~9~

1.9K 60 9
                                    

Medyada Hakan varrr....

İyi okumalar..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Elimdeki kurabiyeleri tabağa dizerken kapı tarafdan sesler duyuldu. Selim amca gelmiş büyük ihtimal. Dün konuşmuştuk.

"Selim amca, sen misin? Ben de uyuyamadım, kurabiye yaptım. Vereyim Sibele götür, sever-" arkamı dönmemle gördüğüm o mavilikler sözümü yarım bıraktı. İçimde özlem kıpır kıpır olsa da, kırılmış kalbim ona hayal kırıklığıyla bakmama neden oldu. Hızlıca bana gelip sarılırken kendimi sıktım. Öyle sıkıca sarılıp kokumu oksijen gibi içine çekmeye başladı ki, içim gitmişti. Ama hemen kendimi toparlayıp boşta kalan elimle ittim onu. Bir kaç adım uzaklaşıp üstümü düzenledim. Bana dolu gözlerle bakıyordu.

"Mavim, ben..-"

"Burda ne işin var? Ben buraya rahat nefes alayım diye geldim, o yüzden geldiğin gibi dön evine." Sinrime hakim olamıyordum ve olmak da istemiyordum zaten. Yapabildiğim kadar sert olucam onunla. Elimdeki tabağı tezgaha bırakıp onu aldırmadan işlerimi yapmaya başladım.

"Biraz konuşalım mı?" Çocuklar gibi kafasını öne eğip bir adım daha yaklaşdı ve kısıkça sordu.

"Sesini duymak istemiyorum. Sikme kafamı!." Tam gözlerine bakatak sesimi yükseltip konuştukdan sonra yüzümü dönüp mutfaktan çıktım. Kendim için bahçede hazırladığım kahvaltımın tabaklarını toplayıp yeniden mutfağa döndüm. Hâlâ da olduğu yerde durup bana bakıyordu.

"Tamam, susacağım. Ama sen konuşmak isteyene kadar hiç bir yere gitmeyeceğim."

Elimdeki tabakları sinirle tezgaha bırakıp ona döndüm.
"Ya ben seni görmemek için buralara kadar geldim, anlamıyor musun görmek istemiyorum seni!" Her sözü bastırarak sinirle söyledim.

"Benim yerim, karımın yanı." Hala da karım diyo ya.. o kadar sözden sonra hala karım diyo, delireceyim..

"Çakma karım' de, nede olmasa 4 aydan sonra siktir olup gidicem." Onun sözlerine gönderme yaptım. Ağzı açıldı bir şey demek istedi ama sonra sustu.

"Özür dilerim.." daha fazlasını duymak istemediğim için bahçeye yöneldim. Elimdeki tabaklarla geldiğimde bana bakıp şakaklarını ovuşturdu, sonra kendisiyle bir karar almış gibi dik durup beni izlemeye başladı. Yeniden bahçeye çıktığımda o da arkamca geldi ve benle beraber sofrayı toplayıp mutfağa taşıdı. Yüzümü dönüp tezgahdakileri dolaba yerleştirmeye başladığımda su sesiyle arkamı döndüm. Ve tabakları yıkayan Hakan beklemiyordum, gerçekten. Bu gülümsememe neden olsa da hemen kendimi toparlayıp önüme döndüm. Söyledikleri sözler için ceza çekmeli. Ben de süründürmesini iyi bilirim. O yüzden bir şey demeden tüm çıkan tabakları tezgaha yanına yığmaya başladım. Sessizce hepsini yıkadı, kuruladı ve yerleştirdi.

"Mavi kızım." Duyduğum sesle arkamı döndüğümde Selim amcamı gördüm.

"Selim amca." Hemen gidip sarıldım. "Özlemişim."

"Ben de özledim, civciv."
İkimiz de kıkırtadık. Sonra Hakana baktı ve elini uzattı tokalaşmak için. "Sen de kimsin delikanlı?"

"Hakan, ark-" sözümü yarım bırakıp hemen konuştu.

"Kocasıyım." Diye hemen elini uzatıp tokalaştı. Selim amca bir bana, bir Hakana baktı.

"Gerçekten mi?" Gözleri dolmuştu. "Şaşırdım ama, çok sevindim be civcivim." İkimize de sarıldığında Hakana ölümcül bakışlar atıyordum, o da sadece sırıtıyordu. "Akşam bize yemeğe gelin mutlaka, Yıldız teyzen çok sevinecek. Ayrıca Ozan da burda."

I'm fineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin