29 MART 2006
Genç adam bulunduğu durumdan çok rahatsızdı. 6 ay önce başlamıştı her şey. O kara günle başlamıştı her şey. Babasının ölümüyle. Babasının tüm işleri ona kalmıştı. Hem şirket hem de yer altı işleri. Babası yer altının en güçlülerindendi. Dostu kadar düşmanı da vardı. Ve ölümüyle dost görünen düşmanları da ortaya çıkmaya başlamıştı. Genç adam her işe yetişmeye çalışırken bu uğurda her geçen gün biraz daha bulaşıyordu ve iyice içinden çıkılamaz bir hale sokuyordu kendini ama bu onun elinde olan bir şey değildi. Tüm bu işlerle başa çıkmak için ve ailesini korumak için bunu yapmak zorundaydı. Yeni doğacak kız kardeşi için. İkizler için. Ve annesi için. Onları korumak için her şeyi yapmalıydı.
"Barlas oğlum!" diye çığlık atan annesiyle Barlas hızla odadan çıkıp annesinin sesinin geldiği yere koştu. Kapının yanında elinde bir kağıtla yere çökmüş ağlayan annesini görünce hemen yanına çöktü. "Anne ne oldu neden ağlıyorsun?" dedi genç adam. "Oğlum baban kazayla ölmemiş, öldürülmüş. Onu öldürmüşler." dedi kadın ağlamalarının arasından. Genç adamın başından aşağı kaynar sular döküldü. "Anne!" dedi acıyla kavrulan sesiyle. "Bak birde nasıl yaptıklarını anlatan bir mektup yollamışlar." dedi ağlamaya devam eden kadın.
Aniden bir çığlık yükseldi kadından. "Oğlum bebek geliyor!" demesiyle genç adam ne yapacağını şaşırdı. "Hastaneye gitmeliyiz." diyerek annesinin yerden kalmasına yardım etti. Hızla dışarı çıktılar, hemen ardından arabaya binip hızla yola koyuldular.
"Derin nefes al ver annem. Hadi birazcık dayan." dedi genç adam annesinin elini sıkı sıkı kavramışken.
"Oğlum bir beni dinle." dedi zorlukla kadın. Ardından devam etti. "Oğlum, bana bir-"
"Sana bir şey olmayacak anne. Sende bebekte oradan sağlıkla çıkacaksınız." dedi genç adam ama bilmediği bir şey vardı oda bu doğumdan yalnız birinin sağ çıkacağı. Kadın tüm riskleri biliyordu ve kızının yaşaması için elinden gelen her şeyi yapacaktı. Bu durumu ailesine söylememişti. Onu vazgeçirmeye çalışmalarını, ona üzülmelerini istememişti.
"Oğlum dinle bir. Bana bir şey olursa ikizlere çok iyi abilik yapacağını biliyorum. Ancak bebeğin annesi de babası da sen olacaksın. Onun için bir abi değil baba olacaksın. Baban zamanında nasıl sizinle ilgilendiyse sende onunla öyle ilgileneceksin. O sana çok muhtaç olacak. Lütfen oğlum annen olarak senden belki de son isteğim bu. Ona iyi bak. İyi bir hayat sun. Söz ver bana bunun için oğlum." dedi kadın.
"Söz anne söz. Sana bir şey olursa o benim kızım olacak. Ama sana bir şey olmayacak anne." dedi genç adam ağlamamak için kendini kasarken. Hemen ardından hastaneye vardılar ve doğuma girdi kadın.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bekliyordu saatlerdir ancak ne kimse içeri giriyor ne de kimse dışarı çıkıyordu. Sessiz koridor sonunda bir hareketlilik kazandı. Herkes dışarı çıkıyordu. Genç adam ayağa kalktı hızla. Doktor konuşmaya başladığında genç adam ikinci defa yıkıldı. "Üzgünüm elimden gelen her şeyi yaptım ancak anneyi kurtaramadım. Zaten doğum çok riskliydi. Beyza Hanım bunu biliyordu. Ya bebek ya kendi kurtulacaktı ve o bebeği seçti. Biraz erken bir doğum olduğu için bebek kuvöze alındı. Başınız sağ olsun."
Genç adam yere yıkıldı. Bu olamazdı, annesi ölemezdi. "Anne... Yapma anne yapma. Kapatma gözlerini. Daha onu görmedin anne."
Genç adam saatlerce orada oturdu. Düşündü, düşündü, düşündü... Ne yapması gerektiğini biliyordu. İnsanlara olan merhametinin en son kırıntılarını o gün orada bıraktı genç adam. Çünkü biliyordu ki alması gereken bir intikamı vardı. Koruması gereken kardeşleri vardı. Bir kızı vardı her an yanında olması gereken. Başına geçmesi, gücünü kanıtlaması gereken bir yer altı vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/305403990-288-k932013.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM HAYAT
ChickLitÖlüm nasıl bir şeydi? Bu hissettiği boşluk ölümün hissi miydi? Ölmediyse ona ne olmuştu? Neden hiçbir şey hatırlamıyordu? Her anı neden puslu bir gecenin ardına gizlenmişti? Hayat ondan ne istiyordu ya da o hayattan ne bekliyordu? Kurtulmak mı ölme...