13 MAYIS 2011
"Baba bırakma beni düşerim." dedi iki tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmeye çalışan Algın.
"Korkma bir tanem. Tutuyorum seni." dedi arkasından destek veren Barlas. Kızına destek olmaya devam ederken hayatının en güzel 5 yılını geçirdiğini düşünüyordu. Algın ile geçen beş yıl ve daha beraber geçirilecek bir ömür. Kızı beş yaşını yeni doldurmuştu. Kızının kahramanı, ilk aşkı, babasıydı. Kızının ona olan hayranlığı gibi o da kızına hayrandı. Gözünün önünde büyüyordu. İlk adımı, ilk kelimesi, ilk dişi... Kızının tüm ilklerine şahit oluyordu. Hayatını kızına adamış bir adamdı artık. Tek gayesi ailesini korumaktı. Algın için, ikizler için varını yoğunu ortaya koyup savaşıyordu her anlamda.
Algın onun bu hayatta belki de en çok bağlı olduğu insandı. Annesine bile bu kadar bağlı değildi. Kızını her şeyiyle sevip, kıskanan bir babaydı. İçinde istemsiz bir koruma içgüdüsü vardı. Parka gittiklerinde kızı bir erkekle oynasın istemiyordu. Tabi bunu kızına söylemiyordu ama onu bir kişiyle daha doğrusu bir erkekle paylaşma düşüncesi onu çıldırtıyordu. Kızını paylaşmazdı. Hayat ona karşı ne kadar bencilse o da kızına karşı o kadar bencildi. Vermezdi, veremezdi kızını kimseye.
Diğer tarafta ikizler içinde az çok aynı şeyler geçerliydi. Birbirleri için yaşayıp birbirlerine tutunuyorlardı. Algın ikizler için çok değerliydi. Onları yaşadıkları burhandan çekip alan Algın'dı. Aynı yıl içinde hem annelerini hem babalarını kaybetmişlerdi. Bir uçurumun ucuna gelmiştiler ama Algın onların yaşama sebebi olmuştu.
"Beren'im baban seni bırakmazsa nasıl sürmeyi öğreneceksin?" dedi Algın'ın bu endişeli ama hiç pes etmeyen haline hayranca bakan Kağan. Beren'im derdi her ağladığında. Gerçi çoğu zaman derdi. Beren ismini o istemişti. Sadece o Beren'im derdi Algın'a. Kimse desin istemezdi. Ona özeldi Beren ismi.
"Abicim ama düşerim." dedi babasının tutup tutmadığına bakan Algın.
"Düşmezsin. Sadece önüne bak. Böyle, bak bana." dedi hemen yanında onun gibi bisikletin üzerinde olan Çağan.
"Abi sen büyüksün biliyorsun. Ben nereden bileyim?" dedi Algın bilmiş bilmiş.
"Bende senin yaşındayken öğrendim. Hem istersen destek tekerlerini tekrar takabiliriz. Biraz daha büyü sonra hemen öğrenirsin." dedi Çağan. Sabahtan beri inat etmişti öğreneceğim diye ama babasının bırakmasında izin vermiyordu.
"Hayır!" dedi Algın inatla. "Baba bırak beni." dedi büyük bir cesaretle. "Bebeğim istersen biraz daha alış sonra bırakırım." dedi Barlas onun düşmesi endişesiyle.
"Hayır babacım sürebilirim." dedi Algın. "Peki ama merak etme hemen yanında olacağım." dedi Barlas kızını bırakmaya hazırlanırken.
"Tamam." dedi Algın babasına gülümseyerek. Biraz sonra Barlas Algın'ı bırakmıştı. Algın ilk dengeli bir şekilde ilerlemeye başladı ancak sonrasında aniden dengesini kaybetti ve Barlas onu tutamadan yere düştü. Barlas hızla kızının yanına eğildi. Algın çoktan ağlamaya başlamıştı. Barlas onun kanayan burnunu görünce hızla Algın'ı kucağına alıp içeri geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM HAYAT
ChickLitÖlüm nasıl bir şeydi? Bu hissettiği boşluk ölümün hissi miydi? Ölmediyse ona ne olmuştu? Neden hiçbir şey hatırlamıyordu? Her anı neden puslu bir gecenin ardına gizlenmişti? Hayat ondan ne istiyordu ya da o hayattan ne bekliyordu? Kurtulmak mı ölme...