1. Gün : Oyun Başlasın

43 7 14
                                    

Saatler önce bir meslektaşımı kaybetmemiş , çatışmanın içinden çıkmamış gibi Sinan'ın benim için getirttiği özel kıyafetleri giyerek saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım. Yüzümde kocaman bir gülümseme ve siyah ağırlıklı makyaj vardı. Madem karanlığı bu kadar seviyordu bende onu karanlıkla etkilerdim. Kulağıma yerleştirdiğim kulaklığı iyice ittirerek görünmediğinden emin olduktan hemen sonra boynumdaki içine mikro kamera sakladığım kolyemi düzelttim.

Bu evde 1.günümdü. Ve benim zaman kaybetmeye lüksüm yoktu. O halde oyun başlasın. Ayağımdaki topuklu ayakkabılar parkede sert sesler çıkartırken karanlık merdivenden inerek aşağıda bize kapıyı açan kadının yanına ilerledim. Beni yemek odasına o götürecekti.

 Beni yemek odasına o götürecekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(cerenin elbisesi)

Nihayetinde girdiğimiz oda da evin geri kalanından farksız değildi. Tabi tek fark yemek masasının arkasında bulunan aşırı şık bir plak çaların çalmasıydı. Belki de en sevdiğim şarkılardan biri olan, Doris Day'den perhaps, perhaps, perhaps.

Büyük masaya doğru ilerledim. Kenan Karadağ olduğunu düşündüğüm adam masanın başında oturmuş bir yandan elindeki şarabını yudumluyor diğer yandan beni süzüyordu. Sinan ise onun hemen sağ çaprazına oturmuştu.

Kendimden emin adımlarla Sinan'ın karşındaki sandalyeye ilerledim. Bu sefer centilmenlik yapmasına izin verdim ve o gelerek sandalyemi çekti. Ama bakışları benden çok babasının üzerindeydi.

Çalışan kadınlardan biri başını bir an olsun yerden kaldırmadan servisi yaparken Kenan bey sonunda konuşmaya başladı.
-Demek yeni ortağım bay Robert'sın güzeller güzeli kızı sizsiniz. Dedi elindeki şarabı havaya kaldırarak. Bardağımı onun bardağına vururken, yabancı bir aksanla,
-Siz de müstakbel kayınbabam Kenan Karatay olmalısınız? Dedim.
Neyse ki bir çok ülkede göreve çıktığımdan İtalyan aksanı beni fazla zorlamamıştı.

Kenan bey bu sözlerim üzerine kocaman bir kahkaha atmakla yetindi.
-Julia aradaki resmiyeti gelinim olman şerefiyle kaldırıyorum. Şimdi anlat bana sana saldıranlar da kimdi? Dedi tek kaşını kaldırarak.
-Açıkçası bende bilmiyorum. Babamın düşmanlarından biri adamlarını göndermiş olmalı. Ancak gideceğim yere kadar biliyorlarsa evimi de öğrendiklerinden korkuyorum. Dedim dudaklarımı büzüp çaresiz bir ifade takınarak.
-Korkmana gerek yok Julia sana kimse dokunamaz bundan sonra. Dedi Sinan baştan beri koruduğu sessizliğini bozarak. Sonra başka bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki, Kenan beyin sertçe boğazını temizlemesi sözlerini ağzına tıkadı.

Bir daha da yemek boyu ağzını açıp tek kelime etmedi.

-Bundan sonra bizimlesin Julia. Dedi Kenan da. Ve tüm sohbet burada bitti. Sonra sessizce yemekler yendi. Ortam fazlasıyla gergindi tabi bu sırada. Sinan sürekli babasıyla göz göze geliyor ancak Kenan beyin ya boğazını temizleyeceği ya da gözlerini kırpıştıracağı tutuyordu. Nihayetinde Sinan da evin tüm diğer çalışanları gibi başını tabağından doğru düzgün kaldırmadı bile.

KELEBEĞİN ÖLÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin