~24~

753 25 3
                                    

İyi okumalar..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Hakan Arslanoğlu..

Bir şeylerin olduğunu hiss etmişdim zaten. Hiçkimseye bir şey demeden arabaya geçip son surat Kayanın dediği hastaneye gidiyordum.

Allahım karımı da, oğlumu da sağ salim bana bağışla lütfen.. Onlarsız ne yaparım..

Hızlıca arabayı hastanenin önünde durdurup indim. Kaya ve yanındaki diğer koruma önden bana doğru geldiğinde ben hızlıca ona yetişip yumruğumu suratına geçirdim.

"Lan ben seni ne diye Maviyle gönderiyorum he? Ne diye para ödüyorum size it herif? Neden benim şimdi haberim oluyor her şeyden?" Ceketinin önünden iki tarafdan tutmuş sinirle silkeliyordum. "Eğer bu 3 saatde onlara bir şey olmuş olursa var ya senin sonun olurum duydun mu beni?!" Geriye fırlatıp hızlıca hastaneye giriş yaptım. Resepsiyona yaklaşıp ismini sorduğumda kayıtta öyle hasta olmadığını belirtdiler. Sinirle etrafa bakındığımda Kayanın sesini duydum.

"Efendim vallah size haber verecekdim ama Mavi hanım yemin ettitdi kimseye söylemeyeyim diye. Ama 3 saattir haber alamadım, ben de hastanede çok aradım ama bulamadım, ben de çok endişe ettiğim için yeminimi bozup size aradım."

"Yeminini sikeyim Kaya, bana onu hemen bulun!" Kayaya ve ardındaki ve benle beraber de gelen korumalara bakdım. Hepsi aynı anda etrafa dağıldı. Hemşireden kadın doğum doktorlarının katını sorduğumda yönlendirmesiyle 3cü kata çıktım. Her kata merdivenle çıkıp bir göz de atıyordum. 3cü katın merdivenlerini bitirdiğimde önümdeki resepsiyona baktım. Oraya giderken resepsiyondaki 2 hemşirenin konuşmasını duymamla olduğum yerde kaldım.

"Ay çok üzüldüm ya, neden düşük yaptı ki? Gencecik de kendisi."

"Doktor stres dedi, vallahi hamile kadın stres çekemiyor ha. Bizim Nazlı ablanın da kızı kocasıyıa tüm gün kavga ederdi, stresden düşük yaptı. Hem de iki kez."

"Allah yardımcıları olsun. Kadının yalnız olmasına da üzüldüm."

Daha fazla dinleyemezdim. İçimden tüm duaları okuyordum, o dedikleri kadının Mavi olmaması için şuan canımı bile verirdim. Onlara yaklaştığımda susup bana döndüler.

"Şu, düşük yapan kadın," konuşmakta zorluk çekiyordum, boğazıma oturan yumru ise nefes almama bile engel oluyordu. "hangi odada?" Hemşirelerden biri cevapladı.

"Hemen şu sağdaki oda." Gözlerim oraya döndü. Kalbim duracakmış gibi hiss ediyordum. "Beyefendi iyi misiniz?" Sorusunu görmezden gelerek kendimi biraz da olsa toparlayıp odaya yaklaşdım.

Elim kapının kulpunda saniyeler bir birini kovalarken gözlerimde biriken yaşlar göreceğim şeylerden dolayı canımı çok acıtıyordu. Derince nefes soluyup daha fazla dayanamadan indirdim kapının kulpunu. İçeriye bir adım attığımda yatakda uzanmış hastane giysisindeki bir kadınla göz göze geldik. Utancla hemen özür dileyip kapıyı geri kapattım. İçime yayılan rahatlık ve hâlâ Mavini bulamamın korkusuyla sendelesem de duvara tutundum. Hemen yakınımda olan biraz önceki hemşirenin sesini duydum.

"Beyefendi birini mi arıyorsunuz?" Demesiyle ellerimle yüzümü ovuşturup hemşireye baktım.

"Evet, karımı, hangi odada olduğunu bilmiyorum. Bana onu bulmakda yardı-"

"Hakan?" İsmimi duymamla, hem de tanıdık o sesden duymamla hızlıca arkamı döndüm. Gözleri yorgun ve şaşkın bakan karımla göz göze geldiğimizde etrafdaki herşey silinmiş bir biz kalmışız gibi hiss ettim. Hiç düşünmeden aradaki iki adımı kapatıp sıkıca sarıldım ona. Kokusunu içime çekerek saçlarını okşadım. Geriye durmak istediğinde zorlamadım. Hemen yanıbaşımızda Kaya dikildiğinde Mavi ona kötü kötü bakmaya başladı.

I'm fineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin