evinin adresini vermiştim.

Açınası ama hala ona mecbur olduğum noktalar vardı. Eve geldiğimde hızla alt kata yani spor salonuna indim ve üstümü değiştirme gereği duymadan yalnızca montumu ve çantamı bir kenara fırlatıp boks torbasının karşısına geçtim. Isınmamıştım. Herhangi bir güvenlik önlemi de almamıştım. Hoş bunlara gerek de duymuyordum zaten.

Yumruk yaptığım elimi sertçe torbaya geçirirken Kenan'ı hayal ettim. Ona vuruyormuş gibi attığım yumruklarım git  gide şiddetini arttırırken ağzımdan kocaman bir çığlık firar etti. Her şeyimi hatta Sinan'ın o masumluğunu bile ellerimden çalan adamın önümde diz çöküp ona bir şans vermem için yalvarmasını sağlayacaktım. Ne olursa olsun bunu yapacaktım. O ölümün sıcak nefesini teninde hissederken son gördüğü gözlerde benim gözlerim olacaktı. Onu adalete teslim etmek şu raddeden sonra umurumda değildi. Zaten bu iş bittiğinde ajanlığı da bırakacağımdan hapise girsem de umursamazdım. O adamı öldürmeden ne bana ne de başkasına rahat yoktu.

Attığım sert yumruklar yüzünden ellerim kan içinde kalmıştı. Belki de bir parmağımı kırmış bile olabilirdim. Ama umurumda değildi.

Art arda tekmeler atarken torbaya bu sefer Sinan vardı karşımda.
-Aptal!! Diye bağırdım sanki duyacakmış gibi.
-Geri zekâlı!!! Bir yumruğu daha onu hayal ederek geçirdiğimde torbaya elimden gelen kırılma sesi acı ile inlememe neden oldu.
-Güçsüz ve acizsin oğlum sen. Dedim son bir kez. Sonra adım adım arkaya giderek havuzun kenarında durdum. Tam bir adım arkamda su varken ben deli gibi kollarımı iki yana açıp kahkaha atmaya başladım. Elimdeki acı bile yaşadığım psikolojik acının yanında hiçti.

-Nefret ediyorum!! Diye bağırdım.
-Herkesten nefret ediyorum ama en çokta onu düşündükçe içimde yeniden doğan aptal kelebeklerden nefret ediyorum!!
-O kelebekleri de babanı ve seni bitireceğim gibi yok edeceğim Sinan Karatay!! Dedim ve kendimi boşluğa bıraktım.

Tenimde hissettiğim soğuk su deli gibi gülümsememi sağlarken ben havuzun dibinde nefesimi tutmakla meşguldüm. Çoktan elimden akan kanlar etrafımda kızıl bir akıntı oluşturmuştu. Dakikalarca tuttuğum nefesim son bulduğunda kendimi suyun üstüne atıp derin derin nefes alamaya başladım. Bir kaç kez sinirle suyu yumrukladıktan sonra ancak rahatladığımı hissetmiştim. Ama bu seferde giden sinirin yerini acı aldı.

Kardeşim dediğim ekibimin acısı...

Kesinlikte delirmeye başladığımı düşünüyordum. Bir kaç saat içinde bunca duygu değişimi normal değildi çünkü. Yüzerek havuzdan çıktım ve kenarda duran havluyla üzerimi kurulamaya çalıştım. Sonra arkamda bıraktığım dağınıklığı umursamadan çantamı ve montumu alarak odama çıktım.

________________

Yazar'dan

Bu sırada eve gelen Sinan  oldukça düşünceli bir halde Ceren'e bakmak için alt kata indi. Çünkü Ceren genelde hep orada oluyordu.

Merdivenin son basamağına geldiğinde bakışları önce hafifçe sallanan boks torbasına kaydı. Torbanın üzeri kan lekeleriyle kaplıydı. Korkuyla yutkunan Sinan yavaşça oraya doğru ilerlerken rengi pembeleşmiş havuza takıldı bakışları.
Bir kez daha yutkundu bu görüntüler karşısında. Adı gibi emimdi Ceren'in burada kendine zarar verdiğinden. Ama bildiği bir başka şey varsa o da genç kızın onu görmek istemeyeceğiydi. O yüzden duvarın kenarındaki dolaptan ilk yardım çantasını alarak hızla üst kata çıktı. Ceren'in odasının önünde durdu ve bir kaç saniye düşündükten sonra. Elimdeki kit'i kapının önüne bıraktı. Bir kaç kez kapıyı tıklattıktan sonra ise hızla kendi odasına ilerleyip içeri girdi.

KELEBEĞİN ÖLÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin