~4~

2K 55 4
                                    

İyi okumalar..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Duşumu alıp üstümü de giydikten sonra salona geçtim.

Duşumu alıp üstümü de giydikten sonra salona geçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Günaydın." Dememe her kes karşılık verdi. Hakanın yanındaki boş sandalyeye geçip oturdum.

"Bonjour madame, vous êtes de nouveau très belle."

"Merci Monsieur"* diye Emreni cevapladım.

"Fransızca biliyor musun?" Emrenin sorusunu mırıltılarla onaylayarak hizmetçiden çayımı aldım. "Ben neden seni daha önce bulmadım ya" diye isyan ederken masadakiler gülüyordu. Hakan elimi tuttuğunda kasılmış çenesine baktım. Galiba bu hallarına artık alıştım ben.

"Benim çünkü, o yüzden bulamadın." Demesine daha da gülmeye başladılar. Yalnız Alev gülmüyordu ama ona da artık kendimi alışmış hiss ediyordum. Gerçi ilk günümdü ama, neyse işte. En azından kafama takıp sinir olmuyordum.

"Ya Emre, sen bilirsin, bu taraflarda spor salonu var mı?" Aklıma gelen soruyla Emreye döndüm.

"Var tabi, ben de gidiyorum." Lokmasını yedikten sonra cevapladı.

"Bana konumunu atsana, sabahları spora alışığım" bunu duymam beni mutlu etmişdi. Spor hayatımın bir anlamıydı, kendimi sporsuz düşünemiyordum bile.

"Ya Mavi, gerçekten ideal bir kadın tipisin." Ayşe bana hayran bakışlarla baktı. Onun sözlerine kıkırtayıp elimle yüzümü kapadım.

"Seni benim mekana da götüreyim" Emre bana göz kırptı.

"Senin mekan mı?" İşte bu beni heyecanlandırdı. Eğlenmeyi çok severdim. " Ben senin de şirkette çalışdığını sanıyordum."

"Yok ya, benim kafalar başka. Benim barlarım var."

"Vay, müthiş. Gideriz mutlaka." Diye sevinçle ellerimi bir birine vurdum. Hakan bu fikirden hoşlanmasa da kötü bakışlar atmakla yetindi.

"Tabi Mavicim." Demesiyle Hakan küçük öksürdü. "Yani yengecim." Diye Hakana korkak bakışlar atarak yeniden tabağına döndü. Kendimi tutamadan kıkırtıyordum.

Mutfaktan sorumlu olan Hatice hanımın sesini duyduğumda oraya döndüm. "Efendim, akşam için ne yapmamı istersiniz?"

"Haticecim, biz Aras ve Selmayla akşam evde olmayacayık. Çocuklardan sor." Süreyya babaannenin cevabıyla Hatice hanım bize döndü ve aklıma gelen fikirle hemen konuştum.

"Akşam yemeğini ben yapayım mı?" Her kes bana bakıyordu.

"Yorma kendini." Hakanın sesine ona döndüm.

"Yok ya, severim yapmayı." Mutfak işlerini severdim, bu yüzden hiçde fena fikir değildi bence.

"Akşam yemeklerini sabırsızlıkla bekliyorum yengecim." Emre suyunu yudumlarken bana doğru eyilip fısıldadı. İkimiz de kıkırdadığımızda Hakanın sert bakışlarıyla yemeklerimize dönmüştük.

I'm fineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin