Araba Yarışı

20 6 14
                                    

Takip programının beni getirdiği yer bir yarış pistiydi. Her halinden yasadışı yapıldığı belli olan bu yarışın arasına dalmış olmalılardı. Çok dikkat çekmediklerinden emindim. Çünkü ateşin arabası zaten çok lüks bir spor arabaydı. Eee Güneşin tarif ettiği mersedes de buraya uymuyor değildi.

Derin bir nefes alıp tekrar motoru harekete geçirdim ve hızımı bu sefer çok daha fazla arttırıp piste fırladım. Anında bağırışlar ve tezahüratlar başlamıştı. Beni de yarışçılardan biri sandıklarına emin olduğumdan çok daha rahattım. En azından onlar bana sorun çıkarmayacaktı.

Bir kaç arabayı geri de bıraktığımda Ateşin arabası görüş alanıma girdi.
Tam olarak arabayla yan yana geldiğimde başımdaki kaskı çıkartıp yola fırlattım. Yüzüme çarpan rüzgar nedeniyle gözlerim sızlıyordu. Başımı arabaya çevirerek Sinan'a baktım. Beni fark ettiği an pencereyi indirerek,
-Burada ne işin var!! Diye bağırdı.
-Senin ne işin var? Diye karşılık verdim.
-Annemi bırakamam Ceren!
-Bende seni bırakamam. Dediğimde sırıtmaya başladı.
-Çok tehlikeli. Diye bağırdı.
-Tehlike benim göbek adım oğlum. Asıl sen düşün. Diyip göz kırptım. Rüzgardan dolayı duyamadığım bir şeyler mırıldanarak kahkaha attı.
-Yanımdaysan tehlike sorun değil! Dedi sonunda göz kırparak.
Şimdi kahkaha atma sırası bendeydi.
-O zaman hadi şu herifleri yakalayalım. Dedim.

Sonra gaza daha da çok yüklendim. Aynı anlarda Sinan da hızlanmıştı.

Mercedes ile aramızda iki yarış arabası vardı. Motorla, birbirleri ile adeta pistte kavga eden bu araçları geçmek kolaydı. Ancak Sinan arabayı geçiremezdi. Bu yüzden hızlanarak iki arabanın arasına girdim. Beni fark eden adamlar şaşkınca bakarken fark etmeden hızlarını düşürmüşlerdi.
Motoru sağa kırıp Sağdaki aracın çekilmesini sağladım. Aynı şeyi soldakine de yaptığımda arada Sinan'ın rahatça geçebileceği kadar mesafe açılmıştı. Ben önde Sinan arkamda araçları geride bıraktığımızda Mercedes'e iyice yaklaşmıştık.

Tek elimle motora yön verirken diğer elimi belime uzatıp silahımı çıkardım. Biraz zor olsa da hazır konuma getirmeyi başardım ve kolumu uzatarak arabanın lastiklerini hedefledim.

Pekâlâ ya olacak ya da olacak. Başka bir olasılık olamaz. Derin bir nefes alarak tetiğe bastım. Mermi hedefi 12 den vurduğunda zafer dolu bir ses çıktı dudaklarımdan. Araç kontrolü kaybettiğinden yarış pisti olarak kullanılan otobandan  çıkıp yan taraftaki toprak yola saptığında hala peşindeydik. Patlak tekerle çok fazla gidemezlerdi.

Ve sonunda araba eski bir hurdalığın önünde durdu. Sertçe firene bastığımdan keskin bir dönüş yaparak durdum. Bu duruş beraberinde toprağı havalandırdı. Biraz gerimde duran Sinan hızla arabadan inip silahını çıkartı ve arkamdaki Mercedes'e doğru uzattı.  Motordan atlayarak tam yanında durdum ve bende silahımı çektim.

Havalanan toprak gidip de görüş alanımız açıldığında karşımızda eli silahlı 30 adamı bulmayı hiç beklemiyordum ama.
-Hasiktir! Diye mırıldanan Sinan biraz önce annesi sanarak peşine takıldığımız arabaya yaslanmış bize sırıtan kadına  bakıyordu sinirle. Tuzağa düşmüştük.
-Selam abiçim! Dedi kadın yaslandığı araçtan ayrılıp bize doğru gelirken.
Bense şaşkınca kalakalmıştım.

-Serra sen benim kardeşim falan değilsin. Dedi Sinan dişlerini sıkarak. Ama nedense bu kelimeleri söylerken acı çekiyor gibiydi.
-Ahhh! Üzülüyorum ama abiçim.
-Kapa çeneni! Diye gürledi Sinan.
-Neden babam senden vazgeçti diye sinirlendin mi? Diyen kadın işte şimdi içinde ki yılanı serbest bırakmıştı.
-birincisi o adam benim hiç bir şeyim. İkincisi geldiğin o deliğe hemen geri dönmezsen seni çok daha beter bir yere gönül rahatlığı ile sokarım. Dedi ama tereddüt eder gibiydi.
-Soksana. Aaa ama dur. 30 kişiye karşı 2 kişiydiniz dimi? Ah, ne büyük adaletsizlik! Dedi kadın ve deli gibi gülmeye başladı. Sonra adamlara bir işaret yaptı. Anında üzerimize gelen adamlar silahları elimizden alarak bizi depoya doğru sürüklemeye başladılar.

KELEBEĞİN ÖLÜMÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin